• az önce facebook hesabında şu yazıyı paylaşan tiyatrocu. aynen kopyalıyorum.

    "sevgili dostlar... duygularım gezi parkında mola verdi... çocukluğum o parkın taksim meydanına bakan her tarafı bir zamanlar mermerle kaplı olan inönü anıtının önünde futbol oynamakla geçti... münür özkul ve adile naşitin çocuklarının eylem yaptığı neşeli günler filminin çekildiği o yer... bir zamanlar kimsenin sahip çıkmadığı değil gezi yürümekten bile korktuğu o yerlerde top oynadığımız için rahmetli annemden çok dayak yemişimdir... neden dayak yerdik? çünkü sapıkların ve kapkaççıların cirit attığı bir mekandı ve oralarda değil gezi dolaşmak bile yürek isterdi... son zamanlarda oraların adının gezi parkı olduğunu öğrendim... bir defa bile oralarda dolaşmamış insanların oraları sırf siyaset emretti diye sahiplenmesine kızmıyor değilim... sırf üç beş tane ağaç kesiliyor diyerek sözde çevreci oluveren '' bazı'' kişilerin aslında o mekana bir kez bile uğramadığını gıcıklığına bak gaz yedik, bak muhalif olduk, bak polis beni dövdü diye gittiklerini düşünüyorum... tıpkı emek sinemasına bir kez bile gitmemiş ''bazı'' insanların emek yıkılmasın diyerek sağa sola saldırmak için gittiği gibi... çocukluğumun ve hayallerimin gezi parkı avm olacaksa elbette bende en önde karşı çıkarım... ama 60 yıl önce tarihi yerleri yıkıp önce hilton oteline peşkeş çekilmesi sonrada hemen yanında tarihi topçu kışlasını yok edip bir zamanlar it kopuğun mekanı olan gezi parkını yapmalarına hatta bedrettin dalan döneminde parkın yamacında ted kolejini yıkıp hyaat oteli yapmalarına ses çıkarmayanların samimiyetlerinden şüphe ederim... tarihin dokusunu bozanların ağaç kesiliyor diyerek yaygara koparmasına anlam veremiyorum... 50 yılda önce dikilen o ağaçların kesilmesine elbette gönlüm razı olmuyor ama o meydanın eski tarihi dokusuna kavuşmasına yapılacak olan çalışmalarada destek veriyorum... avm olmamak şartıyla..."
  • rte'ye sövmeyenleri adam yerine koymayan sözlükçüler bir yere dursun, elindeki imkanlarla bir şeyler yapmaya çalışan ve başkent tiyatrosunu kapalı gişeye çeviren başarılı yönetmendir. sırf siyasi görüşü için beğenmeyenler ankara halkı için ne yaptı sormak lazım.
  • melih gökçek'in tiyatrocusu..
  • hala başkent tiyatrolarının başındadır.

    onunla ilgili ilk hatıralarım -ankarada büyüyen pek çok çocuk gibi- büyükşehir belediyesinin mahallelerde düzenlediği yaz eğlencelerinden. sonra keşfettim bir adam yaratmak oyununu, ardından siyah pelerinli adamı... her ikisi de gayet başarılıydı ilk izlediğimde. ancak bir adam yaratmak oyununu ikinci izleyişim hayal kırıklığı oldu. çok fazla oyun sahnelemekten olsa gerek performansları düşüktü.
  • tam şu anda oynanacak bir çocuk tiyatrosunda kazulet gibi oturup arkadaki çocuğun oyunu görmesine engel olan velileri, dizlerini ön koltuğa deyecek şekilde kaykılarak oturmasını isteyen yoksa velileri dışarı çıkaracağını söyleyen büyük yürekli adam.
  • tiyatrocunun yandaşı da hiç çekilmiyormuş arkadaş.

    tiyatrocu adam hiçbir şeyin bu kadar fanatiği olur mu arkadaşım? biad etmekle bu kadar vakit harcayacağına keşke bütün vaktini, oynamaya, oynatmaya ayırsa, zira yetenekli de bir abiye benziyor.

    ak medrese midir nedir, orada yaptığı pilavlı sohbetler tadındaki muhabbetleri ise kendisinden başka konuşan herkesin üç beş kelimeyi bir araya getiremeyen halleriyle bayağı absürt komediye dönüşmüş.

    kahvede çocukları bir araya toplayıp, "geçen bir ava çıktım inanmazsınız tam 20 metrelik bi geyik vurdum!" diye anlatan avcılara benziyor.
  • uzun zamandır metroda ki afişlerde , başkent tiyatrolarında ki oyunların ilanı var .

    her oyunun yazarı v.s bu adam .

    dedim ulen kim bu ?

    yukarıda da bir çok yazar belirtmiş . i.gökçek 'in saray soytarısıymış tahmin ettiğim gibi .

    o değil adam 10 oyundan 8 in yazarı aynı zamanda tiyatronun müdürü . yani oynananacak oyunlara karar veren adam . telif hakları ne oluyor ?
  • tuvalet kağıdı diye kullanılmayacak metin demeye dilimin varmadığı paçavraları yazan saray soytarısı. tiyatroyu aşağılakça kullanarak saray propagandası yapan, yalaka, sanatla yakından uzaktan alakası olmayan dürzünün teki. zaten tiyatro camiasında da kimse ne adını bilir ne sanını. önüne bi çehov bi ibsen koysan çince gibi bakar. bu kadar kıt olmasından mütevellit belediyeye yaslamıştır sırtını. onlara yaranmak için her türlü metni yazar, önüne atılan kemikleri kemirir. tiyatro bunun gibiler yüzünden antipatikleşir. tiyatroyu lekeleyen biri olarak tarihin kara sayfalarında yerini almıştır. ağzıyla kuş tutsa yüzüne kimse tükürmez.

    edit: imla
  • bugün sevgilimle gittiğim bir adam yaratmak oyununun yönetmeni ve baş aktörü.

    necip fazıldan siyasi görüşleri nedeniyle gram haz etmem. dolayısıyla oyuna gitmeden önce önyargılıydım.

    oyunun ilk perdesi çok durağan ve sıkıcıydı. yalnız son perdede devleşti oyuncu. gerek attığı tiratlar gerek jest ve mimikleri yaşattı bana o sahneleri bu yüzden eline emeğine sağlık.

    üstte yazılan yorumları okudum, gereksiz eleştiri var. ülkenin boş ve bir o kadar nefret dolu kitlesi sağcı da olsa solcu da bir oka yaramaz.
  • ankara metrolarındaki büyükşehir tiyatro afişlerinde devamlı adını gördüğüm adam. habire milliyetçilik gazı veren oyunlar yazıp yönetiyor galiba; oyunların ismi hededen afrin’e, uyuma mehmedim uyuma vb... hayır yani büyükşehir belediyenin tiyatroları da bu kadar oluyor galiba. biraz da shakespeare falan uyarlasaydınız be arkadaş! bir de hakikaten 10 oyunun 9’unda ikiler. garip...
hesabın var mı? giriş yap