• once matematik-fizik okuduktan sonra psikolojiye sarip kendini insanlarin evliliklerini arastirmaya vermis unlu amerikan psikolog.

    sayisal bir temelden gelmesi dolayisiyla, evlilikte bosanma gibi buyuk olaylarin gostergelerini ve basari oranlarini anlamaya calismistir.

    ciftlerle mulakat yapip sonradan hayatlarini takip etmis ve mulakatta verdikleri cevaplarin gelecege nasil bir etkisi oldugunu anlamaya calismistir.
    bu arastirmasi icin bazi cifleri 20 yili askin sureyle takip etmistir. (takip etmistir derken stalk etmiyor tabi ki, o kisileri zaman zaman telefonla arayip evlilikleri hakkinda sorular soruyor)

    ciftlerin konusurken ya da tartisirken birbirlerinin gozlerine bakmasini bosanma konusundaki en basarili gosterge oldugunu gosteren meshur bir calismasi vardir: ozet link
    ciftlerin konusurken birbirlerinin yuzune bakmamasinin asagilama (contempt) gostergesi oldugunu ve aslinda bir iliskide bir insani en cok yaralayan davranisin bu oldugunu soylemistir.

    evlenmeden once o zamanki sevgilim simdiki esim ile bu adamin kitaplarini okuduk ve bazi zor konulari bu adam sayesinde evlenmeden en azindan tartistik.
    ileride vaktim olursa daha da yazarim buraya ama simdilik birkac link birakip ilgili insanlara odev birakmis oluyorum:
    wikipedia
    bu da adamin sitesi: https://www.gottman.com/
  • hepimiz, büyüdüğümüz aileleri temsil ediyoruz. her birimizin ailesi kendine has sembolleri, değerleri ve ritüelleri olan bir kültürün parçası. eş ve sonrasında anne baba olduğumuzda sadece ailelerimizi değil aynı zamanda kültürlerimizi de birleştiriyoruz ve birlikte yeni bir kültür yaratıyoruz. bebeğimizin doğumuyla birlikte çok çetin bir kararla yüzleşiyoruz: bir yanda miras aldığımız kültür var, bir yanda da kendi yarattığımız yeni kültürümüz. çocuğumuza hangisini aktarmalı, hangisini aktarmamalıyız ve arkamızda ne bırakmalıyız?

    artık üç kişiyiz
  • evliliği sürdürmenin yedi ilkesi, artık üç kişiyiz ve ebeveynliğin kalbi gibi nitelikli kitaplara imza atmış ünlü bilim insanı. sürekli gülümseyen, oldukça sakin mizaçlı bir çift terapisti. bildiğim kadarıyla yahudi biri aileden geliyor; yahudilerde boşanmanın oldukça güç olmasının da etkisiyle odağını evlilikleri sağlıklı bir biçimde yürütmenin yollarını araştırmaya çevirmiştir.

    çalışmalarını, aynı çiftleri 20 yıla varan sürelerce takip ederek şekillendirmiştir. mahşerin dört atlısı adını verdiği aşağılama, duvar örme, sürekli savunma ve eleştirme davranışlarının bir evliliği bitiren en temel sebepler olduğunu savunur. çiftlerin tartışma, problem çözme, çocuk yetiştirme gibi süreçlerdeki genel eğilimleri üzerinden boşanma oranlarına dair çıkarımlar yapmış ve sonra bu özelliklerin çocuk yetiştirme stilleri üzerinde de etkili olduğu sonucuna ulaşarak duygu koçu ebeveynlik stilini tanımlamıştır.

    bu ebeveynlik stiline dair bilgileri “ebeveynliğin kalbi: duygusal zekası yüksek çocuklar yetiştirmek” adlı kitabında çok akıcı ve anlaşılır şekilde aktarır. kitapları görünmez adam yayıncılık tarafından başarılı bir şekilde türkçeleştirilmektedir.

