• üniversite sınavı sonrasında hukuk fakültesini hedefleyenlerin bilmesi gerekenlerdir.

    peşin söyleyeyim; aşağıda yazanı okumaya üşeniyorsanız sakın ola hukuk yazmayın. en geç ikinci sınıftan bırakırsınız.

    hukukçuluğun karaktere elbette etkisi olan ve fakat nihayetinde birer araç olan diğer mesleklerden farklı olarak hekimlik gibi karakterinize bütünüyle sirayet eden bir meslek olduğunu bilin!

    uluslararası ilişkiler, mühendislik ya da iktisat; başka hangi disiplinde lisans yaparsanız yapın (psikolojiyi de geniş anlamda hekimliğin içerisinde değerlendirdiğimi belirtmem gerekir) hekimlik ya da hukuk haricinde okulda öğrendikleriniz -akademisyenlik yolunu seçmezseniz- günlük yaşantınızın belirli bir kısmında kullandığınız enstrümanlar olacaklar.

    nasıl ki hekim baktığı her yerde bir tıbbi teşhis görüyorsa ya da sürekli önleyici tıp doğrultusunda hareket ediyorsa hukukçu da baktığı her insan ilişkisinde hukuki bir teşhis görür ve sürekli hukuki önlemler alma eğilimindedir. bunun da sebebi basittir: hayatımızdaki en temel olgu "insan olmaktır".

    insan olmak ise içerisinde iki unsuru barındırır: somut unsur olarak insan bedeni ve soyut unsur olarak insan ilişkileri. hekimlik bunlardan birincisini tamamı ile ikincisini de kısmen alanına alır. geri kalanı ise hukukun alanıdır. dolayısıyla bu iki mesleği yapan insanlar sürekli biçimde istemli yahut istemsiz olarak mesleklerini icra halindedirler.

    bu ise sırtınıza kaldırması zor bir yük yükler. çünkü sizin hukuki muhakemeniz neticesinde başka insanların hakkı tayin edilmektedir. burada yapacağınız bir hatanın bedeli çok ağırdır. sürekli olarak yaptığınız bu faaliyeti doğru yapabilmek için ise hukuk disiplinine hakim olmanız gerekir.

    hukuk disiplini içerisinde iki şeyi barındırır
    1. belirli bir yerde ve belirli bir zamanda uygulanmakta olan normlar bütünü olarak tanımlayabileceğimiz pozitif hukuk. bir kimsenin şüpheliden sanığa, sanıktan da hükümlüye nasıl dönüşeceğini inceleyen ceza muhakemesi hukuku ya da parlamentonun ne şekilde oluşturulup çalıştırılacağını, seçim sistemlerinin nasıl uygulanacağını ve başkanlık sisteminin ne olduğu gibi konuları ele alan anayasa hukuku buna örnek verilebilir.

    2. istenilen toplumsal sonuca nasıl normlarla varılması gerektiğini incleyen düşünce faaliyeti olarak tanımlayabileceğimiz normatif hukuk. makyavel'in prens'te ne demek istediğini, plato'nun devlet'inin ne anlam ifade ettiğini, antigon'un başkaldırısının neyi simgelediğini ele alan genel kamu hukuku ya da insanların neden bir norma uyduğunu, normların ekonomik düzenin değişimine paralel seyrini inceleyen hukuk sosyolojisi buna örnek olarak verilebilir.

    iyi bir hukukçunun bu iki alana da hakim olması gerekir;
    birincisi sürekli uyguladığı hukuktur, burada varlığını bilmediği yahut yanlış bildiği bir norm yüzünden her şey değişebilir. yargıtay bugün bir içtihadı birleştirme kararı verdiği takdirde, sizin yarın sabah 9'da mahkeme kalemine vereceğiniz dilekçe bir anda kendi karnınıza saplayacağınız bir kılıca dönüşür. sabah uyanır uyanmaz resmi gazeteyi açıp kontrol etmeniz gerekir. yani bir hukukçu pozitif hukuku sürekli takip etmelidir.

    ikincisi ise hukuku uygularken ona yol gösterendir. hukukçuyu, hukukçu yapandır. onun muhakeme yeteneğinin temelidir. onun ceza muhakemesinde sanığı müdafaa edereken muhattap olduğu devlet aygıtının ne olduğunu bilmesi elzemdir. onun uygulayacağı hangi seçim sisteminin nasıl bir sonuç doğurabileceğini bilmesi elzemdir. onun, uğruna gecelerce çalıştığı davanın konu aldığı mülkiyetin doğasına hakim olması mecburidir.

    bu sorumluluğu taşıyabilmek için sürekli bir mevzuat-içtihat taraması yapmanız, hukukun uygulanmasındaki güncel gelişmeleri konu alan akademik programları takip etmeniz ve sürekli olarak ufuk açıcı eserler okumanız gerekir.

    hukuk tercih ederek temel olarak üç sonuçla karşılaşacaksınız:
    1) hayata bakış açınız değişecek.
    2) bu açı değişikliği büyük bir sorumluluğu beraberinde getirecek.
    3) bu sorumluluk sebebiyle çok çalışmanız gerekecek.

    bu üç sonuca bağlı olarak da dünyaya diğerlerinden farklı baktığınız için kibirli, büyük bir sorumluluk taşıdığınız için asabi ve çok çalıştığınız için her daim yorgun olacaksınız. siz ne kadar yüce bir insan olursanız olun, adına ister dört milyon yıllık genetik kod deyin ister allah'ın yarattığı insanın tabiatı, bu üçüne karşı koyamazsınız. sizin tabiatınız bu. "mahkeme duvarı gibi surat" deyimi yok yere söylenmemiştir.

