*

  • bu aslında sır kapısı 'nın bir bölümünde onlarca kez dile getirilen sûre ve ayet numarasıdır.
    söz konusu bölümde öğrenciyi gurbetçiler dizisinde şükrü ile helga 'nın oğlu, yalnız yaşayan adamı da ümit aktan 'a benzeyen bıyıklı bir adam oynamıştı. oyuncuların hakiki isimlerini yeri geldikçe edit olarak ekleyeceğim, ama şimdi gitmem lazım.

    (bkz: uçmadan önceki son entryi girerkenki ilginç telaş)
    (bkz: neyse ben cikiyorum kendine iyi bak bye)
  • diyanet cevirisi:
    "inkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? hâlâ inanmayacaklar mı?"

    elmalili hamdi yazir cevirisi:
    "o küfredenler görmediler mi ki, gökler ve yer bitişik idiler de biz onları ayırdık; canlı olan her şeyi sudan yaptık. hala inanmıyorlar mı?"

    yasar nuri ozturk cevirisi:
    "o küfre sapanlar görmediler mi ki gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık. her canlı şeyi sudan oluşturduk. hâlâ iman etmeyecekler mi?"
  • bilimsel yaklaşımlar din ile uyuşmayınca, dini bilim ile uyuşturmaya çabalayan cemaat çevrelerinin; yarın bir gün evrim teorisi olurda herkesçe kabul görürse; "bakın işte burada evrim teorisi anlatılıyor, kitapta var demek ki doğru" diyebilmek için attıkları bir temeldir. yukarıda da anlatıldığı üzere "tır kapısı" programında insanı sersemleterek bırakan final sahnesiyle hikayelendirilmiştir.

    peki bu ayet nereden geliyor, sahiden de 1200 yıl öncesinden evrime bir atıf mı yapılmış?

    cemaate yakınlığı bilinen suat yıldırım çevirisi:
    "hakkı, inkar edenler görüp bilmediler mi ki / göklerle yer bitişik (bir bütün) idi, onları biz ayırdık, / hayatı olan her şeyi sudan yaptık. hala inanmayacaklar mı?

    sümer tarihinde yaratılış:
    sümer efsanesine göre evrende ilk olarak tanrıça "nammu" adında büyük uçsuz bucaksız bir su vardı. tanrıça o sudan büyük bir dağ çıkarıyor. oğlu hava tanrısı "enlil", onu ikiye ayırıyor. üstü gök oluyor, gök tanrısı onu alıyor, yer olan altı da "yer tanrıçası" ile "hava tanrısı" nın oluyor. "bilgelik tanrısı" ile "hava tanrısı" yeri bitkiler, ağaçlar, sularla donatıyor. hayvanlar yaratıyor ve hepsini idare edecek tanrılar meydana getiriyor. (kaynak: tarih sümer'de başlar s64-69.)

    tarihsel süreç içerisinde çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dinlere geçişte; bu ve benzeri çok çeşitli efsaneler dilden dile, nesilden nesile sözle aktarılıp sonunda kulaktan dolma halleriyle kitaplara, yazıtlara, ahitlere giriyor. bu geçiş sırasında çok tanrılı dinlerde bir büyük tanrı çevresinde toplanan diğer tanrılar, zamanla ortadan kaybolmayarak melekler halini alıyor. geriye kalan diğer tanrılar da kabiliyetleriyle tek tanrı altında toplanarak 99 isim gibi biçimlerde izlerini koruyor.
  • enbiya suresinin, otuzuncu ayetini temsil eden ve buna vurgu yapan bir hikaye. açıp baktığımızda işaret edilen surenin; "ilk önce birleşik olan gök ve yeri ayırdığımızı görmedin mi?" diye bi sorudan ibaret olduğunu görüyoruz. şimdi bunu soran bir yaratıcı ise ben bu soruyu; "ömrümde bir defa olsun tanrı görsem, gök ve yeri ayırmasına lüzum kalmadan varlığına inanırdım zaten" diye cevaplardım. hadi beni geçelim. ben o kadar mühim değilim ama sorunun yöneltildiği kitleye bakıyorum da -kuran'ın bütün insanlığa indirildiği bilgisinden hareketle- bu ayeti okuyan, dolayısı ile soruya muhattap olabilen kaç tane inançsız, gökyüzünün ve yeryüzünün ayrıldığına, üstelik bu işlemin tanrı eli ile gerçekleştiğine açıkça şahit olmuş olabilir?
  • beslendigi kulturden izler tasirken bilimsel gerceklerle celisen ayet.

