• 1933 - 1957 yılları arasında türk tıp dünyasının almanya'dan ithal motivatorlerinden biri. uzun boylu, hafif kamburumsu, iri kıyım, daima ciddi görünüşlü ve de orijinal klinik dersleri ile eski gureba hastanesi ikinci dahiliye kliniği anfisinin unutulmaz dahiliye hocası. bugün oral antidiyabetik dediğimiz ilaçların, şeker ilaçlarının öncüsü olan sintalin'in keşfinde rol alanlardandır. uluslararası arenada adı geçen ilk türk tıp dergisi istanbul contribution to clinical science adlı derginin kurucusu, editörü.
  • 2. dünya savaşı sırasında nazizmin baskısından kaçarak türkiye'ye sığınan musevi asıllı alman tıp adamı.

    devamı için,

    http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=32688,10,121
  • insulini bulan kişidir. atatürk döneminde türkiye'ye gelen bilim insanlarındandır.
  • "yurdumdan atılmış olmanın şaşkınlığına uğradığım günlerde bana yalnız türkiye kollarını açarak beni bağrına bastı. burası benim vatanımdır. ayrılıp nimetlerine küfranda bulunamam."

    demiş ve kendi vasiyeti üzerine rumelihisarı'ndaki müslüman mezarlığına gömülmüştür. sözünün eri ve insaniyetli imiş (bkz: helal olsun)
  • erich frank (28 haziran 1884 - 13 şubat 1957)

    erich frank hoca insulini bulan değil, sentalin adlı antiparaziter ilacın keşfedeni galiba. sentalin bir yan etki olarak kan şekerini düşürünce frank hoca oral antidiyabetik kavramını ortaya atmış.

    (bkz: ferhan berker)
  • alfred erich frank. türkiye'de iç hastalıkları alanında çalışmış ordinaryus profesör doktor.
    yıl 1934 ya da 1935 olmalı, istanbul üniversitesi tıp fakültesi’nde 4. sınıf öğrencilerinin fizyopatoloji pratik imtihanı yapılacaktı. iç hastalıkları profesörü doktor erich frank, nazi almanya’sından kaçıp 1933 üniversite reformu öncesinde türkiye cumhuriyeti’ne sığınmış değerli alman bilim insanlarından birisiydi.
    sınavda tek bir soru sorulacaktı. sınav salonundaki büyük kürsünün üzerinde iki büyük erlenmayer tüpü vardı, tüplerin birisinde sarı renkli bir sıvı, diğerinde ise kırmızı renkli bir sıvı olduğu görülüyordu. ilk öğrenci sınavın yapıldığı amfiye girdi, prof. frank büyük kürsünün üzerindeki erlenmayer tüplerini gösterdi ve sordu, “ne görüyorsunuz ?'' öğrenci başını kaldırdı, yüksek kürsünün üzerindeki tüplere baktı ve biraz düşündükten sonra yanıt verdi, “sayın profesör, sağdaki erlenmayer’de idrar var, diğerinde ise kan var.” “emin misiniz ?'' dedi profesör frank. “evet, sayın hocam eminim.” “kaldınız sayın öğrencim, çıkabilirsiniz.” sınıfta 140 civarında öğrenci vardı. bütün öğrenciler sanki sözleşmiş gibi aynı yanıtı vermiş ve sınavda herkes başarısız olmuştu. profesör frank, sınavdan sonra bütün öğrencileri büyük amfiye topladı.

