• don cherrynin 1969daki ankara konserinin amerika buyukelcisi tarafindan alinmis kaydi.

    beraber caldiklari isimler ise;
    okay temiz, selçuk sun, irfan sümer. maffy falay(tr);
    icindekiler sunlardir;

    gandalf's travels
    ornette's concept
    ornette's tune
    st. john and the dragon
    efeler
    anadolu havasi
    the discovery of bhupala
    water boy
    yaz geldi
    tamzara
    kara deniz
    kocekce
    man on the moon
    the creator has a masterplan
    two flutes

    not:aranjmanlar genelde cherry'e ait.
  • cumhuriyet tarihimizin enterasan olaylarından biridir. her şey belki de maffy malay'ın don cherry'ye bir kayıt dinletmesi ile başlar. şükrü tunar üstadımızın klarneti, don cherry'i kendinden almıştır. birçok ülkenin üzerinden geçmiş ünlü trompetçi, okay temiz ile tanışıklığını fırsat bilip ülkemize gelir.
    arabayla gelirler ülkeye. yolda miles davis ile cecil taylor dinlenir, sonra solda güneş yükselir zira güneye gidiyorlardır. o zamanlar bebe olan neneh cherry hayatından pek memnunmuş zira miles amcası onu çikolata ile kandırmış.
    james baldwin ile istanbul'da tanışan cherry, baldwin'e de aşık olur. dalgamı geçiyorum lakin bu benim yorumum değil. kocasını kaptırmaktan çekinmiş bir kadının sözleri, yorumsuz geçiyorum, malumunuz baldwin meşhurdur bazı hususlarda. neyse sonrasında aka gündüz kutbay neyinde oynatmıştır cazcı takımını. ardından başkente geçilir.
    efendim büyükelçilikte verilen konserde cherry'ye, kankası okay temiz, selçuk sun ve irfan sümer eşlik eder. don'un karısı moki de resimleri ile sahnede dikkat çekmiştir. konsere gelince...
    don cherry, ornette coleman derken maffy falay düzenlemeleri ile türk motifleri kulaklara çalınır. ilginç bir konserdir vesselam. free jazz ile folklorik öğeler buluşmuş, bir cümbüş olmuştur ankara'da. water boy, man on the moon gibi cherry'nin ünlü bestelerine bir köçekçe, bir tamzara, bir yaz geldi ekleyin; hâliyle olaylar gelişirdi, değil mi...
    evet gelişmiştir. lakin konserin sonuna doğru gelen bir leon thomas pharoah sanders ürünü olan the crerator has a masterplan ortalığı karıştırmıştır. en azından bana göre. büyükelçilik binasının zorlandığına adım gibi eminim. tabii aslı düşünülünce astarının ne önemi var diyeceklere ise tabii el pençe divan, saygıyla eğiliyoruz.
    dinlemekte fayda var. en azından festivallerin olmadığı günlerden bir hatıra. kimilerine göre cherry'nin en iyi albümlerinden biri. arkasında bizim oğlanlar, çalmış deli oğlanlar...
hesabın var mı? giriş yap