• bir cemal süreya şiiri. ilk yayımlandığında (a dergisi; 1972) epey ses getirdiği önceki kuşaklarca söylenegelmiştir. biraz öfkeli, ironik bir şiirdir. en çok son iki dizesi hatırlansa da, şu iki dizesini burada anmak daha faydali olacaktir:

    "ama yerine göre gözüpektirler de
    sigaralarını yüksek fırından yakacak kadar"

    (bkz: gurbette ukte çok zor çok zor)
  • cemal süreya'nın kendi öteki türkiyesini, belki de esas türkiye'sini anlattığı şiir. avrupa birliği türkiye'ye ne getirir, türkiye avrupa birliği'ne ne katar sorusu için esaslı bir çerçeve metni. hem güzel olan hem sıkıcı olan hem biz olan hem biz olmasını istemediğimiz... muhtemelen cemal süreya da bir sıkıntı anında yazmıştır, ne var ki damardan yazmıştır. minibüs penceresinden hepimiz için bakmıştır.
  • esyanin konumunu bicimini rengini almislardir
    koltuga oturdular mi koltugun boyuna eklenir boylari
    pat pat diye gulerler bir motosiklet nesesiyle
    ama zariftirler de bir bisiklet kazasinda olmeyi akil edecek kadar,
    patatesin agactan mi koparildigini tartisacak kadar naiftirler de,
    hakcasi bilmedikleri yoktur, butun balik adlarini bilirler bir kere,
    lunapark begenisiyle duzenlenmistir yatak odalari
    kadindirlar nisanlilari kendilerine ada falan armagan ederler
    dardirlar da, soz aramizda, cekecek kullanarak islemde bulunmak gerekir,
    bayramlarda trafik noktalarina gul lokumu kutulari birakirlar,
    uluscudurlar bunun kaniti olarak viskiyi kaseyle icerler
    ama batilidirlar da lahmacuna havyar surecek kadar,
    hekimdirler gunes gozluguyle kurtaj yaparlar basarirlar da
    sapkalari guzel bir niyet gibidir, ofkeleri dort mevsim reklami,
    lirik degillerdir olmayi da istemezler zaten isteseler de olamazlar
    ama hamarattirlar uyku haplari ve bir suru zimbirtiyla olumu magazinlestirecek kadar;
    padisahtirlar ferman cikarmislardir: hareme patlican ve hiyar ancak kiyilarak sokulabilir;
    sikke kesmislerdir badem yapragindan ince kiragi tanesinden yegni
    tecimendirler yuzyillar boyunca karilarina hukumdarlarin satasmasini agirca bir vergi olarak kabullenmislerdir.
    dusunurdurler de olulerin aile albumlerinden yolumbilim kurallari cikaracak kadar,
    dalgali gorurler herseyi cicek sayriligini omuriliklerinde gecirmislerdir;
    efendiler, nazilli’de uzuncarsi onlarindir torenlere madalyalarla katilirlar
    ama yuk kamyonlari denizli’den gecerken plaka degistirir
    ve sakingandirlar sokakta konusurken sirtlarini duvara verecek kadar;
    dugunlerinin provasi yapilir sunnetlerinin de olumlerinin de
    kefenleri de kundaklari gibi ozenle hazirlanir ve ayni renktedir:
    kizlar icin pembe-beyaz oglanlar icin beyaz-mavi
    dunya muzesinin en renkli portreleridirler
    tarihin sabika kaydinda fotograflari
    onden gulec ve edilgin yandan keskin ve firavun;
    dilenciler ve genelev kadinlari ustune sayisiz ozdeyis yatar kursaklarinda,
    iclerindeki sevgi insanlari atlayarak hayvanlara yonelmistir
    ozellikle kedilere ve kopeklere karsi iyice duygusaldirlar iki gozleri iki cemse,
    oldurmemektir felsefeleri bir karincayi bile, ama yasatmayi bilmezler,
    bonlukten korkarlar, gezgin koftecilerden adamakilli korkarlar
    fotografin arabindan odleri kopar
    ogretmenlerden de korkarlar nedense
    ama elbet yerine gore gozu pektirler de
    sigaralarini yuksek firindan yakacak kadar;
    cince’de demogoji olanagi var midir?
    arpacay ne ilcedir?
    atcali kel memet mi manisali kor bayram mi?
    yarin mi oburgun mu?
    sorulardan korkarlar;
    yine de yanitlari hazirdir her seye:
    …digi gibi, …mekle beraber, …na karsin;
    olasiliga tanri gibi taparlar da olagandan odleri kopar
    doguran ati guzel bulur
    eski anadolu-bagdat demiryolu ortakliginin kitapliginda
    ve birtakim belletenlerde adlari gecer,
    noterler tutar guncelerini,
    yonetmendirler kurul baskanidirlar
    japon feneri ya da ucurtma tadi tasiyan senetlerden
    zamanasimi suresi dolmadan tuyup gider imzalari,
    kimi sozler onlar icin kullanilir: saygin, unlu, sahane
    kimi sozler onlar icin de kullanilir
    kimi sozler onlar icin kullanilmaz
    kimi sozlerin kullanilmamasi dogrudur
    kimi sozler hic kullanilmaz
    hashasla alistirirlar guzellik enstitulerini
    isbirlik konusunda yuce gonulludurler svidrigaylov’luk taslarlar
    ama gercekte su katilmadik birer lujin’dirler
    tasarondurlar,
    yine de
    gocmen kuslarin durumu soz konusu olunca
    bir yerlerinden birkac ahmet cemil birden cikarabilirler;
    dibe cokerler devinim evrelerinde
    durgun donemlerdeyse kurbaga pislikleri gibi
    yan yana omuz omuza bitise bitise
    suyun yuzune yukselirler
    giderek renkleri koyulasir
    avukattirlar
    gunogludurlar
    niluferleri kararta kararta
    kalirlar orda
  • cemal süreyanın, henüz olabildiğince derinliksiz ve yerel sosyolojimizde güzide bir yer tutan beyaz türkleri anlattığını düşündüren güzel şiiri.
  • şair/ yazar ahmet ada tarafından uzun zaman önce harika bir incelemesi yapılmış cemal- cemal diyorum, hala yakın arkadaşımdır- şiiri.

