*

  • kış mevsiminin kuzeyden alcak bir basınç etkisi ile bedene geldiği aylar olan
    kasım, aralık, ocak, şubat aylarında, güneş isimli ısı ve ışık kaynağımızın bize türlü oyunlar oynayıp, insanoğlu ile maytap geçmesi durumudur.
    (bkz: gosterip vermemek)
    (bkz: gotu donmak)
  • bunun bir fabl'ı vardı sanırım. bir eşek, kışın ortasında güneşi görür, hava güzel sanarak güneşe uzanır ve donarak ölür. bunu görenler bu duruma 'eşek donduran güneşi', yahut 'eşek öldüren güneşi' adını verirler.
  • havada güneş olduğunu görüp dışarı çıkıp donunca dumura uğrayanlar için geliştirilmiş bir söz. havanın göründüğü gibi olmaması durumu. trakya'da açık ve güneşli havalarda kuru soğuk olduğu durumlarda kullanılır ve o güneşe eşek donduran güneş denir. trakyalılar bu eşek donduran güneşe kanıp dışarı çıktıklarında kendisine şu iki çift lafı ederler; kendine gel kendine, dön de bir bak aline beya!
  • beş mart ikibinonbir sabahı itibarı ile samsunda da gözlemlenen olay. sabah kalkıp have güzelmiş bu gün deniz kenarında bisiklet mi binsek dememin ardından pencereyi açmamla bu fikrimden vazgeçmem bir oldu. allaam, bisiklete verdiğim paraya acıyorum artık lütfen azıcık bineyim şu alete.
  • gun itibari ile istanbul'da yuzunu gosterdi, donuyoruz amk!
  • son 3 gündür ankara'da etkin olan güneş kendisi. en kralından eşek donduran güneşidir hatta kendisi. litaratüre örnek olarak geçer o derece.
  • en son siverek'te görülmüştür.
    (bkz: siverek'te eşeklerin buz tutması)
  • kütahya şivesiyle annemden duyduğum; "eşek buyduran güneşi" şeklinde olandır.
hesabın var mı? giriş yap