• insan zihni, çoğu zaman, belli bir fikri takip etmesini net bir şekilde engelleyen olasılıksal olay dağılımı ile örtülüdür. bir fikir, bir düşünce yolu verildiğinde bu belirsizlik bulutu verilen yol üzerinde çökerek net bir görünüm sağlar. yani demem şudur ki, 3 sn sonra vukuu bulacak olaylar zinciri 3 sn öncesinde zihnimizde olasılıksal olay dağılımı ile tanımlıdır, fakat ancak olay vukuu bulduğunda bu olasılık dağılımı olay üzerine çökerek belirsizliği ortadan kaldırır. tıpkı dünyaya bulutların üzerinden bakmak gibidir, hiçbir şey göremezsiniz ancak herşeyin bulutların ardında olma olasılığını idrak edebilirsiniz.
  • insan zihni dusunebildigi, inanabildigi ve arzu ile pesinde kosabildigi her seyi basarabilir.
  • bizim kabul ettiklerimiz disinda insan zihninin hicbir siniri yoktur.
  • olanlari algılama sistemi sorgulaması boyut.

    her zaman üst katta tepinme veya alt katta kemençe çalma sebepli çıkan gürültüler insanı o sinir harbinden şu sınır harbine sürüklerken bir korku filmi izleyip korktuğunda yukarıdaki veya aşağıdaki o sesler tutunacak somut bir seyler oluverir. nefret ettiren sey duruma gore anne kucagi halini alir. bu tam olarak konjonktürün tanımı sanirim. ya da o kadar korkak olunmamalı.
  • zihni isimli bir bireyin en temel sıfatıdır.
  • insan zihni, aslında lanetli gezegen solaris gibi. ne hayal ediyorsa oluyor. eskiden sanrıların olanaksız kategorileri vardı. şimdi anlaşılıyor ki sanrılardan, hayal edilenlerden olmamış olanlar var, olanaksız diye kesin sınır yok. eski akıl hastalarının sanrıları artık gerçek. görüntü nakli, düşünce kontrolü, kendi bedeninin içine düşmanın girebilirliği, ömür boyu sürekli kandırılıyor olmak. iyi veya kötü aklımıza ne geldiyse er geç gerçekleşti. ve devamı da yolda. o bakımdan sadece ağzımızı toplamayalım, zihnimizi de toplayalım. zihnimiz çöp üretince yaşamımız da çöp üretiyor. (bkz: zaman yani şimdi)

    insan zihniyle algılanan ve hayal edilen haliyle cennet ölüdür, bir tür ölülüktür. kavramıyor oluşumuza lafım yok. cehennem, hep aynı acıya talim ediliyorsa ölülüğün olumsuz hali; farklı acılar ve cezalarda dolaşılıyorsa daha çok canlılık gibidir. melek de sadece ışıktan ve beyazdan (tek renkten) oluştuğu için aynı bağlamda ölüdür. meleğe insansı bir duygu ve kendini değerlendirme olanağı atfetsek melek sabitlik, değişememe acısı çekiyor olurdu.

    "nasılmış? nedenmiş? ne küstahlık! insan zihni lanetlidir." nikos kazancakis - allah'ın garibi

    (bkz: zihin/@ibisile)
  • 10.000 tl’lik macbook kadar saygı görmeyen, heycan vermeyen şey. halbuki yapabileceklerinin sınırı yok, keyfini çıkarmak gerek.
  • hikayeler anlatmaya bayılır .
    kimi zaman hiç susmaz kurar kendi kendine olayları sanki gerçekmişçesine .
    asla yayını kesmeyen radyo istasyonu gibi..
    bu hikayeleri mutlak gerçeklik olarak kabul ettiğimizde ise depresyon, kendine güvensizlik vs.. ardından gelecektir.
    peki bu hikayeleri yani düşünceleri yalnızca kelimeler olarak görürsek, işte o zaman kazanan olabiliriz bu da " bilişsel ayrışma " olarak geçer.
  • insan zihninin nasıl işlediği üzerine araştırmalar yapan bilim insanları, insanların 10 dakika boyunca birbirlerinin yüzüne bakmalarının ne gibi sonuçları olacağını görmek için bir deney gerçekleştirdi.

    deneye katılan, ikişer kişilik gruplara ayrılan ve birbirini tanımayan 40 gönüllünün %90’ı yüzüne baktıkları katılımcının yüzünün bir süre sonra bozulmaya başladığını bildirirken %75’i baktıkları yüzün canavar gibi korkunç bir hal aldığını bildirdi.

    bilim bunu nasıl açıklıyor?
    bilim bunu ayrışma, yani duyusal uyaran eksikliği nedeni ile ortaya çıkan gerçeklikten kopma hissi olarak tanımlıyor.

    on dakika boyunca birinin yüzüne bakıldığında beyinlerimiz duyusal uyarılmayı kesiyor ve oluşan bilgi boşluklarını doldurmak için oldukça garip şeyler gösteriyor.

    kaynak: https://bit.ly/32odzlq
    çev.bilimfenomeni
hesabın var mı? giriş yap