• yeni sozluk yazari.. seytan ruhlu clementine.. hayirlara vesile olmasi dileklerimle, hos gelmistir..
  • her konustugumuzda kendisiyle oyle veya boyle kavga ediyoruz neredeyse.ayrica tatli su kiyilarindan yasadigindan olsa gerek kendisi de bir o kadar tatli kisi*
  • baglimlilik yaptigi halde, sagliga zararli degildir.. hatta faydasi bile dokunur..
  • küçük bir kediyi yağmurda korumak gibi, yağan yağmura dönüp "utan ulan utan, şuncacıktan ne istiyosun" demek gibidir limnades. 5 kabil'e bedel bir dem'in, sek hali, katıksız ve susuz halidir. yaz gelir, onsuz gelir ki insan evlatları daha çok sarhoş olsun diye.

    (oldu mu şimdi bu sarhoşluk dayı? biri gözlerimi açsın yahu.)
  • can çekişiyorum bazı geceler tan ağarıncaya, kargalar mesaiye girişinceye dek can çekişiyorum. içimdeki erol taş'larla filiz akın'ların kavgalarını uzaktan izliyorum ayaklarımdaki ceviz kabuklarının can yakan acısını görmezden gelmeye çalışırken. küçük ve mavi kutucuklarda saklanmış olan kelimeleri seriyorum bazen masaya bu gecelerde, oyun hamuruna bakar gibi uzun uzun bakıyorum gece boyunca. sabah yaklaşınca panik artarken kelimelerden ne çıkaracağımı düşlemeye başlayıp, günün ilk ışığı ile duvara atıyorum tüm yaptıklarımı, yapıştırıyorum duvara ve karşılarına geçip bir adet yüksük otu yakıyorum dudaklarımın arasına yerleştirdikten sonra.

    derin vadilere sarmaşık ekip kaçan şakacı babaannelerin, nehirleri sürpriz bir şekilde ikiye ayıran dedelere masallar anlattığı minik ülkelerden doğup kıtalar aşan üç nehrin birleştiği yerde yaşayıp, akşamları balık halinden kendime beden seçiyorum, her akşam.

    vardır ya hep bir soluk ensenizde, ya da ensesinde olduğunuz bir soluk, o soluğu aramaya devam ederken görmüştüm silüetini limnades'in. o anın karmaşasından elimdekileri "yasemin" zannetmiştim, ve "ister misin?" diye uzatma girişiminde bulunuvermiştim. şimdi bakıyorum da, perdesiz bir odadaki kırık camlardan dışarı bakıyormuşum farkında olmadan. ve bak 3. paragrafa geldiğim halde hala ne bir bilgi var, ne de içerik.

    limnades; ucu hiçbir zaman kırılmayacak bir kurşun kalemdir. bitmeyecek bir sayfaya, sonsuz bir metin yazmak için vardır. ve 18bininci entry'm itibarı ile diyebilirim ki; "buradan kalkan her gemiye, sadece 1 dünya sığabiliyor. hangisini alıp yanında götüreceğin sana kalmış be limnades".
  • dedikodu yapabildigim tek kadindir.illaki dedikodu konusu biyere varir ve yine emsalsiz mesajlar verilir cümle aleme:) erkekler konusunda da sohbetlestiimizde evet aslinda biz çok bisi istemioruz yahu..diyip konuyu bagladigimiz zamanlar gayet güzel geçer:) böyle mistik bi havasi var.aklina, tavrina, sohbetine bide saç renklerine hastayim:)
  • kendisiyle en kısa ve uygun zamanda monaco monte carlo pistinde f1 izlicez hemde balkondan, ööyle monaco prensesi edasında.canım canım canımdır..
  • kendisine yazdığım bir şiiri armağan etmek istiyorum,

    talimi terbiyeyi yansıtan şu gönlümde
    derin yaralarım ve mutluluklarım aynı baremde
    sen istersen sevgilerime oğlan de bu haremde
    yeri gelir o sevgiyide silerim tek kalemde...

    durdurma beni yazıcam tamam mi?
  • girdiği les sınavı esnasında; okuduğu sorudan etkilenmiş ve ağlamış, bir diğer soruda ki ölü deniz anlatımını sanki bir trustik broşüre bakar gibi inceleyip "hım bu yaz oraya mı gitsem acaba" diye düşünmüş çok komik kişi.
  • üniversite sınavına sırf uykusu olduğu için gitmemiş ve uyumaya da devam etmiştir. ancak bu halindan sonra tarih bölümünü başarıyla bitirmiş olması hala arkadaşlar arasında şaşkınlık sebebidir.
hesabın var mı? giriş yap