7 entry daha
  • nişanyan'a göre iğne, iplik eğirme aygıtından evrilmiş. yiv de iğ ve iğneyle belirsiz biçimde akrabaymış. ilginç, iğde çekirdeği de hafif tombul bir iğ görünümünde.

    fethiye'de iki temel iğ yani yün eğirme düzeneği kullanılır, her ikisi de ağaçtan, tahtadan düzülür. biri tengerek, biri halaç. tengereğe bazı köylerde kirmen, tengirek de derlermiş.

    in fethiye'de bir de iğ kalmak, içinde iğ kalmak, iğli, iğli yeri olmak gibi çeşitlemeleri olan biçimde ukde/ukte anlamı vardır. çakılan, saplanan şey gibi. bir de tabii düğüm gibi.

    göz iği olmak. [sabun ölümünde, eski küçülmüş sabunu büyük sabuna yamarsın, onunla birlikte eriyerek ölür. burada büyük olan gençtir, yaşlı sürtülmekten ufalmıştır. işlevsiz kimliksiz, parça parça, orada burada dağılıp unutularak ölmesin. dünyadan tam silinmeden huzur bulamaz, artıkken daha sabunum sanır, göz iği olur. dünya ufaklanmış, ölemeyen sabunlar çöplüğü olmasın. dönüşüm böyle sürsün, sabun kültürü dokunma birleşmeyle aktarılsın.]

    (bkz: eğirmek/@ibisile)
    (bkz: iğci baba)
    (bkz: iğne/@ibisile), iğde/@ibisile
    (bkz: iğ ağacı)
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap