• christian bale, zoe saldana, woody harrelson, willem dafoe, forest whitaker, casey affleck gibi bir çok önemli ismi barındıran film. bu film, crazy heart filminin de yönetmeni olan scott cooper'ın ikinci yönetmenlik deneyimi olacak.

    http://divxplanet.com/…ndex.php?page=haber&sid=1056
    http://www.imdb.com/title/tt1206543/
  • youtube'da fragmanına denk geldim. kadrosu çok iyi. heyecanlandırdı beni açıkçası. şimdiden beklemeye başladım. yalnız fragmanda tüm filmi vermişler sanki. fazla spoilerlı geldi bana.
  • pearl jam - release'li fragmanı ile ümitlendiren film.
  • "woody harrelson'ın rol aldığı hiçbir film kötü değildir" kanunu gereği iyi bir yapım olacaktır. doğayı gözlemleyerek deneylerden tümevarım sonucu ile bu kanunu koyan da benim, evet.
  • konusu şöyle verilmiş.

    “russell baze (christian bale), bir çelik fabrikasında yükselemeyeceği bir işte çalışmaktadır, hasta olan babası da kendisinden önce burada çalışmıştır. russell’ın kardeşi rodney (casey affleck) ırak’daki hizmetinden dönünce, kuzey doğu bölgesindeki en acımasız suç çetelerinden birine dahil olur ve gizemli bir şekilde gözden kaybolur. polis vakayı çözmekte başarısız olur, o nedenle – kaybedecek hiçbir şeyi olmayan – russell olayı kendi ellerine alır ve hayatını kardeşi için adalet aramak ile riske atar. kimi zaman mücadele seni seçer.”
  • ing. (bkz: şu andan itibaren ocak dışısın)

    bale varsa iyidir diyerek gözü kapalı gideceğimiz filmlerden biri.
  • alt yazısı olsa da izlesek dediğim film.
  • senenin ortalama filmlerinden. her filminde döktüren chris bale, ağabeyi ben'den daha iyi aktör olan casey affleck, güzel-çirkin (hangisi olduğuna bir türlü karar veremiyorum) aktris zoe saldana, polis rolünü bilmemkaçıncı kez kotaran-nerede vasat film varsa orada olan forest whitaker, yardımcı rollerin adamı willem dafoe, orospu çocuğu rolünde woody harrelson ve bunları yöneten yetenek vaat eden scott cooper. heyecanlanmamak zor değil mi? ama heyecanlanmamak, hatta zerre merak etmemek gerekiyormuş bu filmi. zira sayın cooper bizlere fazlasıyla demode bir hikaye anlatıyor. sonrası spoiler...

    out of the furnace bir intikam filmi. aslında filmi sınıflandırmak zor. zira ağabey-kardeş ilişkisine odaklanan bir drama olarak başlıyor, sonra suç türüne direksiyonu kırıyor. arada sosyal sorunlara (işçilerin çalışma koşullarına) değiniyor. aşk hikayesi anlatmaya yelteniyor. boks türüne geçiş yapıyor. en sonunda da intikamda duruyor. anlaşılacağı gibi hiçbir şeyi beceremiyor. scott hikayesini o denli dağıtıyor ki gerekli gereksiz öykücüklerle en sonunda hiçbir şeye doğru dürüst değinememiş oluyor. yüzeysel bir şekilde geçiyor her şeyi. ağabey kardeşini seviyor. bunu iki sekansla göster. adam lena'ya aşık. filmi bu şekilde başlat. lollipoplu herif manyağın önde gideni. bunu da bir iki sekansla göster. çalışma şartları kötü. hasta babayı göster, fabrikayı bir iki saniye göster. tamamdır. evet, bu denli hızlı ve bu denli yüzeysel bir film bu. ne işçilerin çalışma şartlarına değinebiliyor, ne kasabanın sosyoekonomik durumuna, ne aşka, ne de ağabey-kardeş ilişkisine. ırak işgaline de değinmeye çalışıyor, ama bu da tam olmuyor. halbuki bence cooper bazı yan öyküleri atsa, ana hikayesini daha modern hale getirse (zira şu haliyle film yirmi-otuz sene önce çekilenlerden pek farkı yok), çalışma koşullarıyla sosyoekonomik duruma daha çok değinebilse iyi bir film olabilirdi out of the furnace. ama olmuyor. her şey çok hızlı ilerliyor. çooookk... bir de hikayesi demode dedik. yani binlerce film çekildi intikam türünde. out of the furnace ikinci sınıf tv filmlerinin kalitesini aşamıyor. cooper film için çabalamamış bile. filmini onca intikam filminden ayrıştırmak, farklı bir yere konumlandırmak için hiç uğraşmamış gibi görünüyor.

    gelelim oyunculuklara diyeceğim ama ne yazık ki bale dışında filmde pek kimse yok. dafoe kısa bir süre gözüküp hakkın rahmetine kavuşuyor. affleck de öyle. karaktere bir şeyler katmaya çalışıyor, bir yere kadar beceriyor ama senaryodan ötürü tam da derinleşemiyor affleck'in karakteri. harrelson ise her sene onlarca filmde gördüğümüz "amk uğraştırmayın bizi, işte bildiğin orospu çocuğunun teki bu adam, anlayın işte, daha fazla uğraştırmayın" tembelliğine kurban giden bir karaktere hayat vermiş. performansı eh işte. nesini beğenmişler anlamak zor. halbuki ortada "karakter" yok. yönetmen cooper tıpkı ilk filmi crazy heart'ta olduğu gibi burada da tek bir karakter yaratıp onu derinleştirmeye çalışıyor. diğer karakterleri zerre umursamıyor. whitaker'a, saldana'ya falan teslim edilen karakterlere "karakter" demek mümkün değil. dileğim cooper'ın bu beceriksizliğini (yani sadece tek bir karakter yaratıp diğerlerine aynı özene gösterememesini) hemencecik düzeltir, diğer filmlerinde de bu sorunla karşılaşmayız. gelelim filmi sürükleyen, en sevdiğim aktörlerden bale'e. the fighter'da aktörü ikide bir uyuşturucu kullanan, izleyicinin sonlara kadar hoşlanmayacağı ağabeye hayat vermişti hatırlarsınız. bu kez burada iyi ağabeye hayat veriyor. the fighter'da kardeşinin başarısının önünde engelken burada kardeşini koruyup kollamaya, ona bakmaya çalışıyor, onun borçlarını ödüyor. tam zıt bir rolde demek mümkün sanırım. bale'in performansı iyiydi. ama öyle oscarlık falan değil. kendisini bu dandik filmde izlemek bile keyifliydi. fighter demişken... out of the furnace bana hep fighter'ı hatırlattı nedense. ama onun gibi derli toplu, etkileyici, derin bir film değil.

    sözün özü: yıldızlar topluluğu ve yetenekli yönetmeniyle merak ettiğimiz bir film daha hayal kırıklığı yarattı. cooper çoğu yönetmen gibi ikinci filminde tökezliyor. bakalım üçte ne yapacak.
hesabın var mı? giriş yap