• muhtaclik siniri: asgari ucretin netinin ucte biri.

    gulsem mi aglasam mi? yani devlet diyor ki; aylik geliriniz 233,2 tl ve uzerindeyse muhtac degilsiniz. oyle bir hali var ki su rakamin sanki devlet terminolojisinde bir kelimeye tanim olsun diye ortaya cikmis gibi. asgari ucret bile calisani muhtac ederken bu neyin nesidir biz anlamadik.
  • iletişimin şeklini belirler. muhtaçlık doğrultusunda susmak, yazmak ya da konuşmak iletişim biçiminiz olabilir. karşınızdakinin ihtiyacını muhtaçlık yönünü belirleyip buna göre iletişime geçtiğinizde sonuç alırsınız. mal mal tepkisiz kalmak da bir seçim gibi görünse de zaman kaybından başka bir şey değildir. eylem gerekir hep. ağıza göre kaşık, nabza göre şerbet derler ya hani.. öyle.
    ben de diyorum ki ''sert oduna keskin balta gerekir''.
    bunu deneyin. mutlu olur, rahat edersiniz.
  • bir şeye muhtaç olursan o senden uzaklaşır.
    muhtaç olmadığın şey sana gelir.
    not needing something attracts it to you.
  • kâide;

    «her kim mutlak olarak kendini bir şeye muhtaç görürse, allah onu muhtaç gördüğü şey ile başbaşa bırakır.»

    -"sigarasız yapamam." diyenin sigarası elinden düşmez, tiryâki olur.

    -"sakallarımı kesmeden işe girip para kazanamam, aç kalırım." diyen köle gibi çalışır, fakirlikten de kurtulamaz.

    -"doktorsuz şifâ bulamam." diyen, ömrünce hastanelere gider gelir, ilaçlarla yaşar.

    -"evlenebilmem için sosyal medya şart." diyen de bu bataklığa saplanıp kalır.
  • çocuk büyürken korunmak, beslenmek zorunda olabilir. ama bu muhtaçlık elde edemeyeceği, aç kalacağı bir yoksunluk değildir hiç zaman. anasız babasız bile kalsa sevimliliği, şefkat anımsatıcılığı var. kendi güçleri, iş yaptırış şekilleri var. yoksulluk, açlık, küçüklük, sözde korunmasızlık çocuğu yemez, yok etmez. çocuğu sadece anası, düşmanı, zalimi yiyebilir, sevgisizlik yiyebilir. (bkz: korunmaya muhtaç çocuk)

    konfor alanı eşittir bağımlılık, bir tür muhtaçlık. o zaman söylem olarak konfor alanı azaltılmış, önemsizleştirilmiş, yanıltıcı ifade.

    "oynamak zorunda olduğumuz oyun şudur: artık özel mülkiyetin kimseye ait olmadığını, çünkü tüketim mallarının bu kadar bollaştığı koşullarda hiç kimsenin bunların kısıtlanması ilkesine tutunmaya hakkı olmadığını, ama yine de sırf mülkiyet ilişkilerinin körce sürdürülmesine hizmet eden o bağımlılık ve muhtaçlık durumuna düşmemek için bile kişinin bazı şeylere sahip olmak zorunda olduğunu görmek ve dile getirmek. ama bu paradoksun tezinin varacağı yer yıkımdır: nesneler karşısında, sonunda insanlara da yönelen sevgisiz bir umursamazlık. antitez ise, telaffuz edildiği anda, rahatsız bir vicdanla sahip oldukları şeylere tutunmak isteyenlerin ideolojisine dönüşür. yanlış yaşam doğru yaşanamaz*." theodor w. adorno- minima moralia

    "kitaplarından ya da makalelelrinden eline biraz para geçince, borcunu ödemeye çalışırdı. başkalarına muhtaç olmayı fazla dert edinmezdi." mina urgan - d. h. lawrence

    (ilk giri tarihi: 25.3.2020)

    (bkz: muhtaç/@ibisile), muhtaç olmak
hesabın var mı? giriş yap