• erken gelen bahar ı kuma almaya neden olan iki saate yakın ön sevişme delisi insan.
  • bir de bunun adalet olmadığını savunanlar vardır *, tabii çözüm üretmekten kaçınan bu kitle gerçekte kim olduğunu söylememekte, belki bilmemektedir bile.
  • (bkz: polis)
  • kim, neye istinaden söyler durur bu cümleyi hiç anlamam.
    yargı yavaş işliyormuş, adalet geç geliyormuş.!
    ne münasebet efendim, yargı tam aksine jet gibi bizim ülkemizde ve son derece erken gelmekte; şikayetçinin statüsüne göre.
    bak musa kart’a.. efendi-efendi yargılandı, parası neyse verdi iş bitti.
    jet mübarek jet..!
    bizim yargıya yavaş diyip iftira atana sormaz mı allah öbür dünyada .?
    sorar..
    bu yüzden bu tarz iftiralar ile yargı organımız kesinlikle yıpratılmamalı, tam aksine organımızın süratine binaen ağız açık kalmalı.

    ne var ki, her ülkede olduğu gibi bizim yargıda da davalar nadiren uzayabilir..
    mesela keçisi yan komşusu tarafından tecavüze uğrayan çiftçinin davası 2 sene süründüydü yargıda. ancak bu bir istisna zira keçi ortalık karanlık olduğundan tecavüzcüyü teşhis edememiş, daha sonraları keçinin olayın olduğu saatlerde yan komşunun arazisinde olduğu anlaşılmış ve kendi rızası dışında cinsel ilişkiye zorlandığı tespit edilmişti..
    adalet geç gelse de keçi karardan memnun, hayatına devam etmekte.

    bu ülkede başbakan iseniz şanslısınızdır çünkü açtığınız davalar tez zamanda karara bağlanır.
    sade vatandaşsanız şayet, şans yine sizden yanadır zira kazada ölen çocuğunuzun bakım masraflarından kotardığınız için aslında avantada olduğunuz gerçeği yine yargı marifetiyle açığa çıkartılır. şans işte..!
    başbakanından sade vatandaşına ve keçisine..son derece şanslı insanlarız.
    yargıdan yaka silkmek nankörlüktür, sorarlar adama öbür tarafta.
    ve şans yakaya yapışmıştır bir kere.
    düşmez..
  • deniz gezmiş'i idam eden hakim ölmesiyle bir kez daha düşünmüştüm geç gelen adaletine ne kadar adil olduğunu... yine de hiç gelmeyeninden evladır... 25'e 86 oranına bakınca tekrar düşündürür...
  • adalet değildir.
  • geciktikce mutlaka başka zararlarıyla daha büyük adaletsizliklere yol açmaktadır.
    bu sene üni'de çok yakın arkadaşlarımdan biri kopya gerekçesiyle kağıdı alınarak disipline verildi. çocuğun bariz suçsuz olduğunu ben biliyorum. masaya bir başka dersin sınavıyla ilgili yazılmış notlar yüzünden bir başkasının bok yemesi yüzünden disiplin muamelesi gördü.
    neyse gel zaman git zaman disipline sevk edilme süreci filan uzayınca, arkadaşların " bence 6 ay verirler " " bence vermezler " falan filan muhabbetleriyle artık o bile kendisinin uzaklaştırılacağına inanmaya başladı.

    dolayısıyla "alıcaz bi dönem uzaklaştırma nasılsa bundan sonra harbi harbi kopya çekecem" demeye başladı. yani süre uzadıkça kopyaya cesaret eğilimi de arttı. bu daha en basitinden okullarda görülen bir şey. adaletin süresi ne kadar uzarsa kişi o kadar kötüye meyleder, o kadar yalpalar. kaldı ki üniversite disiplin kurulunun da 2 ayda karar vermesinin de ne mantığı vardır anlayamam. tipik türk bürokrasisi illa yavaş olacak. hızlı oldu mu ritüelsi havası bozuluyor diye düşünüyorlar herhalde.
  • (bkz: 4 ağustos 2015 ıspartakule gişeleri trafik kazası)
    hakim karar duruşmasında izne ayrıldığı için henüz gelmemiştir.
  • tolstoyun bir kitabıdır. aksenov isimli dürüst bir tüccarın uğradığı haksızlığı anlatıyor. aslında araştırmanın, delil toplamanın, masumiyet karinesinin, şüphenin, adil bir yargılama yapılmasının önemini vicdani bir tabanda gösteriyor. tabii ki o dönemde bu haklar henüz yok. toplumların talebi ve birikimi ile sonradan günümüzdeki terimler oluşuyor. (bkz: geç kalan adalet) (bkz: geç kalan adalet zulümdür)

    tadına doyulmayan seslendirmesi için (bkz: radyo tiyatrosu)
hesabın var mı? giriş yap