• 10 adet matematiksel mucizesi ingilizce anlatımıyla aşağıdaki linkte mevcuttur.

    kurandaki 10 adet matematiksel mucize
  • kur'an'da mucize diye gördüğümüz her şey aslında bizim muhteşem yorumlama gücümüzdür. bu yorumlama gücü sayesinde bugüne kadar binlerce uydurma din ortaya çıkmış, binlerce öykü masal anlatılmış, binlerce roman yazılmış binlerce film çekilmiştir.

    din değişik zamanlarda ortaya çıkan kurgulanmış hikayelerin ve evren hakkından asılsız yorumların birbiri üstüne eklenmesiyle ortaya çıkmıştır. islam dinide kendinden önce ki dinlerden beslenmiştir. ortaya çıktıktan sonra dahi kurgulanması bitmemiş. insanlar tarafından kurgulanmaya devam edilmiştir. uydurma hadislerle eksik taraflar yamanmış, yetmemiş mezhepler tarafından sürekli yorumlanmaya devam edilmiştir. o da yetmemiş tasavvuf gibi akımlarla felsefi derinlik katılmaya çalışılmıştır. bugün saçma sapan cemaetler ve ilahiyatçılar tarafından sürekli yorumlanmaya ve kurgulanmaya devam edilmektedir.
  • müddesir suresinin 3. ayetinde yer alan örnekten bahsedeyim. ama ondan önce palindrom nedir kısaca bilmeyen için; palindrom, normal de tersden de okununca aynı şekilde okunabilen kelime ya da cümlelere verilen isim.

    ancak palindrom kelimeler pek zor olmasa da (tenet filmine selam olsun) cümle olarak palindrom yapmak hem zor hem de yapılan cümleler pek günlük dile uygun değil. internette türkçe palindrom cümleler diye aratabilirsiniz. en meşhuru olan "ey edip adanada pide ye" cümlesi palindromdur ama gördüğünüz gibi biraz zorlama bir cümledir kullanılır bir cümle değildir.

    ancak 74. sure olan müddesir suresinin 3. ayetinde palindrom vardır ve bu anlamsız olmayı bırakın, fatiha suresinin besmelen sonraki ilk ayetinin bir başka ifadesi gibidir. yani alalede bir ayette palondrom var da demiyorum. ayetin meali "rabbini büyükle/yücelt" şeklindedir ve arapçası "rabbeke fe kebbir" tersten de "rabeke fe kebbir" şeklinde okunabilecek harflere sahiptir.

    bir diğer mucize yasin 40'da (36:40) burada allah gök cisimlerinden bahsetmektedir.

    "güneş'in ay'a ulaşıp çatması gerekmiyor. gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. her biri bir yörüngede yüzmektedir."

    "hepsi bir yörüngede" diye çevrilen kısımın arapçası "kullun fi felekin" kullun hepsi her biri demektir. fi "içinde" demektir, ingilizcedeki "in" in karşılığıdır. felek ise yörünge demektir. arapçada dairesel hareketleri kapsayan bir ifadedir. buradaki mucize hepsi bir yörüngede olarak yazılan kısmın arapçasında k l f - f l k harfleri yer alır. ilk ve son harf, ikinci ve sondan ikinci harf, üçüncü ve sondan üçüncü harfler aynı harflerdir. ortada yer alan s benzeri harf ise okunan bir harf değildir, sesi uzatır sadece. fi harfindeki i yi uzatır.

    k l f (uzatma harfi) f l k

    şeklinde yazılmış olan ve anlamı "hepsi bir yörünge içerisinde" olan ifadedeki harfler de bir yörünge içerisindedir.... bilim, edebiyat ve geometri bir arada kullanılmıştır.

    burada gelecek itirazlardan biri "o dönemde uzaydaki bu yörüngeleri bilebilirlerdi bu yeni değil" şeklinde olabilir ama hatırlatayım, olay sadece bunu bilmek değil, edebiyatta bunu böyle aktarmak. bu tesadüfen mi denk geldi kasıtlı mı yapıldı? selam ve sevgi ile..
  • hergeçen gün yenileri keşfedilen mucizelerdir/kanıtlardır:

    https://emre1974tr.blogspot.com/…ri-tespitleri.html
  • insanı acz içinde bırakan, musa'nın bahr'ı infilak ettirmesi gibi bilgilerdir.
  • şu sitelerde de güzel örneklerini görebileceğiniz kanıtlardır:

