iki düş arasında beklenti *
-
-hayırlı işler
-sağolun.isteğiniz?
-şey..ben iki düşlük keyif istiyorum.
-ikincisi kime?
-kimseye değil.hayat beklentilerimi karşılamıyor.öyle olunca daha sık düş tüketiyorum.
-anlıyorum.yaşamsal pozisyonunuz bir hayli flu.
-evet.ayaklarımın altına baksana.
-aman allahım.yanmış.hangi diyardan geliyorsunuz.
-şey..ben külden cehennemden geliyorum.
-siparişinizden anlamıştım.
-acıya ayarlıyız ve yaralarımız çok fazla.
-ketçap ve mayonez olsun mu?
-hayır.
-evet.beklentiniz yürürlüğe kondu.biz size haber veririz.
-ne zaman.
-bu gece.ya da yarın gece.hele siz bir uyuyun da...
-tamam.teşekkür ederim.umarım doyurucu bir çift düş yollarsınız.
-yorgun uyanacağınızı garanti ediyorum.
-borcum?
-iki düş arası beklenti...eee.evet..yaklaşık üç farklı dünyevi acı deneyimi ediyor.formu uzatıyorum.lütfen doldurun.düşleriniz ona göre ayarlanacak.
-tamam.beklentimi karşılayacağınızdan eminim.
-iki düşü bir uykuya sığdırmak kolay değil.umarım memnun kalırsınız.
-iki düşe üç dünyevi acı.niye?
-herkes gibi biz de kar amaçlıyız.anlarsınız.
-tamam.üstü kalsın. -
bir edip cansever şiiri. *
ablan çiçekli şapkalar yapıyor mu gene
üzerine buğulu yaz tülleri yerleştiriyor mu
kadife sesleri,ibrişim kokuları
dolduruyor mu dört bir yanı
küçük küçük güneşler halinde
makaslarda geziniyor mu parmak izlerin
onca uzaklığındaki ben
geçiyor muyum belli belirsiz
gözlerinin iç denizlerinden
nasıl mı
nasıl yaratılmışsa boşluk
kendine bakan irice bir vişneden.
hani elini alnına koyup
daldığın olurdu ya bazen
dalgınlığının ipekli giysinle birlikte
hiç değişmeyen bir hışırtısı olurdu ya
kime duyuruyorsun o sesi şimdi
kime
- yokluğuma bakarak
çizilmiş bir taslak gibi
uçup giden bir taslak gibi
dağılan,toz olan bir taslak gibi -
pencerenden baktığında - ara sıra -
- ah bu kımıltısız yaz uzaklıkları -
sana küçük küçük armağanlar verilirdi de sanki
sen onları (sözgelimi bir tümsek,bir yavru karga,yere
düşen bir yaprak,ağır ağır yayılan bir duman
parçası - şapkaların birinden kopmuş bir
kurdele? olabilir - karşı pencerede bir
ayna,bir sürahi;birbirine karışmış iki tek
gözyaşı gibi)
dolduruyor musun çantana özenle
çantana,çekmecene,ne bileyim,hiçbir yere belki de
işte,tıpkı,dilsiz bir kadın sana bir şey söyledi
söyledi de
yineler gibisindir kendi kendine.
anımsıyorum bir de
senden biraz ötede birtakım devinimler
görüyorum nerdeyse - gövdenin çok yakınında -
sen onları tutup tutup bırakıyorsun
demirin pası kavradığı
bir yavaşlıkla
bunlar ellerin senin,kirpiklerin,ağzın aslında
dağılıp yitiveriyor birden hepsi
'bu benim kayganlığım' derdi bir balık olsa
ama sen diyemezsin,ben de diyemem
çünkü sen yoksun,ben de yokum
ya da biz ikimiz de varız,varız da
bekliyoruz sanki düşlerimizden birinin yargısını
bakışımlı iki düş arasında
işte,şimdi,şu anda
yaşamın aynasında - ah şu küçük yaz uzaklıkları -
bir terzinin yeni bitirdiği bir giysiyi
seyretmesi gibi uzun uzun
bakıyorsundur - bakışlarına sığan ne varsa -
öyleyse
iliştirir misin göğsüne
bir çiçek uzatsam - uzatmak denirse buna -
gülersin alırken - sahiden güler misin -
biliyor musun seni ben
görmedim hiç gülerken
gülsen de pembesi bol bir resim yapıyorsun gibi gelir bana
gittikçe koyulaşan - kendini dışa vuran irice bir vişne ?
neden olmasın -
ya ağlarken gördüm mü,hayır,görmedim
gördüğüm yalnız
nasıl yansırsa buğulu bir cama bir elma
öylece bir şey
şunu da söyleyeyim,sen benim
bilmemin başlangıcısın olsa olsa.
çiçekli şapkalar,buğulu yaz tülleri
şimdi hepsi birden - uzaktan uzağa -
bir çocuk ağlaması gibi
her şey bir çocuk ağlaması gibi
her şey,ama her şey
bir çocuk ağlaması gibi
her şey,her şey,her şey. -
içerisinde aşağıdaki şiirleri bulunduran edip cansever'in ilkyaz şikayetçileri kitabının bir bölümü:
(bkz: sona kalsa/#28138224)
"ölüm
sen en güzelsin bu saatlerde
büyütmüş yetiştirmişsin beni
söyler miyim hiç sana hayran olmasam."
bugün de ince, bugün de kırıldı kırılacak
bugün de
tam nerede kalmışsam."
(bkz: çiçekler zamanında/#3031915)
ben çiçekler zamanında doğmusum
ıslak bir gökyüzü zamanında
ve annem olmamış gibi doğmuşum
sesini yakından tanıyorum.
(bkz: alışılmış bir vakit tanımlaması/#1518486)
"ey masalar, ey iskemleler
edip' in yeri boş mu, köşede masanın yanı
değilim ben böyle mahzun
öyleyse pulsuz bir dilekçe nasıl olmalı
unutup baharı bile nasıl olmalı.
işte
turgut' a gidiyorum, yağmur nasılsa yağmadı."
(bkz: yetindik başlangıcıyla/#9383400)
"unuttum
kaç yıllık sesim bu benim
nasıldı acaba eskiden."
(bkz: kirlilik vakti/#9352694)
"ki yaşam denen şeyde -geç algıladım-
gittikçe gittikçe bir kirlilik vakti."
(bkz: görülmeyi gördük/#9352706)
(bkz: doğa çeşnicisi/#3031902)
hiçbir ses yakalayamaz beni
susuz bir gökyüzü çınlamasından başka
bir doğa çesnicisiyim ben alışılmadık
belki böyle son defa
yudumlayaraktan öfkemi
avucunu yüreğine daldırmış da."
(bkz: başka ne olan/#9351182) -
edip cansever'in şahane şiirlerinden sadece biri.
"şunu da söyleyeyim, sen benim
bilmemin başlangıcısın olsa olsa."
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap