modern hayat

• dost bî-pervâ felek bî-rahm devrân bî-sükûn
  derd çok hem-derd yok düsmen kavî tâli‘ zebûn
• (bkz: saplantı)
• "modern hayat ölüm düşüncesinden uzaklaşmayı emreder!"
  ^{* *}
• (bkz: modern hayatta hayalci insanin akibeti)
• aileniz sizi iyi hazırlayamadıysa sürekli tökezleyeceginiz bir alan.
  
  çünkü temiz ve dinamik başlangıçlar ve ortalama bir rutin gerektiriyor. bu hız içerikli sistemin içinde varolabilmek ve soyunu devam ettirebilmek için, marazi ruh hallerinden ve dramalardan kurtulmanız gerekiyor. çöp evlerle ve korku filmleriyle yoğrulmuş zayıf bir ruhsanız mesela, sonunuz iyi olmuyor. hergün, o sondan korkarak, düzelme ve normalleşme umuduyla, insanların ne büyük sıkıntılar yaşadığını bile bile yine de başkalarının kurduğu hayatlara gıpta ederek, suçluluk duygusundan kurtulmaya çalışarak ve kendinizi kandırarak saatinizi kuruyor, kalkıp işinize gidiyorsunuz.
  en basit işleri yapamaz halde buluyor insan kendini modern hayatta, bir çorap çekmecesini 36 senede yerleştirememek gibi.
• bulaşık makinesini doldur-boşalt.
• (bkz: modern life is rubbish)
• (bkz: rocko's modern life)
• (bkz: sistemde sorun var)
• modern hayat, işinizi iyi yaptığınız halde patrondan azar işitince susmanız, anneniz yemeğin tuzunu fazla kaçırınca ona bağırmanızdır.
  modern hayat, köyünüzden çıkan suyu para verip almanızdır.
  modern hayat, babanızın dilini bilmeyip, ana dili gibi ingilizce konuşmaktır.
  modern hayat, annesi ölen futbolcunun cenazeye gitmeyip maça çıkmasıdır. tabi ki kitleleri eğlendirmek daha önemlidir ya.
  modern hayat, giden her sevgilinin ardından "aman boşver daha iyisini bulurum" demektir.
  modern hayat elinizdekilerin kıymetini bilmeniz için size zorluklar çıkarır, kulağınıza fısıldamak için eğilir sanki önemli birşey söyleyecekmiş gibi ama yaptığı tek şey sizi aşağılamaktır. genel izleyici işareti ile size kendini izletir fakat kusursuz bir vahşettir modern hayat.