• kısa sürede iflas etmenin bir yoludur. iş büyütmek ve iş kurmak borç para ile olmaz. kişi kazandığından arttırdığı ile (elemanından, devletten çalmadan) işini büyütmelidir. iş kuracak kişinin cebinde en az bir yıllık geçim parası dışında parası varsa o para ile iş kurmalıdır. yoksa kredi tuzaklarına yakalananların hali belli.
  • bunu yapabilmek için öncelikle dayı olmak gerekir. sürekli sigara içen ve 'abla, aklımda öyle bir iş var ki ' diye cümleye de giriyorsan tadından yenmez. sonu genelde iflas ile biter ama olsun. bu girişimci insanlar da olmazsa dünya çok sıkıcı olurdu.
  • piyasanın düzgün işlediği ülkelerde, norml bir eylemdir. ama 6 ay sonrasına çek kesip, sonra ödememek için 40 takla atılan ülkemizde, riskli bir iştir.
  • olmaz diye birşey yok, ben 5 senede firmasını 0 lira ile kuran bir insan tanırım, 750 kişi çalıştırıyor şu anda ve sektöründe türkiye lideri, ve 0 lira ile 5 senede yapıldı, burda önemli nokta doğru fizibilite, ne iş yapıcaksın, ne kadar kredi kullanıcaksın, lokasyon tespiti, müşteri kitlesi, müşteri kitlende ki rakiplerin ve rakiplerin ürünleri, bu ürünlere karşılık senin ürünlerinin hikayeleri, bunlar çok önemli şeyler, ve doğru yapıldığında hayalinizi kuramıyacağınız başarılara ulaşmak zor değil.
  • ilk defa iş kuruyorsanız direk intihardır. ama yok 12. kez iş kuruyorsanız;

    - ya yine intihardır (bir insan neden 11 işi batırıp 12. sini kurar?)
    - ya da bir ihtimal bir şeyler kazandırabilir (11 iş batırmış olmadan gelen tecrübe).

    netice itibariyle teorik olarak %75 intihardır.

    şahsi fikrimi sorarsanız; hiç bir baltaya sap olamıyorsanız gidin asgari ücretli de olsa bir iş bulup çalışın.
  • ailenin birikmiş semayesi yoksa başarılı olma ihtimali o kadar düşüktür ki, başarılı olabilenlerin hayat hikayeleri iş dergilerine falan konu olur.
  • benim yaptığım şey. 2,5 yıl oldu işimi kuralı. türkiye şartlarında diğer sektörlere oranla ödemelerin daha düzgün yapıldığı bir sektör olsada yinede kişiyi yıpratan birşey. sadece bankalara çalıştığımı düşünüyorum çünkü biri biterken başka bir kredi çekmek durumunda kalıyorsun ve bu döngü sürekli devam ediyor. kendiminkiler yetmedi birde eşe dosta kredi çektirdim. onlarınkini de sayarsak yaklaşık 7-8 kere kredi kullanmışımdır. ha pişman mıyım dersek değilim çünkü koduğumun memleketinde ne mesleki tatmin olarak nede okumuş insana verilen değer olarak hüsran yaşayacağımı bildiğimden pişman değilim.
  • kapitalizmin nasıl işlediğinden bihaber memur kafasına göre yanlış yol. bunu diyen adam zaten hayatı boyunca maaşlı çalışır, sonra da ben neden zengin olamadım diye bakar durur.

    krediyle bal gibi de iş kurulur kardeşim. "kapital" maaşla biirkmez. fırsatı gören girişimci borç alır yatırım yapar. kazancıyla da faizini ve anaparasını ödemeye başlar ve işini de büyütür. ha bu girişimci yanlış yatırım yapmıştır, işi yönetemiyordur; o zaman iş elbette batar. kredi çekti diye batmaz ama.
  • fizibilitesi gerçekçi yapıldıysa, işi kuracak kişi ya da kişiler sektöre hakimse, bir de hiç beklenmedik olumsuzluklarla karşılaşılmazsa, gayet mantıklı girişim... krediyle iş kurup batma olayı genellikle, zaten bir sektörde faaliyet halindeyken, o sektörde yeni bir yatırıma girişen ya da mevcut yatırımını büyütenlerde oluyor. ben hep böyle gördüm. mesela tekstilci adam, 200 kişi çalıştırıyor, belli bir cirosu, belli bir kazancı var. ama gözü dönüyor, yeni fabrika kuruyor, yeni personel alıyor. umudu da yeni siparişler alıp, kazancıyla krediyi ödemek. ama hırs ve heyecanla, kendine aşırı güvenmeye dayanarak, yeterince fizibilite yapılmadan yapılan bu yatırımlar genellikle duvara tosluyor.
    bir firmada maaşlı çalışırken, deneyimlerini kendi şirketini kurarak değerlendirmek isteyenlerin kredili iş kurma girişimleri ise genellikle daha başarılı oluyor. çünkü bunlar genellikle hırsla değil, mantıkla hareket ediyor. hatta yanında çalıştığı patronun göremediği hataları ve eksiklikleri görüyor ve bunları kendi işinde yapmıyor. patrona kabul ettiremediği yenilikleri, teknolojileri kendi şirketinde uyguluyor. maaşlı dönem edindiği çevre ve müşteri portföyünü de iyi değerlendiriyor. oh mis gibi. bunun da onlarca örneğini gördüm. 2005'te birkaç bin liraya maaşlı çalışırken, şimdi yıllık 10-15 milyon ciro yapan şirketin sahibi olanlar var. en güzel örneği, adana'daki ksg makina'dır. daha önce temsa'da çalışmış 2 ya da 3 mühendisin, işten çıkarılırken aldıkları tazminat, biraz yastık altı, biraz da krediyle (sanırım 2002'de) kurduğu şirket, şimdi sektöründe türkiye'ye örnek oluyor.
  • üretime dayali bi sektördeyseniz ve birazda sermayeniz varsa 2002 de gördüğümüz gibi iş kurabilirsiniz
hesabın var mı? giriş yap