• 23 yaşındaki genç yönetmen jérôme bonnell’in 2002 yılında çektiği ilk filmi. türkçe'ye filmin adı olga'nın topuzu olarak çevrilmiş. başrolde florence loiret, nathalie boutefeu, valérie stroh, hubert benhamdine var. belçika yapımı film ankara sinema kültür derneği tarafından dağıtılmış.

    gitmeyenlere kesinlikle tavsiye edilmiyor, gidenlere ise geçmiş olsun diyorum. konulu porno izlemiştim ama ilk defa konusuz bir film izledim. tabii eleştirmenler mutlaka çok beğenmişlerdir, o ayrı. lakin filmde eleştirmenlerin anlamadığı saçma sapan sekanslar bile yok. yok yani. öylesine geçen bir 90 dakika. hepsi bu.

    --- spoiler ---
    ha bu arada çocuk, kankasını götürüyor. olga üç kez falan gözüküyor filmde. rolü zaten çok ufak.
    --- spoiler ---
  • dün -iyi ki- imdb.com kullanıcıları ve eleştirmenlerin yorumlarını filmle ilgili tek entry'yi girmiş suserden daha fazla dikkate alarak gitttiğim, su gibi berrak, duru, iç ferahlatan, pırıl pırıl film. pek tabii konusunu her 5 dakikada bir hatırlatma, giriş-gelişme-kreşendo-sonuç çizgisini en burna sokucu şekilde ortaya koyma durumundaki hollywood filmlerine alışkın izleyiciler, bu filme "konusuz" diyebileceklerdir. fransız filmlerini toptan sıkıcı diye elinin tersiyle itmeyenler, onlara die hard 1,2,3, armageddon, pearl harbor ve bilimum jerry bruckheimer filmiyle dolu bir hayat temenni ederek, bu filmi kesinlikle görmelidir. ileride "aa sen bonnell'in ilk filmini izlememiş miydin? çok güzeldi." diyenler karşısında hayıflanmamanın tek çaresi de budur.
  • "başlangıçta nasıl bir öykü anlatacağımı ben de bilmiyordum. kafamdaki ilk şey, çocukluktan beri çok yakın arkadaş olan ve birlikte büyümüş bir erkek ve kızdı. bunun üzerinde düşünürken, birden kafamda charlie chaplin’in ‘sirk’ filmi canlandı. sonra da mahrumiyet üzerine düşünmeye başladım. birdenbire bu öyküyü anlatma istediği doğdu, ne kadar kişisel bir şey olduğunu fark etmeksizin. " demiş filmin yönetmeni.
    filmin adının olga'nın topuzu olması yanlış bir seçim kanımca, özellikle filmin sonu da havada kalmış. yine de adının hubert benhamdine (julien) olduğunu öğrendiğimiz güzel delikanlı için bile gidilir. *
  • olga,olga nerde olga dedirten,sonu var mı bu filmin acaba diye sabırla izlenen film.
  • ... epey bir guzellik barindiran sevilesi film.
    daha baslarinda lautreamont ismini duymak, ayrica bir gulumseme nedenidir.
    23 yasindaki yonetmeni alnindan opuyor, kendisine nice filmler diliyorum.
  • öncelikle filme seçilen isim ve sinema sitelerinde filmin konusuyla ilgili yapılan yanlış yönlendirici açıklamalar yüzünden bekledikleriniz ve gördüklerinizin bambaşka şeyler olduğu bir film..
    filmi izleyip sonlandırdıktan sonra,hadi bakalım ben de hayatımın bir bölümünü alıp kamera arkasına geçiyim hissi uyandırmıştır bende çünkü filmde, çok özel çok farklı bir konuyu bıraktım-zira her film özel farklı bişiler anlatmak zorunda diildir-genç ve yeni ve çok başarılı olduğu iddia edilen bir yönetmene özgü herhangi birşey de göremedim..burdaki özgü lükten kastım kişisel sevi ve zevklerini film içinde göstermenin ötesinde birşey tabi..olga çok güzel bir kadındı gerçekten...o kadar işte..
  • kesinlikle hayal kırıklığı olduğu doğru olan ve bir film bu kadar mı şişirilir, diye şaşırdığım kötü bir ilk film. konusu olsa da senaryosu çok zayıf olan, belli isimlerle (lautreamont ve chaplin gibi) "bakın ben çok entel bir fransız filmiyim" imajı vermeye çalışan, filmde 3 - 4 kere gözüken olga'nın ve topuzunun neden filme adını verdiğini bir türlü anlayamadığım, yönetmenin de kendine özgü bir tarzı olmadığından, sanki köyüne gitmiş de bulduğu herşeyi anlamsızca ve belli bir mantıki sıraya koymadan sıralamış olduğu izlenimini veren film. sıkıcı, bayan, bir anlamı olmayan, ne idüğü belirsiz bir film. sonu da saçmalığın dik alası.
  • filmin hoş yanlarından biri , içinde yer alan karakterlerin her birinin ayrı hikayelere sahip olmaları. sonuçta çoğu filmde gördüğümüz salt başrol oyuncusu etrafında dönen bir hikaye işlenmiyor. tabi bu kimi sinemasever için beğenilir bir özellik olmayabilir.

    --- spoiler ---
    ayrıca film boyunca oğlanın kendisinden 5 yaş büyük olan en yakın arkadaşına karşı hiçbir yakınlık belirtisi göstermemesi, hatta hatun yanında soyunurken yüzünü başka tarafa çevirmesi vs . gibi davranışların ardından filmin sonunda yaşananlar hem şaşırtıcı hem de bir "ohh be , nihayet " şeklinde ikili bir tepki yaratmıştır.
    --- spoiler ---
  • film kötü veya başarısız değil, bir kere hikayenin çok boyutluluğu, akışkanlığı, sadeliği, yoğunluğu ve komik öğeleriyle izlenmesi gerekir kesinlikle. ancak eksik, olmamış yanlar var. aslında eksiklik değil tam tersine fazlalık. mesela filmin sonunda nasıl bir "yeni" ilişkinin doğabileceği barizdi. böylesi "ilgi duymama"zlığın ve böylesi yakın olmanın sonucu şaşırtıcı olmadı o yönden. ayrıca "elektra kompleksi" gözümüze sokarcasına işleniyordu. oysa pek çok yerde açık açık söylenmesinin yerine babasını kıskanmanın sinir krizine dönüştüğü noktada işlenebilirdi sadece.

    ama filmle ilgili en güzel denilebilecek nokta ölümün içsel etkisinin, ölenin ölümünden hiç bahsetmeyerek gösterilmesiydi. ölünün arkasından konuşulmazın fransız temsilcisi oldu bir nevi.

    vee... müzikler ile duyguların paralelliği de son derece hoş bir motifti.

    genel fransız "başladı gitmiyor" filmlerinin aksine, insanların hayatlarını toparlama çalışmasının izlenilebilir ve tavsiye edilir örneği demek son derece yerinde olur.
  • esas oğlanın kendisinden 5 yaş büyük olan yakın arkadaşının oynadığı piyeste (ya da ne biliyim tiyatroda olabilir) ayakkabılarının çıkarttığı seslerle birlikte kesinlikle olga denen ve 5 dakka görünüp filme adını veren o karıdan daha hoş, sempatik ve içten hatta güzel olduğu kanısına vardığım film ...
hesabın var mı? giriş yap