• yılmaz özdil'in 24 eylül 2017 tarihli yazısında deşifre ettiği unsur;

    "üç sene sonra, 1995…

    cia peşmergeleri örgütledi, saddam'ı devirmek için darbe organize etti. beceremediler, çuvalladılar. peşmerge aşiretlerinden değil silahlı kuvvetler, zabıta teşkilatı bile kurmak mümkün değildi, eğitimleri yoktu, savaşabilme yetenekleri yoktu, fiyaskoyla sonuçlandı.
    *
    cıa apar topar tahliye operasyonu başlattı. saddam hepsini imha etmesin diye, maşa olarak kullandıkları 10 bin civarında peşmergeyi yurtdışına kaçırdılar. aileleriyle birlikte habur'dan türkiye'ye soktular, batman'dan nakliye uçaklarına bindirdiler, tee pasifik okyanusundaki guam adasına götürdüler.
    *
    niye tee oraya götürdüler? çünkü, adeta allah'ın unuttuğu yerdeki bu adada, abd'nin en önemli hava ve deniz üslerinden biri vardı. bu seferki girişimlerinde başarısız olan peşmergeleri, bir dahaki sefere başarılı olmaları için eğiteceklerdi.
    *
    bazılarını special activities division, özel operasyon bölümü tarafından eğitip, adı üstünde, örtülü operasyonlarda kullanacaklardı. bazılarını da, akademik konularda eğitip, merkez bankası, nüfus idaresi, tapu dairesi, vergi dairesi gibi, yakında kurulacak olan kürdistan'ın bürokrat kadrosunu yetiştireceklerdi.
    *
    küçük bi pürüz vardı… cıa'in peşmergeleri abd adana konsolosluğu denetiminde sınırdan geçirilip silopi'deki hac konaklama tesislerine yerleştirilmişti ama, pasaportları yoktu, kimlik bilgileri yoktu. daha doğrusu, elbette vardı ama, amerikalılar yok diyor, yok dedirtiyordu, maşalarının kimlik bilgilerini türkiye'ye vermek istemiyorlardı.
    *
    akıl öğrettiler… “sizin pasaport kanununuzda bu tür durumlara uygun madde var, parmak izlerini alın, geçirin” dediler. bizimkiler hık mık etti ama, elleri mecburdu, geçirmiyoruz birader diyecek halleri yoktu. ankara'dan beş kişilik uzman ekip getirildi, peşmergelerin tek tek parmak izleri alındı, buyrun geçin denildi. parmak izi bilgileri, mit arşivine kaldırıldı.
    *
    üç sene sonra, 1998…
    guam'a götürülen peşmergeler artık iyice pişmiş, olgunlaşmış, “guamerge” olmuşlardı. gene türkiye üzerinden, bazıları da ürdün üzerinden, kuzey ırak'a sokuldular.
    *
    bu dönemde, kuzey ırak'taki otorite boşluğundan en çok pkk faydalanmıştı, kandil dağına iyiden iyiye yerleşmişti. özellikle guamergeler döndükten sonra, pkk'nın bölgeye geçişi hızlanmıştı. peşmergeyle pkk'nın işbirliği ayyuka çıkmıştı.
    *
    acaba… guam'a götürülenler arasında pkk'lılar da var mıydı?
    *
    bu sorunun cevabını bulmaya çalışan türk istihbaratı, barzani'ye haber saldı, pkk faaliyetleri hakkında konuşmak üzere, bölgedeki aşiret liderlerini toplantıya davet etti. randevu ayarlandı. kuzey ırak'ta, bizim kontrolümüzdeki bir adreste buluşuldu. biraz sohbet edildi, bilahare mevzuya gelindi. türk tarafı rahatsızlığını dile getirdi, aşiret liderleri sessizce dinledi. o sırada çay servisi yapılıyordu. garsonlar tabii ki garson değildi. çaylar içildi, çay bardakları garsonlar (!) tarafından toplandı, mutfağa götürüldü, o bardağı kim kullandıysa onun adıyla etiketlendi, kolilendi, ankara'ya getirildi.
    *
    guam'a götürülenlerin parmak izleriyle eşleştirildi. bingo…

    pkk'ya açık destek veren 17 aşiret lideri, guamerge'ydi!"
hesabın var mı? giriş yap