• (bkz: lağım)
  • ilhan selçuk'un holivut'tan bahsetme şekli.
  • içinde nice dostumu barındıran şirin beldimizdir. en model insanlar burada yaşar; en güzel aşklar, en şık hareketler, en spektaküler sevişmeler burada yaşanır..

    çevrem geniş, bağlantım sınırsız, tipim afili olduğu için bu özel insanlarla pek çok kez görüşmüş, konuşmuşumdur. bu dostlardan en karizmatiği belki de, asıl adı ruşen olan depresyondaki dedektiftir.

    standart bir depresyondaki dedektifte aranan ilk özellik mesleğinde uzman ve az çok isim yapmış olmasıdır. öyle ki herkes kendisine saygı duyar, işinin eridir. ama günlerden bir gün bu gene birilerini kurtarırken falan olay karışır ve masumlar ölür. bu ölüm sahneleri dedektifimizin aklından asla çıkmaz, flaşbek’ler halinde sevırıl zamanlar hatırlanır ve dedektifimizin içi gittikçe burkulur.

    bu hazin olaydan sonra dedektifimiz kendini içkiye verir; çevresindeki insanlar, “yapma coni”, “etme coni” diye onu uyarır fakat o hiç birini dinlemez. saç sakal birbirine karışmış şekilde insanlara otomatik yapar ve şişe bira içer. zaten bir dedektif eğer kahve içip çörek yemek yerine bira içiyorsa bilin ki geçmişte birileri o dallama yüzünden ölmüştür.

    ama elbette kötü günlerin de bir sonu vardır. gel zaman git zaman, öyle bir olay olur ki, o olayı sadece dedektifimiz çözebilecektir. bu sefer gene yanına doluşur ahbapları “aman coni”, “b.kunu yiyim coni” diyerek. dedektifimiz de ısrarlara dayanamaz ve olaya el koyar. böylece fılaşbeklerden ve depozitolu şişeleri markete taşı allah taşımaktan kurtulmuş olur.

    depresyondaki dedektif %93 olasılıkla balık burcudur, duygusaldır ve şiire meraklıdır. gençliğinde öyle karalamıştır bir iki satır ama kafiye tutturmanın şiir yazmak olmadığını er geç anlayacak zeka düzeyine de sahiptir depresyondaki dedektif. öyle olmasa zaten amiri, silahını ve rozetini masasında görmek ister.

    bu depresyondaki dedektifin ailevi sorunları da olabilir, mesela karısı cazgırın biridir, sürekli mızmızlanmaktadır falan. e tabi dedektif de kendini alkole vermiştir. eğer durum böyleyse o kadını teröristler mutlaka kaçırır; akabinde dedektifimiz mutlaka onu kurtarır ve sevgili karıcık birden bire melaike gibi bir şey olur. dırdırı falan keser, sevgi sözcükleri söyler. sanki iki rekat önce bıdı bıdı yapan yosma kendisi değildir. bu tip hikayelerden çıkarılması gereken sonuç, dırdır yapan kadınların teröristler tarafından muma çevrilebileceğidir. evet teröristlerde böyle bi' teknoloji vardır..

    ( menşe: http://bit.ly/bxnwo7 )
  • bertolt brecht'in hollywood sineması hakkında yazdığı şiirin ismidir.

    ekmeğimi kazanayım derim
    ben her sabah,
    kalkar yalan satılan pazara giderim,
    girerim satıcılar yanında sıraya.
    yüreğim kabarır umutla
    benim her sabah.
hesabın var mı? giriş yap