• maalesef başkent olan ankara'da bile yaygındır. bana göre görmemişlik ve varoşluk belirtisi. tamam anladık evleniyorsun ama sabahtan akşama dek davul çaldırıp oynamak da ne oluyor.

    geçen cumartesi allah sizi inandırsın sabahtan gece 1'e kadar davul dinledim. gece 12 civarı da havai fişek attılar. be kardeşim git havai fişeğe vereceğin parayla bir salon tut da mahalleyi rahatsız etme. geçen hafta sonu dişimi sıktım bu cumartesi yine davullu zurnalı düğün. ne mahalleymiş be, her hafta davullar ve zurnalarla biri evleniyor.

    çoluğu çocuğu uyuyan var, işi gücü olan var, morali bozuk olan var, kısacası herkesin kendine göre bir düzeni bir planı var. insanlar sabahtan akşama kadar senin davul zurnanı çekmek zorunda mı? illa yapıcam illa insanları rahatsız edicem çünkü ben çok bencilim diyorsanız, 1 saat bilemedin 2 saat çaldırın sonra defolun gidin.

    son sözüm şudur ki ben olsam evlilik arifesinde sağı solu davul zurnayla rahatsız edip beddua almaktan çekinirim. allah muhafaza bu gidişle aldığınız beddualar yüzünden tez zamanda boşanabilirsiniz.
  • kültür falan değil, çok net medeniyetsizliktir, düşüncesizliktir.

    bu ülkede insanlar olabilecek en aksi durumu göstermeden anlamadığı için hep hasta, çocuk falan deniyor da o da değil mesele. kimse kendi tercihi olmadığı sürece böyle bir şeye maruz kalmak zorunda olmamalı. istersem evde tüm gün kıçımı devirip yatarım, yine de bu senin düğününü çekmem için geçerli sebep değildir.
  • tüm gecemi bangır bangır elektro bağlama ile rezil eden kimseye saygı felan duyamam. evde tv'un sesini bile duyamıyorun arkadaş neyine saygı duyacağım. daha dün tivitırda sokak düğünü yapanın ilk gece çükü kalkmasın diye beddua etmiştim. hala aynı fikirdeyim
  • şuan bizim sokakta var sabah dan beri zırzır yeter artık
  • yeni bir şey değil..

    son 15 seneye has da değil..

    ama tabi şu bangır bangır elektrobağlama vs cidden insanın beynini şeyedebiliyor.

    yapın ama mokunu çıkarmayın arkadaşım.
  • yavşaklık değil, mecburiyettir bazen.
    eşi ile ayrı olan bir arkadaşım oğlunun sünnet düğünü için salon kiralamaya gider. düğün salonunun uçuk kirasını eski eşiyle birlikte karşılayacağını düşünür başta, ama ne yazık ki baba olamadığı gibi insan olmayı da beceremeyen bu eski eş, düğün biter bitmez gelen hediyeleri bozdurur öderiz der.
    zaten küçük bir kuaför dükkanını tek başına işletip oğluna, annesine ve kendine bakmaya çalışan arkadaşım, eski eşini kovar ve düğünü kendi imkanlarıyla yapmaya karar verir. halihazırdaki geliriyle düğün salonu kiralayamayacağı için kendi evlerinin sokağında düğün yapmak zorunda kalır.
    özetle evet, korkunçtur, gürültü kirliliğidir, saygısızlıktır ama bazen insanların başka seçeneği yoktur.

    edit_1: başlığın ilk halinin "mahalle arasında düğün yapma yavşaklığı" şeklinde olmasından mütevellit giriş şu anda biraz tuhaf görünüyor.
    edit_2: net anlaşılamadığını düşündüğüm için kısa bir açıklama eklemek istedim. elbette ki düğün yapmak bir mecburiyet değildir bence. ancak bu konuyu sorgulayacak eğitim düzeyine sahip olmayan insanlar için "düğün yapmak" hala bir mecburiyettir. biz beğensek de beğenmesek de durum bu.
    dipnot olarak: bir saygısızlığı eleştirirken saygısızlaşmamak gerektiğini düşünüyorum. eleştirmek ile "bok atmak" arasında ciddi fark vardır.
  • fakirler evlenmesin mi ?
  • şu an altındağ toki evlerinde gerçekleşmekte olan eylem. kafamı siktiler amk
  • yavşak kelimesi hafif kaliyor. insan haftada bir gün dinleneyim diyor ama bunların sikik davul zurnaları yüzünden ne uyunabiliyor ne de televizyon izlenebiliyor. ulan itler sevişeceksiniz diye tüm mahalleyi ayağa kaldırıyorsunuz. evde sinir krizi geçirip polis aramışlığım var. hayatımda şahit olduğum, olabilecegim en aptal en karaktersiz organizasyon.
hesabın var mı? giriş yap