• kendini küçük düşürmektir. karşındaki insanı - eğer seni sevmiyorsa - daha da soğutacak durumdur.
    tanım : yıkıklık.
  • aptalca bir histir. biri size geri donmek isterse size dair yeni bir sey bilmesine gerek yoktur. bu onun ic meselesidir. olcecek, tartacak, olasi ihtimalleri hesaplayacak, kalbini yoklayacak ve donecektir yahut donmeyecektir. disaridan yaptiginiz mudahale etkisiz hatta eksi yonlu bir etki olur. gurur teraneleri anlatmayacagim ama biri size donecekse bu karari kendi icinde vermeli.
  • giden insan donmez. donse de randimaz vermez. bir insan uzulen kadina veya adama donuyorsa ya acidigindandir ya da aliskanliktan. boyle insanlarin donmemesinin ne kadar iyi oldugunu uzen veya uzulen rollerini deneyimlerek zamanla anlarsiniz.

    insanlarin icinde dogustan gelen ve aci cektirmeyi seven bir parca oldugunu dusunmusumdur hep. erkekte depresmesi sizi sadizme yakin bir noktaya goturebilir. cunku erkek cok basit bir yaratik.

    buna karsin ozellikle kadinlarda bu parca iyi calisir. birileri benim icin yansin bitsin kahrolsun tribal enfeksiyonu. hayatta hicbir seye 1 gunden fazla uzulmemek lazim. omur o kadar uzun degil.

    cok cok daha buyuk uzuntuler deneyimlemis insanlar zaten ask mesk gibi ivir zivirin yarattigi izdirabin devede kulak oldugunu anlamislardir. bu yuzden birilerine takilip kalmamak lazim.
  • bir de 'hamileyim desem gitmez mi' hissi var, işte bu ikisi ölümüne kapışır.
  • züğürt tesellisidir. zira arkasında dünya yansa da giden gitmiştir, umrunda olacağını da geri döneceğini sanmam.
  • her türlü kaybetmeye sebep olacak his.

    öncelikle giden kişinin karşı tarafın üzüldüğünü bilmesi yeniden başlamak istemesine neden olmaz aksine ters tepip uzaklaştırabilir.

    hadi uzaklaştırmadı gerçekten geri döndü diyelim, bu dönüşün tek nedeni acıma duygusu olur. gidenin, kalana acıyarak baktığı, aslında kalmak istemediği saçma sapan bir durum ortaya çıkar.

    acınan kişi de bu kozunu sürekli kendini acındırarak karşı tarafı kazanmaya çalışırsa tebrikler eskisinden de bok bir ilişkiniz oldu.

    bir tarafta acıma duygusu ile terk edemeyen ya da karşı tarafı kullanmak isteyen karaktersiz, diğer tarafta da terk edilmeyi bile kabullenemeyen kendini acındıran sünepe, mükemmel ikili...
  • ne kadar umursamaz olduğunu görürse dönme ihtimali daha fazla, ama gerçekten umursamamak ;)
  • geri dönecek olsa üzülmene izin verirmiydi be güzelim.
  • kendisine acınacagını dusunup bundan nemalanmaya calisacak kadar düşmemeli kimse.
  • bir ayrılık sonrası şayet o kişinin karşısına geçip ağlama fırsatınız yoksa, insan psikolojisi gereğince, yapacağınız her hamle eksi haneye yazılır. zaten normal bir insanın yapacağı her şey, psikoloji bilimi sağ olsun, ayrılık sonrası yoksunluk sendromu olarak listelenmiş ve siz de sırasıyla bu listedekileri yapacaksınız, kaçarı yok, basit canlılarız. oysa kendinize en fazla 2 hafta verip ortalıktan kaybolur ve ardından son derece vakur bir tutum içerisinde iletişime geçerseniz, duygusala bağlamadan gayet mantık çerçevesinde sakin bir konuşmayla işi kotarabilirsiniz. eğer buna rağmen olmuyorsa olmaz, bitmiştir, ihtimal %0'dır. büyük tesadüflerle başlayan, belki hiç bitmeyecekmiş gibi duran, çokça emek verilen, birçok yola beraber çıkılan, belki ilklerin yaşandığı nice roman gibi birliktelikler geri dönüşü olmaksızın tarihin tozlu raflarında buruk anılar olarak yerini alabiliyor, maalesef hayatın tatsız bir gerçeği bu; misafirlik sonrası arabadan el sallamak gibi ya da gidenin ardından sessizleşen ev. ne demişler?

    "insanoğlu kuş misali..."
hesabın var mı? giriş yap