    https://www.mucizeler.com/

    https://www.miracles-of-quran.com/
  • evet oyle mucizeleri vardir ki kuran in hz muhammed vefat eder etmez kargasa baslamis ve mezhepler turemistir
  • islam'ın ilahi kökenlerini kanıtlamaya yönelik olarak, kur'an'da "kelime sayısı mucizeleri"ni tanıtan birçok modern zamanlarda türemis kaynak bulunmaktadır. temel iddia şudur: kur'an'daki belirli kelimeler belirli bir sayıda tekrarlanır, ve bu sayının anlamlı veya mucizevi olduğu iddia edilir. bu nedenle müslüman savunucular, kur'an'ın allah'ın kelamı olduğunu ileri sürerler.

    örneğin, bir iddia şudur: "gün" (yawm) kelimesi kur'an'da 365 kez geçer ve yılda 365 gün vardır, bu yüzden bu allah'ın bir mucizesidir. ancak savunucular şüpheli bir sayım yöntemi kullandıkları gibi, "gece" kelimesinin kur'an'da sadece 92 kez geçtiğini hesapladığımızda, aynı yılda 365 gecesi olmasına rağmen, bu iddiaların ne derece yersiz olduğu görülmüş olur.

    bu tür çelişkiler, savunucuların kelime sayıları "uyduğu" durumları listelediğini ve uymayan durumları göstermediğini gösterir. başka bir örnek de "kuran'da ay kelimesi (shahr) 12 kez geçer" şeklindedir. yine aynı yöntemi izleyen sayısal mucize avcıları, sayma konusunda tamamen kendilerine has yöntemler seçip bunlara bizlerin inanmasını istemektedirler.

    bu seçici taktikle, kur'an'ın kelime sayısı mucizeleriyle doluymuş gibi yanıltıcı bir izlenim yaratırlar.

    bir veriyi manipüle etmek ve bir "mucizeyi" düzenlemek için birçok taktik bulunmaktadır.

    ilk taktik, mucize olarak yorumlanacak kelimelerin seçici bir şekilde seçimidir. eğer belirli bir kelime için güzel tekrarlar varsa, o kelime mucize olarak belirtilir. eğer güzel tekrarlar yoksa, o kelime listelenmez ve göz ardı edilir. sadece "güzel tekrarlar" bulunan durumları belirterek, bir şeyin özel olduğu izlenimini elde ederler, oysa istatistiksel olarak benzer "mucizeleri" diğer metinlerde de bulmak mümkündür.

    bazen daha fazla kelime sayısını ilginç hale getirmek için birden fazla kelime sayısını bir araya getirirler. örneğin "akletmek ve nur her ikisi de 49 kez görünüyor" iddiasında olduğu gibi, noor ve müneer kelimelerini "nur" olarak aldılarsa da, müneer "aydınlatan" anlamına gelmektedir.

    bazı durumlarda, kelimelerin güzel bir tekrarı olmadığında, isimlerin yanı sıra fiilleri de sayarlar. örneğin, "hayat ve ölüm 145 kez anıldı mucizesi"nde "ölüm" kelimesini yanı sıra "öl", "ölü" ve diğer biçimleri sayarlar. ve tabii ki bu mucize iddiasında bunu belirtmezler, sadece dürüst olmayan bir şekilde "ölüm ve hayat kelimeleri 145 kez geçiyor" derler (bu ve buna benzer şu örnekler ve daha niceleri)

    kelime kendisi güzel bir tekrara sahip olmadığında, savunucular kelimeyi değil, "yedi gökyüzü" gibi bir ifadeyi saymayı deneyebilirler. sadece "cennet" kelimesini değil, "cennetler" kelimesini de saymak, mucize bulma olasılığını artırır.

    veriyi manipüle etmenin ikinci yolu, hangi arapça dilbilgisi formlarının sayılacağını seçmektir. sadece tekil formlar mı sayılır? yoksa çoğul formlar da mı? çift formlar mı? önekli veya öneksiz formlar mı? ve benzeri. farklı sayım şekillerini seçerek farklı sonuçlar elde edersiniz. elbette "kur'an'da kelime tekrar mucizeleri var" diyenler, istedikleri sonuca ulaşmak için belirli bir kelime sayma şekli seçtiklerini size söylemezler.