    bütün bunları biliyorsanız ve kabul ediyorsanız geçmiş olsun, gönlünüzce hukuk tercih edebilirsiniz.

    ancak bunlara bir istisna teşkil edebileceğinizi sanıyorsanız ciddi anlamda yanılıyorsunuz.
  • eskiden turkiyede saglik disinda bolum tercih etmeyin derken artik hic bir bolumu tercih etmemenizi tavsiye ediyorum. meslek edinin. o kucumsediginiz endustri meslekliler, kiz meslekliler veya ciraklik egitimde egitim gorenler; siz okulu bitirdiginizde araba ev ve sigorta kombosuna sahip olabiliyorken siz kurtlar sofrasina sifir tecrubeyle giris yapiyorsunuz. sonradan okursunuz cok icinizde kaldiysa. ama tabi ki de (bkz: yatirim tavsiyesi degildir)
  • hukuk olmayan bir ülkede gereksiz bir tercih, neye, ne şekilde, nasıl hizmet edeceğinizi bir düşünün isterim...
  • avrupa'daki makul eğitim ücretleri olan, özellikle eğitim dili almanca veya fransızca olan üniversiteler tercih edilebilir. adını ilk defa duyacağınız üniversiteler yüksek ihtimal türkiye'deki wunderbar zannettiğiniz üniversitelerden beş kat daha iyi çıkacaktır.

    ayrıca eğitim sürecinin sonunda almanya, fransa, isviçre yada belçika gibi bir ülkede avukatlık yapma imkanı elde edebilirsiniz. yok ben yeni bir dil kasamam, yeni bir ülkeye adapte olamam, bunlarla zaman kaybedemem diyorsanız. gidin öğretmenlik yazın, 3 ay tatiliniz olur en azından, bir de iş güvenceniz.

    ama yok, babamın ve arkadaşlarının büyük şirketleri benim avukat olacağım günü dört gözle bekliyor diyorsanız. buyrun, iyi eğlenebileceğiniz, cabrio bir bmw'nin otoparkında dikkat çekmeyeceği, her gün parti ortamı bulunan bir vakıf üniversitesi tercihi yapın. ve asla arkanıza bakmayın.
  • burhan kuzu'nun hukuk profesörü olduğunu hatırlayarak tercih yapınız.
  • tavsiyeden çok öğütlerdir.

    devam zorunluluğu olmamasından dolayı dersleri takip etmediğiniz takdirde uzaktan eğitim ile 6 ila 7 senede bitirebileceğiniz fakültedir hukuk fakültesi. hakim veya savcı olmak istiyorsanız derslerinizi günü gününe takip edip hocalarınızla birebir irtibat kurmanız lehinize olacaktır. özetle; hakim savcı olacaklar ezberi kuvvetli tutup torpili demli almaları gerekmektedir.

    ha ben avukat olurum ya da 5 sene avukatlık yapar akabinde noter olurum diyorsanız okula gitmenize gerek yok geze geze mezun olabilirsin. işte ben bu kısımda yer alıyorum. bu sayede ülkede gitmediğim il gezmediğim belde kalmadı nerdeyse. bir çok arkadaşlık edindim nerd öğrenci olmadığım için çevremi oldukça genişlettim. bu geniş çevre avukatlık mesleğimi icra ederken müthiş seviyede işime yaradı.

    öncelikle hukuk okuyup ne olacağınıza karar vermeniz gerekiyor. akademisyen olarak kalmak istiyorsanız işte orası ayrı muamma. istediğiniz branşın hocasının g.tünün dibinden ayrılmayacaksınız. ne olmak istediğinize karar verdiğinizde gerisi geliyor zaten.

    avukat olmayı düşünenler çok şanslı çünkü insanın hayatında bir kez yaşayacağı ortamı dibine kadar sömürüp bir çok anı ve arkadaş biriktirip akabinde 5 olur 6 olur 7 olursa çok iyi olur şekilde okullarını bitireceklerdir.

    avukat olarak avukat olmak isteyenlere tavsiyem şudur; gez toz eğlen * uzaktan eğitimle doktrinleri oku ezberle ve unut. zaten okulda öğrendiğim hiç bir şeyi meslekte yapamıyorsun. yapmaya çalışana s.ktir git yaa diye arkasından sesleniyorlar. hukuk fakültesi öğrenciye mezuniyetinden sonra yapacakları ile ilgili hiç bir bilgi vermiyor.

    (bkz: oku ve çık)

    hem bir söz vardır; hukuk fakültesini 4 senede bitiren hakim-savcı olur, 5 senede bitiren zengin olur, 6 senede bitiren daha zengin olur, 7 senede bitiren milletvekili olur...

    (bkz: out)
  • ulan yıllardır ülkenin; hukuk, tıp, mühendislik, mimarlık diye anası ağladı....
    la gidin kozmik toz uzmanı olup huzurlu olun.
  • tercih etmeyin.
  • anglo-sakson hukuk sistemi çerçevesinde çekilen amerikan filmlerindeki avukatlara özenerek hukuk yazmayın. bir kere bizdeki hukuk kara avrupası, continental hukuk sistemine dahil ve üstelik işler hiç de o filmlerde gördüğünüz gibi yürümüyor.
  • tabii ki de 15 temmuz milli irade ve demokrasi poğaçası.
hesabın var mı? giriş yap