• genel olarak epey ihmal edilmiş bir siyasi gelenek. “geleneğe bağlılık, otoriteye saygı, siyasi idealizme karşılık” olarak özetlenebilir. bu düşünce açıkçası çok benimsenen ve bilinen bir ideoloji değil, hatta roger scruton the meaning of conservatism'ini yazana kadar temel prensiplerini özetleyen, tutarlı ve sistematik bir çerçeveye oturtmaya çalışan bile olmadı. edmund burke fikir babası sayılabilir ama o da teferruatlı bir savunuya girişmedi. burke ve scruton dışında michael oakshott'ın on being conservative makalesi gelenekçi muhafazakarlığın özeti denebilir. robert koons'un yazılarının da bu minvalde olduğu söylenebilir.aron raymond'u listeye ekleyip eklememek arasında kararsız kaldım, muhafazakar yanları olsa da kendini liberal olarak tanımlıyor ama biraz zorlamayla böyle bir okuması yapılabilir.

    bu fikri anlamlandırabilmek için gelenekçi-muhafazakarların şu iki önkabulünü bilmek gereklidir:

    1) toplum ne bir sözleşme ne de atomik bireylerden oluşan bir yapıdır. toplum canlı bir organizmadır.

    2) ütopyacılık ve idealizm, bilinmeyen uğruna bilineni ve güvenileni tehlikeye atmak, toplumu hazır olmadığı bir değişime zorlamaktır.

    bu ikisinden yukarıda saydığım geleneğe bağlılık, otoriteye saygı ve idealizm karşıtlığının nasıl çıktığını görmek zor değil. toplum canlı bir organizmaysa, her organizma gibi kendi doğal yaşam biçimi ve seyri vardır. onun seyrini kendi fikirlerimize göre değiştirmeye çalışmak toplumu hasta eder, onun kimyasını bozar. bu yüzden toplumun sağlıklı çalışmasını istiyorsak onun içselleştirdiği kurumlara (dinler, gelenekler vb.) saygı duymalı, devletin aşkınsal otoritesini tanımalı ve idealist fikirlere kapılmamalı, dikkatli olmalıyız.

    bu gelenekçiliğin bir statüko savunması anlamına gelmesi gerekmez. eğer iktidar kendi idealleri uğruna (bu ister bir altın çağa dönüşçü reaksiyonerizm olsun, ister özgürlükçü liberalizm olsun) toplumu kökten değiştirmeye kalkıyorsa o toplum için bir tehdittir ve aşkınsal otoriteyi kirletiyor demektir, bu yüzden karşı çıkılmalıdır. bu bakımdan misal bir gelenekçi muhafazakarın akp iktidarına destek vermesi olası değildir. bir ideal olarak islamcı-muhafazakar toplum yaratmaya çalışmak gelenekçi-muhafazakarlıkla kafa kafaya zıttır.

    kısacası: değişim evrimle olmalıdır, devrimle değil.
  • (bkz: namık kemal) daha gelenekçi
    (bkz: ahmed cevdet paşa) daha muhafazakar

    (bkz: eric voegelin)
    (bkz: roger scruton)
    (bkz: raymond aron)(kendisi evet liberaldir de ama günümüzdeki liberallikle bir alakası yok, gibi)

    arada bir tozutsa da biraz daha farklı ve nihilizme de yakın bir açıdan (bkz: john gray)

    onun dışında her ne kadar edmund burke ve sonrasındakilere farklı ve karşıt olsa da ahlakta geleneğe dönüş için (bkz: alasdair macintyre)

    (bkz: bedri gencer) muhafazakar ve gelenekçi bir perspektiften islam modernizminin okunuşu için çok yararlı.

    bu saydıklarım genel olarak okuduklarımdan en faydalı olduklarını düşündüklerim, ileride faydalı kişiliklere rastladıkça genişleteceğim.
  • savunucularından biri de john kekes'tir.

    buradan
hesabın var mı? giriş yap