• sabancı üniversitesi full proffessor ı:))))
  • arkadaşlar, icad edilecek birşey varsa ben ederim, size bırakmam demiş insan

    kafa adam
  • beraber yaptigimiz projede gosterdigi sonsuz yakinligin ve yaptigi onca dert babaliginin yanisira bir toplantimiza 3 dakika gec kalmamiz nedeni ile bizi deli gibi fircalayan, gerektiginde otorite insani. otorite kurmak meselesi icin ise soyleyebilecegim tek sey o kadar sene siz ugrasin applied optics ile de gorun ebenizin amini*. bazi prensiplere sahip olmadan bu alemde yasamanin imkani yoktur.

    onemli bir sozu de "arkadaslar adami bosuna profesor yapmazlar" dir..
  • odasina aniden dalip "hocam gelin, proje bitti, calistirdik optical tweezersi" dediginizde telefonu japonyadaki arkadasinin yuzune kapatip "nasil olsa sonra gene konusuruz" diyecek kadar ogrencilerine yakin, onlarin heyecanlarini paylasabilen insan.
    ayni sartlar altinda sen git ben geliyorum mantigi ile yaklasip, iki gun bekleten hocalar varken hakettigi degerin verilmesi gereken insan..
  • öğrenciler tarafından sevilen, biraz matrak, biraz da otoriter olduğunu söylenen, ilk önceliklerinin hep öğrencileri olduğu bilinen, öğretim görevlisi, (bkz: sabancı üniversitesi)
  • 6 yil sabanci universitesinde calistiktan sonra bogazici universitesine geri donen ogretim uyesi.
  • tek basima bir kosede otururken yanima gelip "ooo uhalian gozukmuyorsun ortalarda, anlat bakalim nasilsin; senin bir kiz isi vardi ne oldu o, bitti mi" diye halimi soracak kadar ogrencilerine duskundur.

    bogazicine gitti; uzulduk ogrencileri olarak..
  • kendisinden ders almama ragmen, kendisinin verdigi derslerden birini* almis olmam vesilesi ile bildigim yardimsever ve mantikli insan.kendi sayfasindan[1] da ulasabileceginiz guzel bir yaziya vesile olmak gerekirse:

    "
    achtung ! physik ! ! !

    boğaziçi üniversitesini tercih ettiniz, zira boğaziçi diplomasının iş hayatında bir geçerliliği ve değeri var. ancak bu değerin temelinde yatan, boğaziçi’nin çağdaş bir eğitim kurumu olması ve notların ihtiyaca, gayrete göre değil, başarıya göre verilmesidir. hiç bir hocanızın, eğitimde zorlanan birkaç öğrenci için bu ilkeyi zedeleyip, herkesin diplomasına gölge düşürmeye hakkı yoktur.

    her dersin hocası, dönem boyunca eğitim görevi yapıp, dönemin sonunda da zorunlu bir yargı görevi üstlenir. bu da her öğrenciye başarısının özeti olan bir not vermektir. not vermede üç temel faktör göz önüne alınabilir: ihtiyaç, gayret ve başarı. boğaziçi’nde not ihtiyaca veya gayrete göre verilmez ! bilgi ve yeteneğinizi sınav kağıdında ispat ettiğiniz ölçüde başarılı kabul edilir, ödüllendirilirsiniz. en yüksek ösym puanları ile boğaziçi’ne giren öğrencilerin tümü üniversite ve hayatta başarının en kuvvetli adaylarıdır. üniversitede geçici bir başarısızlık söz konusu olsa bile endişeye gerek yoktur. tüm kamuoyu, medya, yargı ve parlamento başarısızdan yanadır. gerekli yasal düzenlemeler yapılarak her sabırlı öğrencinin uzun vadede mezun olması sağlanmıştır.

    önünüzdeki en büyük tehlike tam boğaziçi üniversitesi’nde iyi bir öğrenim görme fırsatı yakalamışken skolastik ve ezberci bir eğitim tuzağına düşmektir. küçümsenemeyecek sayıda öğrenci, lise ve dershane alışkanlığıyla skolastik eğitim özlemi içindedir. lisede öğrendikleri tekrar edilsin; birkaç işgüzar not tutsun; gerisi öğrencilik görevini o notların fotokopisini edinerek yerine getirsin; bir problem koleksiyonu sınıf ve problem session’larda çözülsün, ezberlensin; sınavda tercihan aynısı, olmadı benzerleri sorulsun; dört yıl sonunda da diplomalar dağıtılsın isterler. ancak boğaziçi’nde “her millet layık olduğu eğitim sistemine kavuşur, doğu’da da norm medresedir” diyerek kadere razı olamayız. hayal gücüne dayalı ve yaratıcılığı özendiren sınav soruları, size önceleri zor gelse de çağdaş eğitiminizin temelidir. hocalarınızı bir an için unutsanız bile, ülkenin en seçme öğrencilerinin oluşturduğu bu rekabet ortamında ezbere dayalı bir eğitim görmek buyük bir kaynak israfı olurdu.

    soğuk savaş dönemi filmlerinin, berlin’de casus değiş tokuşu sahnelerinde çokça yer alan bir köprünün batı berlin ayağında “achtung ! you are leaving the west sector” diye bir tabela görünür. yerinde bir benzetme ile boğaziçi’ne girdiğinizde “achtung ! you are leaving the alla turca sector” denebilirdi. doğu toplumlarının önemli bir göstergesi, başarı azlığı yanısıra mazeret ve bahane bolluğudur. başarısızlığın çok geçerli ve yürek paralayıcı gerekçeleri olabilir; ancak öğretim elemanları bu gerekçeleri değerlendirecek bir eğitimden geçmemişlerdir. ayrıca hukuk sistemimiz, yönetmelik dışı ve yazılı belgelere dayanmayan verilerin değerlendirmeye alınmasına açık değildir.

    kendisi için tuhaf ayrıcalıklar isteyen öğrencilerin sayısı hayli kabarıktır. özel problemleri olan öğrencilerin sayısı problemsiz öğrencilerden daha fazladır, veya en azından o izlenimi verirler. herhangi bir öğrenciye tanınacak imtiyazın, geniş bir duyuru ile tüm öğrencilere tanınması mantığın ve hukuk sistemimizin gereğidir. ayrıcalık isteyecekseniz önce biraz istihbarat çalışması yapıp, hocanızın geçmişte böyle bir şey yapıp yapmadığını öğrenmeniz iyi olur. sonra da, hayatında hiç böyle bir şey yapmamış bir öğretim elemanının iltimas kariyerine sizinle başlaması için ne gibi bir özelliğiniz olduğunu düşünmeniz gerekir.
    "[2]

    [1] http://phys-sun-1.phys.boun.edu.tr/~inci
    [2] http://phys-sun-1.phys.boun.edu.tr/…tung physik.htm
  • kendim dahil herkesten saklamaya çalıştığım dalgınlığımı ve üzüntümü fark eden* hocamdır. minnettarlık ve sevgi hissiyle doldu gözlerim*
  • uygulamalı örnek vermek istediğinde insanı resmen öldürür gülmekten. zira; bir gün yine bir phys102 dersindeyiz, kapalı bir kaptaki gaz moleküllerini piston ile çok hızlı sıkıştırırsak nasıl birden hızlarının artacağını tahta silgisine tekme atarak göstermiştir kendisi.
hesabın var mı? giriş yap