matik

• otomatikden türeyen bir kelime.
  (bkz: bankamatik)
  (bkz: uktematik)
• bi de otomatik makinelerde^** kullanılabilir deterjanları diğerlerinden ayırabilmek için kullanılan bir son kelime.
• (ara: *matik)
• markette dolanırken gözüme çarptı; camsil-matik diye bişey yapmışlar. içinde kimyevi bir karışım olan plastik bir şişe gibi duruyor uzaktan. düşündüm acaba neresi matik bunun diye; benim bildiğim o şişeyi alırsın cama çerçeveye tutar içindeki sıvıyı püskürtürsün, sonra gayet manual bir şekilde paşa paşa silersin cillop olur her taraf. şimdi bu işin neresinde matik bişey var sorarım size?
  
  her şeyin kıçına bi matik yapıştırma sevadasıdır almış yütümüş. çay-matik, tercih-matik, dilekçe-matik^*, kıl-matik, yün-matik... hadi bazıları anlaşılır gibi oluyor, bişeyleri daha kısa yoldan sistemli ve otomatik bir şekilde halledebiliyor hakikatten, ama bu camsil-matik gibi olanlar ne ola ki?
  
  bişeye matik eklendiği zaman teknolojik oluyor sanıyorlar heralde. wc matik diye bişey var mesela. uzay helası sanıyorsun adını duyunca, sıçtıktan sonra götünü gelip c3po silecek diye düşünüyorsun ama gir bak içerde ne var? bildiğin hela işte. evindekinden tek farkı fotoselli ampul kullanılmış olması.
  
  bu yüzdendir ki karşıyım bu matik illetinin her yerde kullanılmasına; helanın matiği mi olur lan?
  
  bu da tanımdır:
  her haltın sonuna gelen ve artık anlamını yitirmiş ek.