• an itibariyle fark ettiğim acı gerçek.

    okulun altında çok iyi korunan felsefe taşını çalmaya çalıştığını düşündüğü kişinin; sanki bacak kadar boyuyla bir bok yapabilirmişçesine takip edip kendi hayatını riske atmış, okula bir yaratıkbilimci çağırılsa problemin çözüleceği halde basiliske karşı kılıç gibi ortaçağ metodlarıyla saldırmış, onda da yaralanmış götünü anka kuşu kurtarmış.

    azkaban kaçkını sirius black peter pettigrew'u yakaladığında yine işe burnunu sokup "adalete teslim edelim onu" diye tutturup adamın kaçmasına sebep olmuş, bu hareketiyle bir sene sonra voldemort'un dönüşüne ve dolayısıyla yüzlerce masum canın katline sebep olmuştur. yetmemiş sirius'u kurtaracam ben!! diye tutturmuş, tehlikede olmayan adamın tehlikeye düşmesine bir de üzerine ölmesine sebep olmuştur. zavallı sirius özgürlüğün tadına varamadan bu dünyadan göçüp gitmiştir.

    üçbüyücü turnuvasını kazanıp sükse yapayım derken cedric'in ölmesine voldemort'un dirilmesine sebep olmuştur.

    yaptığı tek olumlu icraat hortkulukları yok etmesidir. onda da işi profesyonellere bırakmak yerine yine kendi deli cesaretinin peşinden gitmiş, bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir misali tesadüfi bir zafer kazanmıştır.

    bir de bu bebenin hikayesini kahramanlık öyküsü diye okutuyorlar, valla pes!
  • zaten hikayenin özü de budur. harry potter hikayesi "tek adam", "tek lider", "tek önder" yapiya karsi cikar; takim calismasinin, birbirine güvenmenin, dostlugun ve kitle mücadelesinin önemini anlatir. birak yeniyetme harry'nin yaptigi yanlislari, kitabin en bilge, en zeki, en tecrübeli karakteri dumbledore bile mükemmel degil, bilakis olaylarin akisinda en büyük hatalari yapan kisi. ölümüne sebep olan lanet (hortkuluk olan yüzük) bile onun aslinda ne kadar kusursuzluktan uzak, siradan bir insan gibi zaaflarinin oldugunu gösterir bize.
    ama iste hikaye de tam bu noktada önemlidir. dumbledore hatalarinin farkindadir. mükemmel olmadigini ve kimsenin mükemmel olamayacagini bilir. bu yüzden hatalarina ragmen insanlara güvenir, degiseceklerine inanir ve onlara iclerindeki gücü bulmalari, test etmeleri icin cesaret verir. harry de bunlardan biridir.
    harry siradan bir cocuktur. tek günahi, voldemort'un onu kehanette bahsedilen cocuk olarak görmesi ve "isaretlemesi"dir. bu olaydir onu özel yapan. annesi babasi voldemort tarafindan öldürülmeseydi, harry dumbledore'un ordusundaki herhangi standart yeteneklerdeki figuran bir ögrenci olurdu.
    1- teyzesinin evindeki sevgisizlik ve merhametsizlik onu sevgiye, dostluga ac, merhametli biri yapti (o yüzden trende direkt sicacik bir ailesi olan ve sevgi dolu olan ron'a kani kaynadi ve onun deger yargisina önem vererek gryffindoru secti slytherin yerine. hatirlarsaniz trende draco malfoy ile ilk karsilastiginda kuzeni dudley'i hatirlamisti bu yüzden slytherini istemedi secmen sapkadan harry.)
    2-yillarca bastirilan büyü gücü büyük bir heves ile aciga cikti. ama dudley'den gördügü zulümden ötürü asla zulüm etmek icin kullanmadi. yanibasinda hermione gibi bir yetenek oldugu icin de"ulan en yetenekli en zeki benim bee" hülyasina kapilmadi. ron ile birlikte "vasat ve tembel" olmak, ron'la onu hep yakinlastirdi..yetenekle birlikte, süpürgenin üstünde ilk defa özgürlügü hissetmesi onu quidditchde iyi kildi.
    3- voldemort'un kehanet yüzünden mütemadiyen onun pesinden gelmesi onun mücadele gücünü arttirdi. zor durumlarda cikis yolunu bulmayi ögrendi. icgüdülerine güvenmeyi, tetikte olmayi, kendini korumayi ögrendi.

    kitapta olan her sey birbiriyle baglantili. her sey, voldemort kehanete inanip harry'nin pesinden geldigi icin oldu. felsefe tasi, sirlar odasi, üc büyücü turnuvasi, esrar odasinda yasananlar..her sey. voldemort kehanete inanip harry'nin pesinden her geldiginde, farkinda olmadan harry'i güclendirdi. harry her seferinden imtihandan gecti, ögrendi ve güclendi. felsefe tasi-ölümsüzlügü tercih etmemeyi ve acgözlü olmamayi ögretti ona (o yüzden son kitapta onu ölümsüz yapacak ölüm yadigarlarinin degil, hortkuluklarin pesinden gitti). sirlar odasi (catal dilini aktif kullanma, hortkulukla nasil mücadele edilir ögrendi ve voldemort bu kitapta kalbinin en derin sirlarini acik etti harry'e), üc büyücü turnuvasi (harry'nin kanini kullanmasi, harry'i 1-0 öne gecirdi. buna ek olarak asalar ilk defa birbirine baglandi. artik voldemortun asasi calismiyordu harry'e karsi..bu olay, taktik savasinda önemli bir bilgi sagladi dumbledore'a ve belki de dumbledore bu olaylar neticesinde stratejisini gelistirdi voldemort'u yok etmeye yönelik.) bu örneklerden daha cok var. ama siz kastettigim seyi anladiniz.

