• maji ile uğraşan "adamış" kişi veya şahıs.
  • (bkz: buyucu)
  • ingilizce magician kelimesinin birebir ortusen turkce karsiligi olmasina ragmen, aman bunu burdan cevireyim de ben antenlik yapayim dusuncesinin urunu bir kelime. ornekleri cok ama hangi baslik altinda toplanir bunlar bilemedim.
  • fransızcadaki "magicien" in okunu$u
  • (bkz: magician)
  • büyücü demek olup eski mısır din adamlarının iş tanımında geçen kavram.
    güçlerini ancak büyücü olmak gibi erdemli ve gizemli göstererek asırlarca süren saltanatlar yaratabilmişlerdir.
  • bülent kısa şöyle demiştir. büyücü kişiliksizdir, bir aynadır.
    siz neyseniz onu yansıtır. (karar sizin)
    yani kendi kendine mi söylüyor yoksa kendine yapmasını isteyenlere mi söylüyor orası tam kesin değil ?

    en karakterlisi evlilik cüzdanı isteyendir. (karar sizin)
    kendi çocuğuna yapanlar da ayrıca cabası.

    allah'tan rüşvet aldığını sanan tağut'dan daha tağut mahlukattır.

    ayrı bir parantez içerisinde sihirsiz yapanlara da jeffrey epstein yakıştırması yapalım.
  • altın şafak öğretilerine göre, evrenin gizli yönlerini araştıran, evrensel kanunlara uyum sağlayan inisiye kişi.
    (bkz: altın şafak hermetik cemiyeti)
  • majisyen dikkat, niyet ve iradesini kullanmada aşmış kişidir.

    bir majisyenin dikkatini basitçe belirli bir yere yoğunlaştırması bile, kaçınılmaz olarak etrafındaki dünyada değişim yaratmasıyla sonuçlanır.

    aslında bu tüm insanlar için geçerlidir. dikkat neye odaklanırsa, ona uygun bir yaratım meydana gelir. majisyen ile diğer insanlar arasındaki fark ise, majisyenin dikkatini kendi "iradesiyle" yönlendirmesidir. diğer insanlar böyle değildir. onların etrafı "dikkat çekici" şeylerle doludur. bu insanlar dikkatlerini nereye yönlendireceğini kendileri kontrol edemez.

    dikkatin yaratıcı gücünün kaynağı, birçok mistiğin ve son zamanlarda bilimin de keşfetmiş olduğu üzere, bütün evrenin titreşim prensibiyle hareket etmesinden ileri gelir. dikkat nereye yönelirse, yaşam enerjisi oraya akar ve aktığı şeyin doğasına uygun bir tonda titreşir. dikkati tokmak, aktığı şeyi de çan olarak düşünebilirsiniz. böylece tokmak (dikkat) çana vurduğu zaman çan, kendi özelliklerine uygun bir frekansta titreşecektir. daha sonra bu titreşim bütün evrende mevcut olan titreşimlerden kendi tonuna uygun olanlar ile rezonansa girer ve bilinen dünya meydana gelir.

    şu video, bir titreşimin aynı türden titreşimleri nasıl yeniden ürettiğini güzel bir şekilde gösteriyor. (iki diyapozon da aynı frekansta oldukları için rezonans mümkün oluyor, aksi halde rezonans oluşmayacak ya da çok kısa sürecekti): https://youtu.be/g765brh51wo

    aslına bakılırsa bütün insanlar, sürekli olarak titreşimler yayar ve yaydıkları titreşimlere denk düşen titreşimleri canlandırıp, etraflarındaki dünyada bu etkilerin öne çıkmasına sebep olurlar. günümüzde bu fenomene "çekim yasası" adı da verilir. ne var ki insanlar yaydıkları titreşimleri (yani hissettikleri duygu, düşünce ve psişik etkileri) kendileri belirlememekte, dolayısıyla yaşamları "kader" gibi görünen bir güç tarafından yönlendirilmektedir. tıpkı rüzgarda savrulan yapraklara benzerler.

    evrensel yasaları bilen ve dikkatinde üstatlaşmış olan majisyen ise, duygularının ve zihninin hakimi olarak hangi titreşimleri yayacağını özenle seçer ve böylece bu titreşimlere denk düşen bir hayatı kendisine çeker. başka bir deyişle, yazgısını kendisi yazar. bu özelliğiyle tıpkı yörüngesinde ilerleyen sabit bir yıldız gibidir.
hesabın var mı? giriş yap