    arapça dilinde önekler ve son ekler bulunmaktadır. örneğin "onların günü" kelimesi (yawmihim), arapça'da tek bir kelime ile ifade edilir. ve bu sadece bir "gün" kelimesidir, ancak savunucular bu tekrarı saymazlar, çünkü arapça'da "onların" öneki eklenmiştir.
    buna karşılık, "ve bir gün" kelimesi (wayawma), "ve" kelimesi "gün" kelimesine öne eklenmiştir ve bu kezse bu öneki alan kelimeyi sayarlar(!).

    savunucular genellikle mucizenin sadece kelimenin "basit formu" veya "temel formu" sayıldığını söylerler, ancak basit formun tanımı mucizeden mucizeye değişir.

    bazı arapça kelimeler birden fazla anlam taşır. örneğin, "cennet" için kullanılan arapça kelime aynı zamanda "cin" anlamına da gelir (kur'an'ın son ayetinde "minel cinneti vennas" olduğu gibi, gerçi hangi ayet son ayet konusunda da hemfikir değiller). ancak mucizeciler bunu da görmezden gelirler.

    ya da başka durumlarda, kelime sayısı ilginç değilse, başka anlamları olan kelimeleri dışlamaya başlarlar, daha ilginç bir sayı elde etmek için.

    kelimenin diğer anlamlara sahip olduğu durumlarda, bu kelimenin listesini sadece arapça olarak göstermek, arapça bilmeyen insanlara bu kelimenin her zaman aynı anlama geldiği yanılsamasını yaratır.

    mucizeciler, aynı sayıda geçen iki kelime bulduklarında ve bunlar pek alakalı değilse, bu kelimeleri biraz farklı şekillerde çevirirler.

    her bir mucize formu için kelime sayısının "ilginç" olabileceği birçok yol vardır. örneğin, "gün" kelimesini sayarken:

    6 tekrarlar ilginç olabilir, çünkü tanrı dünyayı 6 günde yarattı
    7 tekrarlar ilginç olabilir, çünkü 7 günde bir hafta oluşturur
    29/30 tekrarlar ilginç olabilir, çünkü bir ayı oluşturur
    100 tekrarlar ilginç olabilir, çünkü bu güzel bir sayıdır
    354 tekrarlar ilginç olabilir, çünkü bu ay takvimine göre yıldaki gün sayısıdır
    365 tekrarlar ilginç olabilir, çünkü bu yıldaki gün sayısıdır

    bu sayılar genellikle belirtilmeyen yollarla manipüle edilerek istenen toplamları üretirler ancak çoğu kişi kendileri saymak ve doğrulamak için gereken zamanı ayırmayacak, bu nedenle iddiaların doğru olduğunu varsayacaklardır. kaldı ki bir iddiayı kendilerinin de kontrol etmesi zordur, istedikleri kadar bir arama yazılımı kullansalar bile, hangi arapça kelimenin aranması gerektiği ancak uzmanlarca bilinir.

    bazen de yukaridaki sayılanların da dışında, belki de "cahil" cesaretiyle bazı mucizeler de üretebilirler, örnegin "'saat' kelimesi 24 kez gecer" iddiasindaki gibi. halbuki bu sayi cok farklıdır. ironik bir şekilde "cahil" kelimesiyse hakkaten 24 kez gecer.

    bunun gibi nice örnekler vardır ki saymakla bitmez ama hepsinde hemen hemen bu tarz çelişkiler mevcuttur. mesela bunların en sık alıntı yapılanlarından "dünya ve ahiret kelimesi 115'er kez geçer" (gerçek için), "cennet ve cehennem 77'şer kez geçer" (gerçek için) gibi.

    bununla da kalmayıp mucizeciler adeta kuranın suyunu çıkararak mucize avlarlar ki örneğin tevbe 36. ayette ayların 12 olduğunun bildirilmesini dahi mucize olarak görürler. e insaf, sümerlerin dahi bildiği bir takvim sisteminden bahsetmenin neresi mucize?