    sümer inanışına göre başlangıçta gök ile yer birdi. daha sonra gök ile yer tanrılar tarafından ayrılmıştır. sümer inanışında evrenin kökeni şu şekilde açıklanır:başlangıçta ilksel deniz vardı; kökeni veya doğuşu konusunda bir şey söylenmemektedir, sümerler onu her zaman varmış gibi düşünmüş olabilirler.ilksel deniz gök ile yerin birliğinden oluşan kozmik dağı vücuda getirdi.tanrılar insan biçiminde kişileştirildiğinde, anu (gök) eril, ki (yer) dişildi. onların birleşmesinden hava tanrısı enlil doğdu.hava tanrısı enlil yerden göğü ayırdı ve babası anu göğü ele geçirirken, enlil annesi ki'yi, yeri, ele geçirdi. enlil ile annesi ki'nin birleşmesi- tarihsel devirlerde ninmah, "yüce kraliçe", ninhursag, ("kozmik dağın kraliçesi"; nintu, "doğurgan kraliçe" gibi çeşitli adlar verilen tanrıçayla özdeşleştirilmiş olabilir- evrenin düzenlenmesini, insanın yaratılışı ve uygarlığın kuruluşunu başlattı.

    mısır mitolojisinde de benzer sekilde başlangıçta evrenin kaosun kara sularıyla dolu olduğuna inanırlardı. ilk tanrı, re-atum, aynı mısır karasının nil'in taşan sularından her sene ortaya çıkışı gibi sudan (yükseldi ve) ortaya çıktı. re-atum'dan şu(hava)ve tefnut (nem) ortaya çıktı. şu ve tefnut'un iki çocuğu olduğu zaman dünya yaratıldı: nut (gök) ve geb (yer).

    ayni oyku kuran' da nasil geciyor bakalim:

    "inkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? hâlâ inanmayacaklar mı?”( enbiya, 21/30

    goruldugu gibi birkac ortak nokta var. birincisi hayat hep sudan koken aliyor. ıkincisi ise, yer ile goklerin birbirinden ayriliyor olusu. donem anlayisi ile uygun, cunku o donemde bilinen evren yer ve gok ile sinirliydi. yildizlar ve diger gok cisimleri ise sadece gokyuzunu susleyen kandillerdi. hatta kuranda yer kelimesi tekil iken, gok degil gokler kelimesi kullanilir. yani o donem icin sadece "yer" ve onun uzerinde "kubbe" olarak var olan, adeta direklerle yukseltilmis "gokler"(ki hep yedi kat olusumdan bahsedilir).

    cok sevdigim bir videoyu yeri gelmisken paylasarak konuya devam etmek istiyorum:

    http://youtu.be/36o6rnxcyf0

    4500 yil oncesine ait misirdan da, 3500 yil oncesinin babilinden de boyle bir evren anlayisi beklemiyorum tabii*. benzer sekilde 1400 yil oncesinin araplari da fazlasini bilmiyordu.

    fakat gunumuzde biliniyor ki, evren 13 milyar yasindayken dunya sadece 4.5 milyar yildir mevcut. dunya basindan beri yoktu, evrenden cok sonra olustu.
  • koskoca sumerolojiyi turklerin hezeyanlari kabul ederken bir paragraf fazla okumaya usendigi icin antik misir dininde de benzer inanislar oldugu gercegini atlayanlarca kuran'in gercekliginin delili kabul edilmektedir.

    kaldi ki tarihi uygarliklarin bu konudaki inanclarinin bilimsel olarak da gercek olmadig kismina hic girmiyorum.

