• paul'den alınmış ise orgazmik yiyecekler kategorisine girer..
  • mottanınki çok güsel olur..hele bööle sabah sabah yeni çıkmışkene aldıysanız...ooohhhh...
  • cay yanina sahane giden, her ailede bi uyenin cok guzel yaptigi super yiyecek. amerikada aserilenler kategorisinde onde gidenlerden.
  • en güzel peynirli pooçcalar otobüs duraklarindaki camli el arabasi ile satılanlardır, katı manyaadır bi sefer bu pooçalar, amca 3 kat kaada sarar elinize aldığınız anda yağın elinize bulaştıını görürsünüz, zar gibi ince katlardan oluştuğu için aazda erir ama çok da kırıntı yapar
    (bkz: katı yağ is the key)
  • bugun itibariyle dayanilmaz aserdigim, utanmasam teyzemi arayip gondertceim sahane yiecek. siyah zeytin, domates, cay die gider bu.
  • zülfikar'da içerik itibari ile sade pogaçadan ayırt edilemeyen yanmış hamur.

    (bkz: zulfikar/11)
  • (bkz: dilemma)
  • kadıköy'de bir durak büfe vardır, şu an nasıl bilemiyorum ama eskiden müthiş peynirli poğaçalar yapardı...

    ne zaman adı geçse ve kalitesi konuşulsa aklıma direk durak kafeyi getiren kahvaltı şeysi...
  • basit malzemelerden ve kolaylikla yapildigi icin sizi yormayan, zor günlerde kafanizi bosaltmak icin birebir eylemlerden biridir. bir sey üzerinde calisiliyorsa ve verimli gecmediyse özellikle, bu eylem sonucunda ortaya güzel ve faydali bir sey cikacagindan böyle sorumluluk sahibi insanlarda rahatlama da yaratabilen mis bir eylemdir. yapin; birazini ayirin, kalanini ese dosta dagitin. begensinler, mutlu olun.

    kisaca tarifimizi de verelim:

    bes su bardagi una bir paket kabartma tozu ekleyip karistiralim. icine daha önceden erittigimiz yarim paket margarini, yarm su bardagi sivi yagi, bir su bardagi yogurtu ve iki yumurtayi ekleyim yoguralim. bu yogurma anina geldiginizde iste yukarida saydigim islevsellik de basliyor. bir rahatlama, bir gevseme...akabinde kulak memesi kivamina gelen hamuru birakip icini hazirliyoruz.

    ici icin kücük parcalar haline getirilmis bildiginiz,(ucuzundan da olsa olur) beyaz peynirin icine ince kiyilmis maydonoz ve kirmizi ve pul biberi ask ediyoruz.

    sonra kücük toplar halinda hamurumuzu aci aciverip icine birer pincik peynirli icimizde koyuyoruz. bunlari oranli yapalim ki ne ic artsin ne hamur. ziyan olmaz gerci...ic artarsa ekmek arasi yersiniz. hamur artarsa onlari da uzun uzun acip tepsiye yerlestirin, pek lezzetli oluyorlar. hepsinin üzerine yumurtanin sadece sarisindan sürüp, daha önceden 180 derecede isittiginiz firina verip, üstleri kizarincaya kadar bekleyiniz. bu arada umarim tepsiyi yaglamayi unutmadiniz aksi takdirde yapisir o pogacaciklar.

    usuldendir efendim, afiyet olsun.
  • tanışıklığımız çok eskilere uzanan ve ankarada sabahları erken kalkmanın yegane ödülü olan pastane ürünü. ankaranın soğuk sabahında daha güneş yeni doğmaya başlarken damla pastanesi taze poğaçalarını fırından çıkartmaya başlar. sabahın altısında tek uyanık kendiniz olduğunuzu düşünebilirsiniz çocuk halinizle, fakat neredeyse müdavimleri vardır bu sabah altı poğaçalarının ve açmalarının. soğuk havada o kadar güzel yayılır ki koku, sıra size geldiğinde kaç tane almanız gerektiğini bir türlü bilemezsiniz. yıllar geçtikçe değişti tabi poğaçanın rolü, sabahları dershaneye giderken alınır oldu ya da okul kırıldığında çayın yanına pek güzel gitti. iş yerinde kaçırılan kahvaltıların yerini tuttu. şimdi ise özlenen şey oldu, ev özleminin en garip dışa vurumu.
hesabın var mı? giriş yap