kerhane
-
çiçekçi sokağı ikinci abdülhamid zamanında genelev sokağıymış.
"sadece kerhanede topladıklarım yeter dostum, sen hayal bile edemezsin. görüyorsun bir filozof için hayat kadınının evinden daha iyi yaşanacak yer var mı?" jorge amado - tenda dos milagres
"hükümetin verdiği şekerde, zeytinyağında, diğer yardımlarda, malatya kerhanesinin meşhur kızlarından eplemeli ayşe'nin daima hissesi vardı." kemal tahir- karılar koğuşu
"kahve falına bakıldı. aduş oynadı. aduş oyunu günden güne değil, adeta saatten saate ilerletiyordu. malatya genel birleşme evi'nin en iyi oynayan kızı tözey olduğu için, buna şaşmamak da kabildi." kemal tahir - karılar koğuşu
"cezayı bitirdik çıktık. bunun şerefine ibrahim bana bir takım kopuk elbisesi yaptırdı. halep şalvarı, rengi siyah da ceplerinin ağzı, paçaları siyah ipek kaytanla işlemeli. belimde tosya kuşağı. lacivert sako, bir sivas kaması... bir de nagant taklidi tabanca... arkadaşım, izollu mustafa diyorlar. biz hapisteyken o kerhanede dost tutmuş. deli hatun isminde çirkin bir karı. çirkin ama sesi güzel. bir de beni çok sever. ben ilk defa kerhaneye gidiyorum." kemal tahir - karılar koğuşu
"meğer polis dairesine kapatmışlar. şimdi kerhaneye atmışlar. rum kızı 'ben yerimi buldum. bağlarda baskın korkusuna gezmektense işte burada namusumla iş yaparım,' diyormuş." kemal tahir - karılar koğuşu
"açlıktan öleceklermiş. bağ arasında orospuluk kolay değil... adam gideceği yeri şaşırır. kerhanede koynuna almak şöyle dursun, cigarana ateş istemeyeceğim serserilere bir lokma ekmek için razı olursun. evsiz orospuluk ölümle bir. mart ayında sokaklarda kedi yavruları olur ya... ben onlara acırım, evi yavru kedilerle doldururum." kemal tahir - karılar koğuşu
"o fazladan bir açık havada jandarma çavuşunun tazyiki altında olmayarak çalışacak; elbise, cigara, yiyecek derdi düşünmeyecek, arada sırada kerhaneye gidecek, eğer elazizli sadri bey gibi oğlancı ise gulman peydahlayacak, kumarbazsa şehir kumarhanelerinde zar yuvarlayacak, ben bunlardan mahrumum." kemal tahir - karılar koğuşu
[şibli, bağdat'tan bir müddet kayboldu. kimse nereye gittiğini anlayamadı.
onu her tarafta bir hayli aradılar, nihayet birisi, ona puştların kerhanesinde rastladı.
o edepsizler arasında gözü yaşlı, dudağı kuru... perişan bir halde oturuyordu.
adamın biri, "ey sırlara eren ulu zat, burası senin yerin değil... bu sırrı aç bize." dedi.
şibli dedi ki: "bunlar eteği bulaşık kişiler... erlerin yolunda bunlar, ne erkek, ne karı!
ben de tıpkı onlar gibiyim, ama din yolunda. dinde ne karıyım, ne erkekliğim var!"] feridüddin attar - mantıku't-tayr
(ilk giri tarihi: 5.8.2017)
(bkz: karhane/@ibisile)
(bkz: kerhaneci)
(bkz: genelev/@ibisile)
(bkz: lupanar)
(bkz: kerhane tatlısı)
(bkz: karılar koğuşu/@ibisile)
(bkz: brothel), bordello, bordel
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap