• depresyon için kullanılabilen rahatlatıcı ve canlandırıcı bir çiçek.
  • temmuz-eylül aylari arasinda leylâk renginde çiçekler açan, yol kenarlari ve boş arazilerde rastlanan, 20-80 cm boyunda, bir veya çok yillik otsu bir bitki. gövdeleri dört köşeli olup, karşılıklı dallanma gösterir. yapraklar sert tüylerle örtülü ve sapsızdır. çiçekler dalların uçlarında başak durumları yaparlar ve tüp şeklindedirler.
  • viyana sogugu bu, baska soguklara benzemez, hele alisik olmayana kok sokturur. osmanli ordusu bile bu soguklara dayanamayip kapilardan donmedi mi kac kere. sebepsiz degil gelir gelmez hasta olup yataklara dusmem. ev sahibim, frau heiling halime aciyip elinde eski ama gosterisli bir fincanla kapimi tiklatiyor. yataktan kalkmaya mecalim yok, onceden aralik biraktigim kapidan, iceri gelmesi icin sesleniyorum. frau heiling yasliligin yavaslattigi kucuk adimlarla yatagimin kenarina otuyor, dumani tuten porselen fincani uzatarak; "ic bunu" diyor, "iyi gelecek goreceksin." ilk yudumu aliyorum; ihlamur mu desem, bizim oralarin mis kokulu ada cayi mi? ikinci yudumda "rezene de var sakin bunun icinde" diye geciriyorum icimden, malum cok severler fencheltee'lerini. ben cayin ne oldugunu dusunedurayim, yudumlar ilik ilik suzuluyor bogazimdan, gectikleri yolu biraz daha ferahlatarak.
    cay bitince, muhtemelen frau heiling ile birlikte yarim asiri devirmis fincani bas ucumdaki komidine dikkatlice koyuyorum. sonrasi ver elini derin uyku.
    o gece bebek gibi bir uyku cekiyorum, deliksiz. sabah uyandigimda, bir onceki gunun bas agrilarindan, halsizlikten, burun cekmelerden, kirikliktan kurtulmus oldugumu farkediyorum. sabah kahvaltisinda beni iyilesmis goren frau heiling, ev yapimi recelini ekmegine surerken, sirrini acik ediyor. "eisenkraut" diyor, " sende de ise yaradi"

    iste frau heiling'in eisenkraut'u bizim mine cicegimizin ta kendisi. sistematikte "verbana officinalis" olarak geciyor. "vervain", "verveine" diger cografyalarda da siklikla kullanilan isimleri. olur da bir yerlerde denk gelirseniz bu mor renkli cicege, yanindan yuruyup gecmeyiniz. ozellikle kis aylarinda bol bol cayi yapilip, balla tatlandirilarak tuketilmesi fevkalede faydalidir.
  • (bkz: forget me not)
  • 70 yasinda bir kadin bosanmak icin mahkemeye basvurmus. hakim sorar, bunca yil sonra neden? kadin baslar anlatmaya; esim bana mine cicegi aldi, ben de cok severim cicekleri, bu cicek cok sulanmasi gereken, sulanmazsa olen bir cicekmis. benim bel sirt agrilarim var ama her gece guc bela kalkip suladim bu cicegi. esim hicbir aksam kalkip bana yardim etmedi der. hakim hakli bulur kadini ama erkege de sorar, neden kalkmadiniz hic. adam cevap verir; mine cicegi cok sulanirsa olur, az su ister bu cicek, esimin agrilari icin hareket etmesi gerekiyordu ama cok hareket etmek istemiyordu. ben de bu yalani uydurdum ki kalksin biraz hareket etsin benim cicegim de solmasin. o her kalktiginda ben de uyaniktim ve o yattiktan sonra kalkip cicegin suyunu alip topragini kagit mendillerle kuruttum demis. oyle iste..
  • veronica diye de bilinir. her gün bir başka ismiyle karşıma çıkmakta ve beni şaşırtmakta olan çiçektir.
  • l'occiatane markasının,
    içinde verbena (mine çiçeği) ağırlıklı olan bir serisi var.
    kolonya, mum, losyon krem, şampuan. gidin bir koklayın derim.
    böyle bir fresh koku olabilir mi arkadaş.
  • eşsiz güzellikte minik bir ilkbahar müjdecisidir.
    diz çöküp burnunuza kadar yaklaşıp bakarsınız güzelliğine.
    sonra mısra mısra içinize çekersiniz henüz gelmiş olan baharı...
  • the vampire diaries isimli dizide vampirleri etkisiz hale getirmek için kullanılan bitki.
hesabın var mı? giriş yap