    ayrıca, abd'de, eşi ile birlikte yönettikleri, kendi isimleri ile anılan bir araştırma enstitüleri de vardır.
  • the four horsemen of the apocalypse yani mahşerin dört atlısı ismini verdiği dört davranışın süregelen bir kombinasyonunun mevcut olduğu ilişkiler için yüzde 93 ihtimalle ayrılık veya boşanma yolu göründüğünü ama bu davranışlar tanınır ve proaktif adımlar atılırsa birlikteliğin kurtarılabileceğini söyleyen psikolog ve ilişki uzmanı. 40 yılda, binlerce çift ile evlilik ve ebeveynlik üzerine çalışmalar yapmış ve çeşitli ödüller kazanmış. meslektaşı ve eşi dr. julie schwartz gottman ile birlikte kurduğu bir enstitü (the gottman institute) ve birlikte geliştirdikleri the gottman method isimli bir çift terapisi yaklaşımı var. link

    mahşerin dört atlısına dönersek, birinci atlı criticism partnerin karakterine, kişiliğine, inançlarına, görünüş ve hareketlerine saldırmak (ad hominem) anlamında kullanılıyor. fazla yapıldığında eleştirilen taraf saldırılmış, reddedilmiş, incinmiş hissediyor, kurban durumuna düşüyor. böylece yine eleştiriliyor, yine inciniyor ve bu böyle devam ettikçe yol ikinci atlıya açılmış oluyor: contempt. eleştirinin dozu iyice artıyor, hor görüye dönüşüyor. saygısızlık, alay etme, isim takma ve göz devirme gibi kendini üstün gördüğünü belli eden davranışlar çiftlerin grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklara daha kolay yakalanmasına bile neden olabilecek negatif bir ortam oluşturuyor. bu aşama tek başına boşanma sebebi olabilecek kadar tehlikeli bulunuyor ve kesinlikle üstesinden gelinmesi gerekiyor. üçüncü atlı: defensiveness. haksız eleştirilere maruz kaldığını düşünen kişi savunmaya geçiyor, bahaneler üretiyor ve masumu oynuyor. rahat bırakılmayı umarken ciddiyetsiz ve sorumsuz bulunuyor. kendini savunmak isterken karşısındakini suçluyor ve çatışma büyüyor. dördüncü atlı: stonewalling. genelde hor görülme sonucu ortaya çıkıyor. kişi kendini kapatıyor, iletişimden kaçıyor, yüzleşmiyor, cevap vermiyor, dönüp gidiyor veya meşgul gibi davranıyor. bu durumdaki kişi adrenalin salgılıyor, tansiyonu yükseliyor, kalp atış hızı dakikada 100'ün üzerine çıkıyor ve diğer savaş ya da kaç tepkisi belirtilerini gösteriyor. (physiological flooding) link. yani, mantıklı bir tartışmaya giremeyecek durumda olabiliyor. biraz uzaklaşıp, yalnız kalıp sakinleşmesi ve hazır hissedince konuşmaya devam etmesi gerekebiliyor. link, link

    ilişkilerinde sorunlar yaşayan çiftlerin öncelikle sorunun ne olduğunu görmesi ve birlikteliklerine devam etmek istiyorlarsa gerekli adımları atması gerekiyor. birinci atlının antidotu: nazik bir başlangıçla konuya girmek, suçlayıcı sen dilinden kaçınmak, ben böyle hissediyorum, buna ihtiyacım var gibi cümlelerle, daha pozitif ve saygılı bir tavırla konuşmak. ikinci atlının antidotu: ilişkide bir takdir ve saygı kültürü oluşturmak. pozitif bir perspektiften bakmak. takdir, saygı, şefkat, minnet göstermek. üçüncü atlının antidotu: sorumluluk almak. sorun ben değilim sensin demek yerine sorunun tamamı veya bir kısmı için sorumluluk üstlenilirse, kişiler çatışmadaki rollerini kabullenirse bir uzlaşı mümkün olabiliyor. dördüncü atlının antidotu: bir duygu selinin ağırlığı ve yarattığı yoğun stres ile karşı karşıya kalınca kendini psikolojik olarak sakinleştirebilmek. tartışmaya en az 20 dakika ara vermek, masum kurban psikolojisinden kaçınmak, dikkatini dağıtacak ve sakinleştirecek bir şeylerle uğraşmak ve kendi kendini yatıştırmak. link
hesabın var mı? giriş yap