*

  • muhteşem bir kızılırmak parçası.
  • sözleri de müzikten çıkarabildiğim kadarıyla şöyle:

    günün ilk ışığı vurunca dağlara
    soluğun alırım rüzgarlardan
    açarım kanatlarım buğulu bir mavzerden
    dolu dizgin özgürlüğe

    günün ilk ışığı vurunca dağlara
    soluğun alırım rüzgarlardan
    açarım kanatlarım buğulu bir mavzerden
    dolu dizgin gözlerine

    günün ilk ışığı vurunca terime
    sıcağın alırım başaklardan
    kömürlü ellerim uzanır göçüklerden
    dolu dizgin özgürlüğe

    (x2)

    günün ilk ışığı vurur koyaklara
    haberin alırım yoldaşlardan
    al bir pınar olmuş gül bahçe bedenin
    gülümser sevdamıza

    (x2)

    gülümser sevdamıza
  • ilkay'ın duru sesinin, def ve flütle birleşmesinden ortaya çıkan bir nevi ninni.
    (bkz: ilkay akkaya)
  • winamp'ta çalıyor bitiyor tekrar seçiyorum, bir daha çalıyor, işlemi tekrar tekrar yapıyor ve dinliyorum, bu arada survivor kızlar erkekler diye gereksiz bir program için entry yazıyorum sözlüğe,

    ilkay buğulu bir mavzerden özgürlüğe kanatlarını açıyor, ben yazmaya devam ediyorum salak bir yarışma hakkında,

    ilkay, kömürlü ellerden göçüklerden başakların sıcaklığından özgürlüğe dolu dizgin gidiyor, ben yazmaya devam ediyorum kim elenir kim sonuna kadar gider diye o yarışmada...

    ilkay yoldaşlardan haber alıyor, al bir pınar olmuşlar, ben artık yazamıyorum, düşünüyorum haber bile alamadığım yoldaşlarımı....

    tanım mı insanı gece gece bir garip yapan şarkıdır...
  • uyanma alarm sesim olan şarkı olup, "hiç bu şarkıyla başlayan bir gün kötü geçebilirmi yahu" dedirtir. günün ilk ışıklarıyla yenilenen yaşam, ilkay'ın naif sesiyle tekrar anlam kazanır ve alarm kapatılmayıp yüzde huzurlu bir gülümsemeyle sonuna kadar dinlenilir.
  • duru ve naif tonuyla çok güzel giden bir tadı olmasına rağmen "mavzer" sözcüğünün geçmesiyle bıraktığı olumlu hisleri silen şarkı. bu kadar hoş ve sakin bir tat yakalamışken ölüm saçan bir makinenin adının girmesi keyfimi kaçırdı. belli bir ideolojiye gönderme yapılacaksa da böyle arı bir müzik, halis bir sesin yakalandığı eserde yapılmasaydı keşke.

    ama yine de güzel müziği için ve ilkay akkaya'nın sesi için dinlerim. başka bir dilmiş de anlamıyormuş gibi yaparak, sözleri es geçerek dinlerim.

    http://twitpic.com/f4g2v
  • öğrencilik yıllarında gece başlanılan ve sabahına sınavı olan ders kitabının başında sıklıkla karşılanan hüzme. bütün gecenin yorgunluğunu alır götürür bu görüntü. kanımca bunun için en iyi yerlerden biri uludağ üniversitesi'ndeki çalışma salonlarıdır.

    yıllar geçip de çalışma hayatına bodoslama dalınca göremez olursunuz eskisi kadar. sabahlamak kavramı lugatınızdan silinir gibi olur. ama yine de zaman zaman eskiyi de yad etmek açısından taksimde sabahlamaktan kendinizi alamazsınız, sabahın ilk ışıkları ve dünden kalma kıyafetlerle yeni günde işe gitmenin o mahcup gururuyla.

    ilerleyen yıllarda bünye artık kaldırmaz olur iki günü uykusuz geçirmeyi ve göremez olursunuz güneşin doğuşunu. görseniz de yatağınıdan kalkmışken olur ki sabahlama sonrasında alacağınız tadın yakınından geçmez bu.

    derken bir ağustos günü içkinizin nasılsa bitmemesiyle uyumamanız üzerine yine iliklerinize kadar çekersiniz bu görüntüyü.

    öte yandan şarkısı da pek de bir güzeldir bunun.
  • fecr-i ati, şafaktan önceki aydınlıktır.
  • bir nehir ki ömrüm albümünde ahu öztürk tarafından yorumlanmıştır. şahsi görüşüm ilkay akkaya'dan daha hoş bir tat bırakmıştır.
  • şu an dinlediğim ve yıllardır bikmadigim parça.
hesabın var mı? giriş yap