• kısacası; faiz bir gelir kaynağı değil de paranın reel değerini korumaya yönelik bir önlem olduğundan faiz parasını yemek, önleminizi yemektir.
  • bankaların ve tefecilerin varlık sebebi olan eylem.
  • faize konu olan paranın miktarıyla alakalıdır. eğer aldığınız faizle hem geçiminizi sağlayıp hem de anaparanızı arttırabiliyor ya da başka yatırımlar yapabiliyorsanız sorun teşkil etmez.
  • faiz haramdir. haram olan seyin beri bereketi olmaz. o kadar hesaba gerek yok, bana sorsaydiniz direkt soylerdim. yuce allah da zaten 1400 sene evvel soylemis.
  • özetle:

    (enflasyon oranı > anapara faiz oranı) => (sıçtık)
  • paranin miktarindan bagimsiz olarak dikkatli olunmasi gerekmektedir.

    (bkz: the house always wins)
  • şayet bahsedilen faiz reel faiz ise, gayet de mantıklı olabilecek bir durumdur.

    diyelim ki yıllık faiz oranı %10 ve yıllık enflasyon oranı da %8.

    reel faiz oranı hesaplarken şu şekilde hesaplıyoruz:

    1+ r = (1+i) / (1+enf)

    i=nominal faiz oranı
    r=reel faiz oranı
    enf=enflasyon oranı

    örnekteki rakamlardan hesaplarsak:

    1+r=(1+0,10)/ (1+0,8)
    1+r=1,10/1,08
    1+r=1,0185

    ve

    r=0,0185=%1,85 olur.

    eğer değerlendirilecek olan anapara 10.000.000tl ise; bir yıl sonunda 1.000.000tl (10.000.000tlx0,10) nominal faiz getirisi elde edilecek, bu nominal faizin de 185.000tl'si (10.000.000tlx0,0185) reel faiz olarak cepte kalacaktır. yani aslında bir yıl sonunda toplam anaparamız 11.000.000tl (10.000.000tlx1,10) olacak, 185.000tl'yi çatır çatır yesek bile elimizde kalan 10.815.000tl başlangıçta bir yıl önce koyduğumuz 10.000.000tl ile aynı değerde olacaktır.

    tabi mevcut durumda reel faizin negatife yakın olduğu ülkemizde -ki aralık başında reel faiz oranının negatif olduğunu da unutmazsak- faiz ile geçinmek mantıklı bir seçenek değildir.
  • tamamen mallıktır.

    uzun vadede sik gibi ortada kalmanıza neden olur.

    şöyle ki:
    2004 temmuz ayında emekli olup emekli ikramiyesinden yedik içtikten sonra 47 bin tl keş kalan bir insan en yüksek faizden bankaya yatırsa diyelim ki %15 puandan vergiler düşüldükten sonra yıllık net 6.000 tl para alır.

    paraya hiç dokunmadığını farz edersek ki dokunulacaktır o paraya ama hadi dokunmadık diyelim. 10 yılda 106 bin lira filan yapar. yani stopajı da düşersen 60 bin lira filan getirir. 10 yılsa 1,2 kat kazandırır

    oysa aynı parayı altına yatırsak uzun vadede faiz yerine.
    2004 temmuz ayında altın 18,769 tl imiş 2.504 gram altın eder. yine hiç dokunmadığımızı farz edersek paraya bugünkü altın kuru itibariyle 10 yılda 225.360 tl para eder. net 178 bin lira getirisi var. 3,78 kat.

    2004 yılında sarıyer'den konumuna göre tapulu 2 adet ev alınabiliyordu. şimdi tapulu evlerin en kötüsü 350-400 bin tl, konuttan ziyade arsa metrekare fiyatları daha da yükseldi. 2x350 bin=700 bin tl. 10 yılda
    653 bin tl. 13 kat getiri

    2004 temmuz ayında konut alan bir emekli o parayı faize yatırmamış olsaydı da iyi bir yerden bir arsa almış olsaydı, şimdi pek çok şey çok daha farklı olacaktı.
  • bazi yazar arkadaslarin verdigi orneklerde dustugu yanilgi suradadir. bahsi gecen orneklerde birkac sene sonunda para artmis olsa bile aslinda enflasyondan oturu alimgucu azalmistir.

    not: ekonomiden cok daha fazla anlayan yazar arkadaslar duruma aciklik getirdi. dediler ki bankalar size reel olarak da kar ettirebilecek faiz oranlari verebilirler. o durumda enflasyonu hesaba katin, artan parayi gule gule harcayin.
hesabın var mı? giriş yap