703 entry daha
  • eylül aynın son haftasında fethiye - patara arasındaki rotayı yürüdüm, yol ve yolculuk hakkında bir şeyler söylemek istiyorum:

    >> fethiyekayaköy etabı:

    teknik olarak likya yolu ovacık'ta başlıyor ama isteğe bağlı olan bu bölüm, fethiye'yi ovacık veya ölüdeniz'e bağlayan etabın bir parçası. hem yol çok zorlayıcı değil iyi bir ısınma yolu denebilir hem de kayaköy ilgi çekici ve gezilip görülmesi gereken bir yer.

    bu etapta yön ve içilebilecek su bulmak kolay. bu rotanın devamında ana yol kayaköy - ovacık ama ölüdeniz'e inip oradan ovacık'a çıkanlar da varmış. ben tercih etmedim.

    yaklaşık 9 km / 3.5 saatten az

    >> kayaköy - ovacık etabı:

    yol genellikle patika ve tırmanışlı ama güzel ormanlık alanlardan geçiyor. su sorunu yaşayabilirsiniz o yüzden ayrılmadan önce suyunuzu doldurun.

    yaklaşık 5,5 km / 2.5saatten az
    görsel,görsel

    >> ovacıkfaralya etabı:

    likya yolu'nun resmen başlandığı nokta ovacık ile babadağ'ın karşı yakasında bulunan faralya arasındaki rota. ovacık'tan kirme'ye kadar sürekli dik tırmanış var ancak kirme faralya arası rahat bi yol.

    yolun yürümesi en keyifli rotalarından biri çünkü; bir yandan ölüdeniz plajı ve lagünü, diğer yandan da kelebekler vadisi'nin muhteşem manzarasına bakarak yürüyorsunuz. boğaz köprüsünün üzerinden geçerken bile telefonu bırakıp denizi seyreden biri olarak inanılmaz keyif aldım. manzara çok güzel evet ama yürürken önünüze bakmayı da unutmayın çünkü çoğu zaman düzgün patikalardan gidiyor olsanız bile kayalık olan kısımlar da var, düşüp sakatlanmak istemezsiniz.

    yol işaretleri iyi, su sıkıntısı yok. yürürken sıkça arı kovanları göreceksiniz. siz onlara bulaşmayın (özellikle su kaynaklarının olduğu yerde) onlar da size bulaşmaz.

    yaklaşık 13 km / 5.5 saat
    görsel

    >> faralya - kabak etabı:

    yine güzel manzaralara sahip(özellikle faralya'dan ayrılırken kelebekler vadisi manzarası) , engebeli, dağlık, inişlerin çıkışların olduğu, çam ve zeytin ağaçlarının karşınıza çıkacağı bir yol.

    birkaç dönüş noktasında uyanık olursanız gerisinde işaretler çok açık. su biraz sıkıntılı temkinli olun.

    yaklaşık 5 km / 2 saat
    görsel

    >> kabak - kabak sahili etabı:

    kabak'tan direkt alınca'ya da gidebilirsiniz eğer sahille bir işiniz yoksa. ben hem denize girmek hem de ilk günü tamamladığım için kabak sahilde geçirdim geceyi. sahil taşlık ama su çok güzel. ayrıca faralya ile kabak sahil arasında sahili takip eden alternatif bir yol var orayı tercih edenler de var.

    bu yol anlaşılacağı üzere iniş ağırlıklı bir yol. yer yer dik eğimler olmasına rağmen yol güzel rahatsız etmiyor o sebeple.

    yaklaşık 1,7 km / 45 dk

    ilk gün kabak sahilde denize girdim daha sonrasında dalga sesleri eşliğinde yanımda getirdiğim kindle'dan kitabımı okuyup yine dalga sesleri eşliğinde rahat bir uyku çektim. sabah erken kalktım yine denize girdim ve hakkaten deniz çarşaf gibiydi* baba seni anlıyorum artık* sonrasında eşyalarımı toparlayıp yola koyuldum.

