• (bkz: tutsak)
  • savaş tutsaklarının köleleştirilmesi (bkz: vestfalya antlaşması) (1648) ile sona erer.

    daha sonra 1. dünya savaşı ile birlikte savaş tutsakları konusunda kural, antlaşma falan tanınmaz. insan hakkı falan hak getire.

    1949'daki cenevre sözleşmeleri ile tekrardan, uluslararası olan veya olmayan çatışma durumunlarında silahlı güçler ve insani yardım örgütleri tarafından uyulması beklenen standartlar belirlenmiştir. bu antlaşmanın kuralları halen savaş durumlarında uluslararası insancıl hukuğun temel kaynağıdır.
  • ayrıca esir; kan'dır abi, bıraksan ne güzel akar, nası şahika bi deniz olur biliyo musun... şöyle düşünsene kırmızı bi deniz, ufukta güneş, yansımasıyla birleşmiş gibi görünüyo, sağ tarafta kata çizen bi adam, solda güneşle aynı boyda bi kum saati ... içerim ben, dayanamam...
  • (bkz: eser/5)
  • (bkz: ethyl)
  • tavlavâri bir oyun. tek pullari tavladaki gibi kirmak yerine esir ediyorsunuz. kar$i taraf oynayamiyor. cok zevkli, birazda iq gerektiren bir oyun.
  • uzay boşluğunu dolduran madde olması anlamıyla dilimizdeki kullanımı da yaygındır:

    ne varsa hepsini boyun, saç, meme,
    esîrden dudaklar okşasın sevsin
    mademki geceden daha güzelsin! *
  • çok kişiyle oynanan bir açık alan oyunudur. çocukluğumun köyde geçen kısmının vazgeçilmezi olmuştu. hemen oyunu anlatmaya başlayayım...

    oyunda iki takım vardır. takımlar en az ikişer kişiden oluşmalıdır, daha fazla olursa daha zevkli olur. her iki takımın birer kalesi vardır. kale; etrafta bulunan, boyutları ayakkabı boyutları civarında olan bir taştır. iki kale birbirine 20-25 metre kadar mesafede olacak şekilde yere koyulur. başlangıçta a takımından herkesin ayağı a kalesine, b takımının ayakları da b kalesine değer şekilde olmalıdır. ve oyun başlar.

    önce oyunun amacını söyleyeyim; rakibin kalesine ayak ile değmek. bu, rakibin kalesini fethetmek manasına gelir ve bunu yapabilen takım oyunu kazanmış olur.

    oyunda esir alma olayı vardır ki oyunun ismi de buradan gelir. rakipten birini esir alabilmek için, rakibin kalesini terketmesi gerekir ondan sonra sizin de kalenizi terkedip o kişiye değmeniz gerekir. burda önemli olan; daha sonra kaleyi terketmektir. sonra terkeden kovalayan pozisyonuna geçer, daha önce terkeden kaçar, bir an önce kalesine dönmeye çalışır. kalesine döndükten sonra, hemen taşa değip bu sefer az önce kendisini kovalayan kişiyi kovalar, çünkü ondan sonra kalesini terketmiş olur.

    örneğin: a1 kişisi kalesini terkeder, sonra b1. b1, a1'i kovalamaya başlar, a1 kalesine dönmeye çalışır. bu sırada a2 kalesinden çıkarak b1'in peşine düşer. b1 de a1'in peşini bırakıp, a2'ye yakalanmamak için kalesine doğru kaçar. akabinde b2, a2'nin peşine düşer... bu durumların bu şekilde sıra ile olmasının yanında karmaşık şekli de olabilir. yani a1 ve a2 çıkar av olarak, onları kovalamak için b2 çıkar. ardından a3, a4... kombinasyonlar bol miktarda.

    alınan esirler ise kalenin 2 metre kadar yanında durur bekler. yani a takımı b1 ve b2 kişilerini esir almışsa bu kişiler a kalesinin yanında beklerler. b takımından biri bu kişilere dokunarak bunları esaretten kurtatabilir (tabi a takımına yakalanmazsa), bu kişiler tekrar oyunda aktif hale geçebilir.

    oyunun final bölümünde, bir şekilde bir takımdan esir olmayan sadece bir kişi kalmıştır, tek başına kaleyi savunmaya çalışır gazi osman paşa misali. a1 kalesinde tek kalmıştır, bunu fırsat bilen b takımı önce tüm esirlerini kurtarmaya çalışır, tabi a1'in direnciyle karşılaşacaktır. a1 esir arkadaşlarını kurtarmaya koşsa b takımından biri a kalesine değip kaleyi fethedecektir, bu iş yaştır. tek çare a1'in kalesini ayaklarıyla sarması ve etrafına toplaşan çakalları birer birer esir almasıdır. ama bu hiç de kolay bir iş değildir, her babayiğidin harcı değildir. b takımında esir olmayan herkes kalesini terketmiştir, a kalesini kuşatmıştır. bu durumda a1 hala kalesindedir, bu demek oluyor ki a1 kalesini terkettiği an tüm b oyuncularından daha sonra kalesini terketmiş olacak, yani esir alma kuvveti a1'dedir.

    büyük bir oranla a1'in çabaları sonuçsuz kalır. a1, b2'ye değip onu esir almak için çok kısa bir anlığına kalesini terketmesiyle arkadaki b3'ün kayarak ayağıyla a kalesine değmesi bir olur. ya da a1 o zor durumda tüm b takımı oyuncularına değerek esir alır, sonra da boş kaleye gol atar pardon gider, fetheder.

    son yıllarda, çocukluğumu gerçekten tam anlamıyla yaşadığım köyüme gittiğimde görüyorum ki çocuklar ellerinde tasolarla birbirileriyle kavga etmekteler. eskiden köyde teknoloji yoktu, böyle gavur icadı tasolar falan da olmazdı, şehire göre geriden takip edilirdi ya moda. bu sebeple tüm çocuklar koşup dururlardı etrafta, saklambaç olsun, esir olsun, bunun gibi kovalamaca oyunları, tabancacılık olsun... dıkşi dıkşiii...
    şimdi gel de anlat bunları çocuklara, tahtadan araba yapmasını öğret. yakında atariler de gelir, evden çıkmaz olur çocuklar, sokaklar sesiz kalır.

    - ehehe köktüm olum seni
    + ne kökmesi lan elinle değdin
    - kes lan ibne
    + versene lan tasolarımı mınagoduğum
    ....
hesabın var mı? giriş yap