• yun.* savaş.

    lakin daha çok savaş kavramının eril bir kişileştirmesidir, ares ile özdeşleştirilir.
  • "bugün konformist olmak için güzel bir gün" diyebilmek bu anlayışı beraberinde getirir artık.

    "it should be understood that war is the common condition, that strife is justice, and that all things come to pass through the compulsion of strife."
    * heraclitus

    václav havel ve aldous huxley gibi binlerce yazarı beslemiş bir kavramdır.

    "enerji olmadan mücadele edemezsin"
    *atlantis ayrılık yazıtları
  • inançlarla ilgili sorunu var. oylanan entrylerine bakılınca anlaşılıyor zaten. ya bu yöntemle popüler olmaya çalışacak yada hakikaten içinde büyük bir nefret var. zaman gösterecek.
  • (bkz: kötülük dini)
    polemos=
    inkar edenlere gelince onların amelleri ıssız çöllerdeki serap gibidir ki susayan onu su zanneder.nihayet ona vardığında orada herhangi birşey bulamamış üstelik yanı başında da (inanmadığı kendisinden sakınmadığı allah'ı bulmuştur.allah ise onun hesabı tas tamam görmüştür).allah hesabı çok çabuk görür.o kafirlerin (duygu düşünce ve davranışlarına gelince) bir denızdeki derin karanlıklar gibidir.öyle bır denız ki onu dalga üstüne dalga kaplıyor.üstünde de bulut...birbiri üstüne karanlıklar.bir kimseye allah nur vermemişse artık o kimsenin aydınlıktan nasibi yoktur...nur(39-40)
  • an itibariyle sol frame adlı grubun back vokalliğini yapmaktadır.
  • sol frame altın hurma ödülleri'nde (bkz: kötülük dini) performansıyla bu yıl en iyi yardımcı oyuncu dalında aday gösterilmesi beklenen yazar...
  • yazarları abdullah akan ve ersin türkdönmez olan taze roman:

    “mükemmel bir için mükemmel bir dışla kaplı olması ancak ve ancak insanlar için hayranlık verici bir etki meydana getirir. ancak mekanlar için, mükemmel bir içle mükemmel bir dış yalnız ve yalnız sıradanlık sağlar. mekanlar için mükemmel bir içle sıradan bir dışın birlikteliğidir hayranlık verici bir etki meydana getirecek olan.”

    “zeka’ya öyle geliyordu ki kant, tek bir cümleyle ifade edebileceği bir çok düşünceyi sırf kendinden sonraki yüzyıllarda dünyaya gelecek okurlara inat uzun mu uzun ve karanlık mı karanlık cümlelerle ifade ediyor, okuyucuya yaşattığı bu işkence ona büyük haz veriyordu.”

    “polemos bu olayda çıkaracağı çok dersler olduğunu kavramış olacak ki, ilerleyen günlerde bunun üzerine çok kafa patlatmış üstadı heidegger ve onun o güzelim gümüş kadehinden yardım alarak varlığını nesneleştirmiş ve aldığı küçük miktardaki ilk borcu temellendirip meşrulaştırmak için şu sonuca ulaşmıştı:”

    “yahudi tüccar senedi zayi ettiğini iddia ettiğinde ise tediyede bulunan süleyman kendisine senedin iptalini ve borcun sukutunu mübeyyiz, resmen tanzim veya usulen tasdik edilmiş bir ilmuhaber vermeye alacaklıyı mecbur etti.”

    “davud ve ev sahibi arasında böyle muayyen bir zaman bulunmadığı için beher ayın mürurundan sonra verilmek için anlaştılar.”

    “sırf bakkallar yüzünden de kant’la ters düşmüştü. ona karşı çıkmış, sözlerinin ve tespitlerinin çok ağır olduğunu, bakkalları savunmak adına, kant’a sarf etmişti. bakkalın dürüst olması kant’a göre ödeve uygundu ama ödevden dolayı değildi.”

    “’ (…) rilke borcu burada ıskalamıştır, bay mraz’ın gülüşü adlı hikayesinden daha dikkat çekici olan garip isimli bubna-bubna’yı atlayarak edebiyat tarihini unutulmaz bir hikayeden mahrum bırakıp kimsenin haberi dahi olmayan sıradan bir hikayeyle yetinmek zorunda kalmıştır. ıı. rainer olan rainer werner fassbinder ise bir yerde borçlular ve alacaklılar adlı bir film üzerine çalışacağını söyler ama onun da ömrü yetmemiştir. en ilgincine de marcel duchamp’ın günlüğünde rastladım.’”

    borcun ‘kitabını yazmaya’ yıllarını veren polemos’un hikayesi: diğer roman kişilerinin birbirleriyle olmayan ama polemos’la olan ilişkilerinden örülen bir ağ. polemos öyle sıradan biri değildir, onun zekice düşünme ve eyleme süreçlerine, veyne’den freud’a, herakleitos’tan pascal’a, burckhardt’tan sontag’a, t. bernhardt’tan adorno’ya, frye’dan derrida’ya, saussure’den joyce’a uzanan lezzetleri yazarlarımızın bölüm başlarına eşlikçi koyuşları polemos’un sergüzeştini izlemeye adeta okuru teşvik ediyor. metin içinde resmi geçit yapan vergilius’lar, diderot’lar, marx’lar, lenin’ler, keynes’ler de cabası.

    metnin ana gövdesinin yanında ilaveler, gözden çıkarılmış kısımlar ve diğerleri kapsamında, yemek tariflerinden tren tarifesine, kitap sayfası fotokopisinden kimisi gönderme içeren şiirlere, mektuptan kullanım kılavuzuna, krokiden prospektüse envai çeşit sayfalar okuru baştan çıkaracak, has okurun da aklını çelecek nitelikte. romanın böylelikle bir mecmuaya dönüşmesi ve içerdiği ironi ile oğuz atay’ı yad edecek okurlar da çıkacaktır kuşkusuz.
  • (bkz: daktilo31)
hesabın var mı? giriş yap