habire yahşi lisesi

• yeni sahra da metronun az üstünde bulunan bir okul
• eskiden kadikoy civarinda habire servislerini gorurdum bu lisenin. ismi cok agresif gelirdi, "habire yahsi, habire yahsi... olmaz ki canim! cikcik..." gibi.
• habire yah$i ve de gözel hatunların bol oldugu bir okul. bu bolluk kütüphanelerinde yoktur. raflarındaki cumhuriyet ve sabah gazetesinin promosyon kitaplarını çıkarttığınızda resmen bombo$ bir kütüphaneyle kar$ıla$ırsınız.
• duvarları aşılması en kolay yüksek duvarlar olarak nitelendirilebilir aslında..
  açıkçası şöylecenekl bir düşününce hayatımda hiç atlamadım o kadar yüksek duvarlardan bir daha.. hem de iğrenç bir kuru fasulyeli pilav için bir daha atlayacağımı düşünmem.. tabi iğrenç demek haksızlık olabilir belki de, yedik zamanında nitekim, lakin aslında asıl nedenimiz sigara içmekti dışarı çıkmaktaki. bir şekilde okuldaki nüfusun yarısına yakını o duvarları aşmış ve dışarıda sigara içmektedir, yok müdür gelmiş yok götüm gelmiş kimse takmamaktadır..
  nebliim ders esnasında pencereden aşağı inecek kadar cesur^*, bizi kamufle etmesi için öğretmene kız kısmını gönderecek kadar pezevenktik^*.
  
  gerçi saygı değer adnan ersan gerçekten takılması gereken cüsse de lakin takılmaması gereken bir düzeyde insandır ya neyse.. hakaretten disipline vermesinler bi de..
  
  yazasım geldi.
  
  zamanında fatma öztürk isimli çok harika bir öğretmenimiz vardı, edebiyat öğretmenidir kendisi. - şu sıraları bilmem ama o sıralar okulda büyük bir pattes furyası vardı, moronlar gibi herkes pattes yerdi, "maynozli pattes"- ihtimamla yaptığı bir tespiti de vardır kendisinin..
  -patates yiye yiye "patates kafa" olacaksınız.
  
  ismail öğretmen yukarıda da yazıldığı üzere harika bir adamdır. eğer hala bir şekilde irtibat halinde olup değerini bilmeyen varsa eşşektir. hayatı "slow motion" tadında ve hatta "motion blur" efektinde yaşayan bir insandır kendisi.
  
  tabii ki güzel arkadaşlıklar, aşk, ihanet, entrika dolu zamanlar geçirtmiştir bana bu okul. ne kadar kötü bir eğitimi olursa olsun minnettarım okulun şahsına^*..
• bi keresinde bütün okul;
  
  ha ha ha, si si si
  habire yahşi lisesi
  
  deyu tezahurat etmiştik, kimin ne maksatla, ne zaman, hangi duygularla başlattığını bilmemiştik^*.
  
  ama sanki ortamdaki herkes adnan ın yüzüne bakaraktan bağırıyordu
  
  ha ha ha, si si ktir
  komik mi desem, traji komik, mi desem super hero mu desem bilemiyorum tabi gene ben.
• yeni sahra mahallesi sütçü yolu caddesindedir
• 1996-1997 istanbul liseler arası futbol şampiyonasının çeyrek finalınde elendiğimiz okul. hafızama bu kadar kazınmasının sebebi; ilk yarısını 4-0 ustun kapattığımız maçı 4-5 kaybetmemizdir. buna, ikinci yarıda ben dahil 3 as oyuncumuzu değiştirerek katkıda bulunmuş beden eğitimi hocamızın sebebiyet vermesi de cabasıdır. kendisini hala saygıyla anarım... seni gibi bir futbol dahisini hiç unutmayacağım hocam...
• bir keresinde önünden geçerken arabayı kullanan arkadaşıma, "ulen ne memleket şuraya bak adamlar habire vahşi diye okul yapmışlar anasını satıyım " dememle bize az kalsın kaza yaptırtan, ilginç isimli lisemsi okul..
• çevremizde 'hangi okul iyidir' şeklinde soruşturmalarımız doğrultusunda, "habire yahşi iyidir" diye aldığımız cevaplar sonucu yazıldığım^* ,yazılmaz olaydım dediğim, hiç de iyi olmayan bir lise.muhabbet arasında herkes 'benim okulum şöyle iyiydi,böyle şahaneydi,deli gibi eğlenirdik ,kaçıp kaçıp şuraya giderdik' şeklinde güzel anıları vardır.ben okuldan kaçıp eve giderdim gerisini siz düşünün.
• liselerdeki eğitim süresi 4 yıla çıkarılmadan önce yabancı dil ağırlıklı bölümü de olan lise. bu dönemde okulda gerçekten güzel bir ingilizce eğitimi verilmekteydi. o dönemde bana ingilizceyi öğreten tüm hocalarımı hala saygıyla anmaktayım. şimdiki durumu hakkında bilgim olmasa da okuduğum yıllarda gerçekten istanbul'da yabancı dil ağırlıklı eğitim veren liseler içerisinde önemli bir yere sahipti.
  ismi ilk başlarda garip gelmektedir. lise hakkında her muhabbet açıldığında liseyi yaptıran kişinin aliye yahşi olduğunu, liseyi japonya'da yaşamış kardeşi habire yahşi'nin hatırasına yaptırdığını söylerim. nedense isminin garipliğini bu şekilde anlatmayı uygun görüyorum her seferinde.