    ılkel bir afrika kabilesi bile, bundan yuzyillar once sirius yildizina ait gercekligi son yirmi yilda kanitlanabilmis seylere inandigi bir dine sahip. adamlar insanoglunun sirius yildizindan geldigine inaniyor, ve biz sirius hakkinda yuzyillar oncesine ait bu bilgileri nereden bilmis olabilecekleri hakkinda tek bir teori bile uretemiyoruz.

    kuran ise sadece o cografyanin inanclarini tekrar gundeme getirmesine ragmen, bilimsel olarak curutulen iddialari bile milyonlarca destekci topluyor.

    ısin ozu malesef bu.
  • birtakim deliller sunulsa da aslinda hala nasil meydana geldigi tartismali olan sureclerden ve buyuk patlama gibi teorilerden yola cikarak kitapta bunlara ters birtakim ifadeler oldugunu iddia etmek cok saglikli olmayacaktir. bu noktada:

    1. ayet evrenin ve dunyanin ayni anda yaratildigini soylemiyor. buradaki ayrilma sureci pek ala dunyanin bir gaz kutlesinden katilasmasiyla evrenin gerikalanindan ayrismasina da isaret ediyor olabilir.

    2. yarin big bang teorisi tabii genisleme ile ilgili dopplere dayali kanitlar yerini korumak uzere ciddi bir guncellemeye ugrar ve buradaki ifadeler bir anlam kazanirsa bizim durumumuz ne olacak?

    eger birinci siktan devam edersek, bu ayet dunyanin evren icerisinde olusumunu isaret ediyor. zira ayetin devaminda sudan canlilarin yaratilmasindan bahsediyor ki bu da konun baglamini oldukca guzel bir sekilde belirliyor. bu noktada bizim ayetten baska gecersiz yorumlar cikartmamiz ayetin degil bizim sorunumuzdur. yoksa ayetin ne dedigi cok acik. bizim ona farkli anlamlar kazandirmaya calismamiz onu muallak kilmaz.

    yani cok acik bir sekilde ayet evrenin yaradilisindan bahsetmiyor. dunyanin yaradilisindan bahsediyor. baglam belli, acik. ayrica once evreni, sonra yeri yarattik dese dogru olmaz zira evren yaratilmis bir sey degil hala yaratilmaya devam ediyor, evren genisliyor. ha "evrenin bir baslangici var bu baslangic icinde bir sure sonra dunya meydana gelmis" neden demiyor dersek, ayet zaten boyle bir seyden, boyle bir "hikayeden" bahsetmiyor. sadece dunyanin yaradilis anina ve hemen sonrasina odaklanmis. bu bakimdan buradaki ayrisma ifadeleri evrenin icinde yerin yaratilmasini ifade etmesi bilimsel acidan yerine oturur ve aciktir. ayette bu acik goruluyor. burada kur'an'i bilimsel gerceklerle (ki tekrar ediyorum bigbang ozelinde o kadar da kesin konusamiyoruz) bagdastirmak degil olay. ayet eldeki bilimsel gerceklere ters bir sey soylemiyor. bu kadar. yani konu bigbang ile dunyanin olusumunun ortusmesi degil, evrenin genislemesi surecinde dunyanin olusma ani. ayetin buna isaret etmedigini gostememiz mumkun degil.

    bir de su var tabii sumerler konusuyla ilgili (bkz: #30155583).
  • enbiya 30'da allah şöyle buyurmaktadır; "inkâr edenler (kâfirler), semaların ve arzın bitişik olduğunu görmediler mi? sonra biz, o ikisini (birbirinden) ayırdık. ve her canlı şeyi sudan yarattık. hâlâ inanmazlar mı?"

    stephen hawking, evrenle ilgili yeni yeni keşiflerin başladığını söylemiştir. “gezegenlerin uzaklaştığını gördük" demiştir.

    stephen hawkings in bu videosu youtube da bulunabilir. linkini bulursam buraya yazarım.
hesabın var mı? giriş yap