    >> kabak sahil - alınca etabı:

    dizlere kuvvet diyebileceğim; aralıksız dik yokuş ve inişlerin olduğu zorlu, güzel bir etap. yer yer engebeli ve kayalıkların arasından gidilen yer yer de dik yamaçların kıyısından gidilen bir yol. o yüzden dikkatli olmakta fayda var sakatlanabilirsiniz.

    alınca'ya kadar su yok, telefonun çekmediği çok yer var ama işaretlemeler güzel.

    yine bu yolun alternatifi bir yol var cennet koyu'nu takip eden bir yol likya yolu'nun teknik olarak bir parçası değil ayrıca daha da zorlu.

    yaklaşık 6,0 km / 3.5 saatten biraz fazla

    “far over the misty mountains cold
    to dungeons deep and caverns old
    we must away, ere break of day
    to seek our pale enchanted gold
    görsel.

    >> alıncayediburunlar (gey) etabı:

    dananın kuyruğunun koptuğu yere geldik: alınca. şimdi yol burda ikiye ayrılıyor: ya yediburunlar üzerinden bel'e gideceksiniz ya da sydma antik kentinin de içerisinde bulunduğu dodurga köyü üzerinden. burda gerçekten kendinizi bilin, risk almayın ona göre tercihinizi yapın.

    ilk seçenek yediburunlar'ın manzarası çok güzel amaa çok çok dik inişler var. daha kısa ama zor bir yol; bazen uçurumun kenarında yürüyorsunuz bazen daracık taşlı yoldan yürüyorsunuz. bastığınız yere çok dikkat edin zemin sağlam olmayabilir, taşlar kayabilir. yükseklik korkunuz varsa bu yolu tercih etmeyin derim. hava yağmurlu ise ya da önceden yağmış ise yine tercih etmeyin. ne olduğunu anlamadan aşağı yuvarlanarak inebilirsiniz.

    alternatifiniz de sydma antik kenti yolu. daha uzun ama daha rahat bir yolmuş. çoğu da asfaltmış zaten.

    ben yediburunlar tarafını tercih ettim çünkü hem hava şartları uygundu hem de bedenim bu yolu yürüyebilecek düzeydeydi. dediğim gibi manzaralar çok güzeldi ama seyrederek yürümek mümkün değil maalesef bebek sahilde yürümüyordum sonuçta.

    su sorun değildi yol boyu çeşmeler var. işaretlemeler de güzel.

    yaklaşık 7.5-8 km / 3.5 saat
    görsel

    >> yediburunlar (gey) – bel etabı:

    dağın bir tarafından aşağı inip diğer taraftan başka bir dağa tırmanılan bol virajlı, yine harika deniz manzarasının olduğu yediburunlar ile bel köyünü bağlayan bir etap. patikalar genellikle dar ve engebeli, işaretlemeler ise kötü. haritanızı ve yol boyunca işaretlemeleri kontrol ederek yürüyün.

    yaklaşık 6 km / 2.5 saat

    >> belgavurağılı etabı:

    hem kırsal yolları hem de taşlı, engebeli yolları içeriyor bu etap. çoğunlukla inişten oluşuyor. işaretlemeler her zaman iyi olmasa da yolu bulmak kolay. rotada su kaynaklarıyla karşılaştım ama bana güven vermediler içmem sıkıntı oluşturabilirdi. tedarikli olun o nedenle. bir de bu etap likya yolunda en çok ayak bileğinin sakatlandığı, kemik ya da diz yaralanmalarının olduğu yerlerden biriymiş. ki gerçekten öyle taşların bazıları sivri kesebiliyor vücudu.

    7 km / 3.5 saat

    >> gavurağılı - karadere - patara etabı:

    likya yolu'nun benim için en zor kısımlarından biriydi bu etap ancak bu zorluk fiziksel değildi. patara son durağımdı ama yolu bırakmak istemiyordum. zaten tüm etabı çok sevgili billy boyd'dan the last goodbye dinleyerek yürüdüm. bu şarkı aynı zamanda hobbit üçlemesine de veda ettiğimiz şarkı.