    şiir inceleme dalında "e " (entellektüel) dergisinin düzenlediği yarışmada (1999) ödül almış bu inceleme.
    evrensel kültür de bu incelemeyi diğer iki inceleme ile ek olarak verdi.

    şiir incelemesinin nasıl yapılması gerektiği üzerine edebiyat fakültelerinde okutulmalı. tabii o kadar çapları varsa.
  • geçen ankara küçük tiyatro'da çirkin adlı oyunu izlerken yanımdaki kapüşonlu amerikalı bir piç -gerçi dedesi büyük ihtimalle çiçekdağlı falandır- izlediği yabancı sitcomlardaki gibi gevrek gevrek "hap pat hap pat" diye gülmekteyken uzun süre bir dürteyim de kendine gelsin pezevenk cihetinde tereddütler yaşadım, bu çatışma zarfında 1 saatlik oyun da piçin kendisi gibi piç oldu zaten.

    işte -tesadüf- akşamına evdeyken bu şiiri okuyup,

    .."koltuğa oturdular mı koltuğun boyuna eklenir boyları
    pat pat diye gülerler bir motosiklet neşesiyle..."

    dizelerine denk gelince bi keyiflendim,

    meğer cemal süreya dümsüğü* benim yerime indirmiş zaten tüm taallukatının tepesine
  • aralarında siyasete en yakın olanın, bir yerlere gelmek isteyen, belki milletvekili olmak isteyenin cemal süreya olduğunu ifade eder tomris uyar. cemal süreya'nın bu vurucu şiiri kanıtlarından yalnızca biridir.
  • şükrü erbaş'ın * şiiri ile kapışacak şekilde bir şiirdir gözümde. iki farklı toplumsal sınıfın analizi yapılmış. birinde şehirde yaşayan ama yaptığı her şeyiyle oldukça sırıtan tipler varken, diğerinde köyde yaşayanların umutsuz, tiksindirecek durumları var. ıki şiire de hayran kaldım hele hele köylüleri niçin öldürmeliyiz şiirinin her kelimesine ayniyen katılıyorum okudukça rahatlıyorum resmen.
  • cemal süreya eşi zuhal tekkanat'a yazdığı bir mektupta onlar için minibüs şarkısı şiirinden şöyle bahsetmiştir: "değişik bir şiir. düzyazıdan korkmayan, düzyazıdan uyarlanan bir şiir. gerçi bu şiiri biraz biliyorsun. ama son halini görmedin. bakalım nasıl bulacaksın."
hesabın var mı? giriş yap