    durgun ve biraz üzgün olduğunu belli eden bir sesle konuşmaya başladı.
    “sevgili öğrencilerim, şaşkınlık içindeyim. hepiniz sınavda başarısız oldunuz, çok üzgünüm. sınav salonuna birer birer girdiniz, büyük kürsünün üzerindeki tüplere baktınız ve sağdaki tüpte idrar var, soldaki tüpte ise kan var dediniz.” arka sıralarda oturan bir öğrenci elini kaldırdı, “peki, sayın profesör doğru cevap neydi?” dedi.
    “doğru cevap, sağdaki erlenmayer’de idrar var, diğerinde ise kan var olmalıydı arkadaşlar” dedi profesör frank. sınıfta bir homurdanma başladı. az önce soru soran öğrenci biraz sinirli bir ses tonu ile sordu, “o zaman neden bütün sınıf başarısız oldu sayın profesör ?'' frank hoca sakin bir eda ile konuşmaya başladı, “değerli arkadaşlar, hepiniz sınav salonunda kürsünün üzerindeki tüplere aşağıdan baktınız ve doğru olduğunu zannettiğiniz, tahmin ettiğiniz şeyi sorunun cevabı olarak söylediniz. içinizden bir kişi bile gözlem yapmak için kürsüye çıkmak ihtiyacı duymadı. içinde idrar var dediğiniz tüpü elinize alıp koklamadınız, idrarın kendine özgü kokusu var mı diye merak etmediniz. bir kişi bile yukarı çıksaydı, kürsüde, iç rafın üstünde ışığı yanan bir mikroskop, pipet, lam ve lamel olduğunu görecektiniz. içinde kan olduğunu tahmin ettiğiniz tüpten bir damla örnek alıp mikroskopta inceleyebilirdiniz, alyuvarları, akyuvarları gözünüzle görüp o sıvının gerçekten de kan olduğunu tespit edebilirdiniz. oysa siz, sadece aşağıdan tüplere baktınız ve bana tahminlerinizi, doğru olduğunu zannettiğiniz ihtimalleri söylediniz.” “genç arkadaşlar, sizler iki yıl sonra mezun olarak türk milletine doktor olarak hizmet edeceksiniz. bir doktor asla gerçek olduğu bilimsel olarak kanıtlanmamış sözleri yüksek sesle insanlara aktaramaz. bizler, tıp mesleğinin ustaları olarak sadece gerçek olduğunu bilimsel gözlem ve deneylerle kanıtladığımız gerçekleri konuşuruz, ağzımızdan sadece gerçekler dökülür bizim. insanlar bu nedenle bizim ağzımızdan çıkan her söze büyük bir güven duyarak inanırlar, asla şüphe etmezler. hepinizi eylül ayında bütünleme sınavında görüşmek üzere bu soruyu yaz tatiliniz boyunca düşünmeye davet ediyorum. iyi tatiller diliyorum.”

    1930’lu yıllarda dünyanın en ünlü ve saygın iç hastalıkları hocası olan prof. dr. erich frank aynı zamanda çok değerli bir eğitimciydi. eylül ayındaki bütünleme sınavında öğrencilerine aynı soruyu sordu, öğrenciler tek tek gözlemler yaparak “sağdaki erlenmayer tüpünde idrar var, soldaki tüpte ise kan var sayın profesör.” yanıtını verdiler.
    herkes sözlü sınavı geçerek yazılı sınava girme hakkını kazanmıştı ve artık hepsi bir doktor gibi düşünmeyi ve konuşmayı öğrenmişlerdi
  • amerika*'dan gelen teklifleri her defasında ret etmiş kendileri.
    türkiye'ye geldiği vakit kendi uzmanlığında en iyisi olduğunu belirtmek gerekir.
    sanırım 1935 ve 1940 arası zulüm gören tüm musevi asıllı alman bilim adamlarını hitler korkusuna hiç kimse ülkesine almamış.
    kendilerine türkiye cumhuriyeti davetiye yollamıştır.

    yaşanan onca acının ardından türkiye'ye gelen bilim adamlarının ülkemiz adına yaptığı devrimler unutulmamalı diye düşünüyorum.
  • (28 haziran 1884, berlin - 13 şubat 1957, istanbul)

    türkiye'de istanbul'daki tıp fakültelerinin başarısının sırrı erich frank gibi alman-yahudi akademisyenler tarafından kurulmuş olmalarında yatmaktadır.
    erich frank istanbul dahiliye klinikleri içinde kendisinden sonra en az üç jenerasyonun eğitimine etkisi olmuş bir büyük insandır.
    ilgi alanları endokrin sistem, vejetatif sinir sistemi, hematoloji ve nefroloji olmuş, hem klinik pratik hizmeti vermiş hem de laboratuar-deneysel araştırma-temel bilimler çalışmaları ile türk tıbbına sayısız katkılarda bulunmuştur.
    hocaların hocası erich frank ölümünün ardından vasiyeti üzerine aşiyan'da defnedilmiştir
    .
    ruhu şâd olsun.
hesabın var mı? giriş yap