    harry bununla birlikte mücadelenin sembolüydü. harry olmasa da o insanlar ölecekti yine voldemort`la mücadele ederken. cünkü voldemort o insanlari, kendine muhalif olanlari, muggle dogumlulari, "kanibozuk"lari rahat birakmazdi. belki daha kötüsü, voldemort'a boyun egip korkunc bir köle hayati yasayacaklardi. harry onlarin mücadelesinin umudu, sembolü oldu, voldemort'un öldüremedigi yegane cocuktan baska kim sembol olabilirdi? ama harry asla kusursuz olmadi. asla tek adam, hükmedici olmadi. onu özel kilan da buydu.

    edit: imla
  • vasat bir ana karakter olmasa da bence haklı önerme. her şey mi sevgi her şey mi arkadaşlık bok püsür sevgili sözlük. bir voldemort değildir kesinlikle büyücü klasmanında. hataları burdan hogwarts'a yol olan dumbledore da değildir. en etkili büyüsü expelliarmus olan büyücü dumbledore'un ordusunu kursa, ordaki bücürlere patronus sersemletme filan öğretse ne. o yaşta dumbledore ya da tom riddle, ilber ortaylı cv'si hazırlamışken, sen expelliarmus yap. böyle saf salak karakterlere inanılmaz başarılar veriyorlar ya, ben ne diyeyim jkr.
  • dambildorun ordusu ayagina darbe tesebbusunde bulunmasina deginmiyorum bile.
  • herhangi bir kitabın ana karakteri olduktan sonra çekiştireceğim kişidir kendisi. doğru ancak henüz aynı başarı skalasında olmadığımız için kendisine saygı duyuyorum.
  • voldemort'u expelliarmus ile öldürmesi başarıdan sayılmıyor sanırım. bu en büyük başarıdır. elder wand falan ama karşıdaki adam da voldemort ve sen onu expelliarmus ile öldürüyorsun. tek tek hortkulukları bulup yok ediyorsun. bunlar çok büyük başarılar.

    edit: buna ek olarak daha birinci sınıfta quidditch takımına arayıcı olarak seçilmesi ve snitch'i yakalaması(neredeyse yakalaması, yutmuştu zira) "büyük" bir başarıdır. aklıma geldikçe eklerim.

    edit 2: daha 13-14 yaşında "cismani bir patronus" yapması ve yüzden fazla ruh emici def etmesi büyük bir başarıdır. madam bones beşinci kitaptaki duruşmada harry'nin bu özelliğinden çok etkilenmiştir. kendisi bakanlıkta üst düzey bir çalışandı. yanlış hatırlamıyorsam kendisi "sihrin uygunsuz kullanımı dairesi"nin başındaydı.
  • kitabı okumadan filmi izleyenlerin yapacağı önerme, sonuç olarak beyninize sokam
  • tam oh kimse yazmamış derken bir arkadaşın 1423. edit'inde belirttiğini gördüğüm bir başarısı vardır ki en büyük büyücülerin bile ağzını bir karış açık bırakmıştır harry o cismani patronus'uyla.

    tamam harry çok aman aman başarılı bir büyücü olamadı hiçbir zaman çünkü o dünyayla çok sonra tanıştı. hatırlarsak ron'la ilk tren yolculuğunda harry daha kendi önemini bile bilmezken, ron karşısında büyü yapmaya çalışıyordu. tamam başarısızdı, ama burada ron'un büyücülük dünyasına olan bilinciyle, harry'ninkini kıyaslıyoruz. harry çok geç geldi bu dünyaya.

    onun dışında harry'nin başarısı basilisk'i öldürmek, felsefe taşı'nı kurtarmak falan değildi zaten. her defasında yeni bir şeyler öğrenmekti. zaten en büyük başarısı büyücülük dünyasını bir arada tutmasıydı ve onlara aradığı umut ışığını vermesiydi. son kitapta okula geri döndüğünde ihtiyaç odası'nda nasıl da karşılanmıştı. herkesin beklediği darbeyi hareketlendirecek olan güç oydu. onun geri dönüşüyle dumbledore'un ordusu okul dışındaki üyeleri okula çağırarak hogwarts savaşı'nı başlatmıştı zaten.

    tamam bu çocuk aptalın teki. cidden çok büyük aptal. ama hangi liderin hangi büyük insanın aptallıkları yoktu ki olm? dumbledore bile kendi hatası ve dikkatsizliğiyle öldü, ama bu dumbledore'u başarısız mı yapar? hayır. tam aksine bu bile harry'i daha da güçlendirdi.

    3. sınıfta lupin'i kaybetti, 4. sınıfta en sevdiği öğretmeni moody'nin başkası olduğunu öğrendi, 5. sınıfta babaya en yakın şey olan sirius'u kaybetti hatta o dönemlerde arkadaşlarımı da kaybediyorum triplerine girdi, 6. sınıfta dumbledore'u kaybetti hem de snape'in öldürdüğünü gördü. olm şu çocuğun o dönemde yaşadıklarını biz yaşasak astronomi kulesi'nden aşağı atlarız amına koyim siz ne diyonuz la değişikler?
  • devletin sorumluluğunda olan bir olayı çözmelerine dayanarak (mühim olsada okulla bir alakası yok) her yıl sonun da bilmem kaç puan ekleyerek şampiyon edilen paralelci grifindor şimdi gelsin okusun bu yazıyı...
hesabın var mı? giriş yap