    “and though the road then takes me,
    i cannot tell
    we came all this way
    but now comes the day
    to bid you farewell

    ve yol beni nereye götürürse götürsün
    söyleyemem
    bu yoldan hepimiz geçtik
    ama şimdi zamanı geldi
    size elveda deme zamanı”

    görsel,görsel

    üçüncü günün akşamı patara plajında deniz keyfi yaptım sonrasında da kum tepelerinde geceyi geçirdim.

    dördüncü günün sabahında patara ören yeri ve patara antik tiyatro ile antik kenti gezdim. görsel

    daha sonra yakınlardaki letoon'u ve yol üzerindeki birkaç antik yerleşim yerini gezdim ve yolculuğumu bitirdim.

    likya nedir likya yolu nedir onu bir anlatayım:

    günümüzde antalya ile fethiye körfezleri arasındaki teke yarımadası olarak adlandırılan bölge antik coğrafyada ise likya olarak geçer. likya, aynı zamanda bu bölgedeki antik kentlerin oluşturduğu bir federasyon ve daha sonra da roma imparatorluğu'nun bir eyaleti. likya, ışık ülkesi anlamına gelir.

    likya yolu da türkiye'nin güneybatısındaki antik likya kıyılarının ve yerleşimlerinin birleştirilmesi ile oluşturulan 550 km'den uzun mesafeli bir rota.

    önce bu medeniyete daha sonrasında da yola olan tutkumun sebebi trt 2'nin olağanüstü güzellikteki anadolu arkeolojisi programı. bu programla ilgili ayrıca bir entry gireceğim çok daldan dala olmasın ama arkeoloji ile uzaktan yakından ilgisi olmayan ben antik kent antik çağ denilince “hani nerde” diyecek hâle geldim.

    yola çıkma isteği olanlar için birkaç uyarı yapayım:

    - çevrimdışı harita kullanın. benim hattım turkcell marsa gitsem çeker falan demeyin çevrimdışı harita kullanın. sonra yaban domuzlarından yol tarifi istersiniz. ben wikiloc uygulamasını kullandım. daha önce bu yolu yürümüş olanlar kendi gittikleri rotaları kaydetmiş o yönden de güzel.

    - diyelim ki işaretlere denk gelmediniz hiç. yolda baba denilen üst üste konulmuş taşlara rastlayacaksınız. bunlar yolu yürüyenlerin size bıraktığı işaretler. bunlara güvenebilirsiniz.

    - internet çektiği yerlerde birine bulunduğunuz konumu yollayın ki aksi bir durumda yaklaşık nerede olduğunuzu kolayca bulabilsinler. konumu canlı paylaşmak en iyisi.

    - yanınızda götüreceklerinizi abartmayın sırtınızda taşıyacaksınız onları unutmayın.

    - şapka, güneş kremi kesin alın.

    - yol üzerinde tehlikeli hayvana rastlamadım ancak bu olmadığı anlamına gelmemeli. ben dağ keçisi çok gördüm onlar da çok tatlı hayvanlardı. köpekler bazen havlıyor ama hem bir şey yapmıyorlar korkarsanız elinizdeki batonu gösterin kaçarlar. arılara çok yaklaşmayın bir su kaynağı gördünüz arılar da etrafında ise siz içerken sokabilirler.

    - su ve yiyecek sorun olmadı benim için. her bulduğunuz suyu içmeyin. özellikle durgun suları. en iyi ihtimalle ishal olursunuz. yol üzerinde, köylerde yemek yiyebilirsiniz gözleme yapan bi teyze vardı çok lezzetliydi. yanınıza kokan yiyecekler almayın hayvanları çekebilirsiniz. ben granola, kuruyemiş, bar vs almıştım.

    bu kadar yeter diye düşünüyorum. çok soru gelirse çantamda neler vardı, başka uyarılar hakkında uzunca bir entry girerim. şimdi manas destanı yazmayayım.

    dağları görmek istiyorum gandalf, dağları!! diyerek çıktığım yolda 3 günde insanların dediğine göre 7-8 günlük yolu yürümüşüm. yorulmadım da aksine çok keyifliydi. yol iyidir, insan kendiyle ve yapabilecekleriyle baş başa kalıyor. tadı damağımda kaldı benim ve şimdiden bahar aylarında devamını yürümeyi planlıyorum.

    hoşçakalın!
55 entry daha
hesabın var mı? giriş yap