    özgürlük (hurriya) tüm kuranda 0 (sıfır) kez geçer, bu da bana göre bir mucize (!), yersen.

    kurandaki sayısal mucizeler safsatalarına mucizecilerin kullandığı yöntemlerin yanlışlığı ve double-check yaparak çoğu iddianın hem yanlış olduğunu hem de zaten tüm bunların istatistiksel olarak kişisel yoruma göre şekillenebileceğini az da olsa anladık. biraz da reverse-engineering yaparak kaynağın aslının orijinalliğine ufak bir değinelim (bkz: yemen kuran'ı). sanaa el yazmaları sayesinde bilinen en eski kuranda daha sonra birtakim oynamalar yapıldığı anlaşıldı. zaten osman devrinde tüm farklı varyasyonların imha edilerek tek bir kuran modelinde karar kılındığı biliniyor. sonraki devirlerde elif , sesli harfler ve nihayet harekelerin de eklendigi birer gercek. bu durumda, aslının hem mana hem de görüldüğü üzere text olarak da korunmadığı bir kaynakta bu tarz mucizelerin aranması, sanki kuran günümüzdeki bu haliyle o şekilde indi ve manası da tüm insanlığı kapsayacak şekilde tasarlandı gibi bir önkoşula bağlı. halbuki tefsirlerde bile tarihsellik, zamana bagli context gibi bircok sey göz önünde bulunduruluyor ve verilen anlamlarsa sürekli yenileniyor.
  • dünyamız ve yıldızlarla ilgili verdiği mucize/kanıt bilgilerine de şunlar örnektir: https://emre1974tr.blogspot.com/…zelerin-devam.html
  • var olmayan mucizeler. kur'an'ı modern bilime uydurma temalı bu saçmalıkları mustafa öztürk gibi hasan elik gibi aklı başında ilahiyatçı profesörler bile kabul etmiyor artık.

    hala bunlara inanan varsa bir hub niteliğinde olan şuradan, şuradan ve ozellikle şuradan araştırmaya başlayabilir. bu konuda yüzlerce link, yüzlerce sayfa araştırma, inceleme, çürütme mevcut.

    son birkaç yüz yıldır batı karşısında bilim ve teknolojinin çok geri kalmasının verdiği histen midir yoksa başka nedeni var mı bilmem ama bilimsel teorileri kutsal kitaplardan bulmak ya da kutsal kitapları günümüz bilimine uydurmaya çalışmak orta doğu coğrafyasında epey yaygındır. bu şekilde ortaya çıkan "mucize"cilerin sayısı çok fazla. bu "mucize bulma" olgusunu olaya objektif bakabilen bazı ilahiyatçılar da eleştirir. bilimsel bir teori ortaya çıkar "kur'an'da yazıyordu zaten" derler, bilimsel bir teori çürütülür "o kur'an'da da öyleydi zaten" derler.

    bir zamanlar dünyanın düz olduğu hakim görüş iken "kur'an'da yazıyordu zaten" diyorlardı ilahiyatçı profesör mustafa öztürk'ün de bahsettiği üzere. dünyanın yuvarlaklığı kanıtlandı bu sefer de "ohooo o kur'an'da yazıyordu zaten" denmeye başlandı.

    evrenin genişlediği görüşü bilim dünyasında hakim görüş haline gelince "aha bak kur'an evreni genişletmekteyiz diyor, kur'an'da yazıyordu bu zaten" diyorlar mesela ama o da ne! son zamanlarda bilim dünyasında artan oranda çatlak sesler çıkmaya başladı. evrenin genişlemesi olgusunun bir yanılsama olduğunu, aslında evrenin genişlemediğini söyleyen bilim insanları ve gözlemler ortaya çıkmaya başladı. şimdi varsayalım, bir gün evrenin genişlemediği kanıtlansa ve bilim dünyasında hakim görüş haline gelse ne olacak? "pardon kur'an hata yapmış" mı diyecekler? çünkü bilim "işte bunlar mutlak doğrulardır" deyip tablete yazar gibi işleyen bir şey değil. bilim kendisini güncelleyerek, gerektiğinde yeni gözlemler ışığında eskiden kabul ettiklerini değiştirerek, üzerine de koyarak ilerler. mesela bir gün evrenin genişlemediği ortaya çıkarsa bu sefer de ona da "kur'an'da vardı bu zaten yeaa, insanlar yanlış anladı" diyenler çıkar gerçi. hatta "aslında iki çarpı iki eşittir 6 imiş" dese bilim, onun için de ayetlerle gelip kanıtlar sunan "bu kur'an'da yazıyor zaten yeaaa"cı birileri emin olun çıkar.

    kısacası, insan inanmak isterse inandığı kaynağa her şeyi kanıtlatabilir. "ama otuz sekizinci anlamı şöyle bak gördün mü" der ama "o mecaz aslında onun yirmi altıncı manası şu bilimsel gerçeğe işaret ediyor" der, gerekçeler farklı olabilir ancak illaki her şeyi kanıtlarlar onunla.
hesabın var mı? giriş yap