• --- alıntı ---

    19 mayıs efsanesinin tarihsel arka planını, osmanlı imparatorluğunun hıristiyan vatandaşlarının topyekûn katlini, yağmayı, çapulculuğu önlemek için istanbul hükümeti tarafından müfettiş olarak anadolu’ya gönderilen mustafa kemal’in, saf değiştirmesi oluşturmaktadır. mustafa kemal’in, neredeyse tamamı soykırım suçlularından oluşan anadolu içlerine çekilmiş ittihat kadrolarının, teşkilat-ı mahsusa elemanlarının kontrolündeki osmanlı askeriyesinin, çete teşkilatlarının başına geçmesi eylemidir. mondros mütarekesine kadar istanbul merkezli sevk ve idare edilen soykırımın, o tarihten sonra ankara merkezinden yönlendirilmeye başlanmasıdır. osmanlı mahkemelerince gıyabında tutuklama kararı bulunan topal osman ve sakallı nurettin gibi soykırım suçlularının çete başı, ordu komutanlığı görevleri ile donatılması eylemidir.

    --- alıntı ---

    http://dersimzaza.wordpress.com/…am-degil-soykirim/
  • m. kemal'in bölgeye "sona erdirmesi" için yollandığı kargaşa budur. tsk'nın arşivinden derlediği tablolarda bile ölü hristiyan sayısı 100bin cıvarındadır. aynı belgelerde ölen müslüman sayısı ise azami bunun 10da biri kadar geçmektedir. yani "onlar da bizi öldürdü" denecek bir kıyışma ortamı yoktur. artık bir ileri aşamaya geçen türk faşistçiği buna "onlar da bizi öldürecekti" diye savunur bunu.

    kendi ailemde de anlatılagelen bir büyük büyük eniştemiz vardır, m. kemal'e yakın biridir (tarih kitaplarında adı geçer). kendisinin bizzat ağzından 10larca köyde nasıl "terör" estirdiğini kahramanlık öyküsü gibi dinlemiş insanlar hala hayattadır!

    ek: ayşe hür, pontus'un gayrı resmi tarihi yazısında farklı sayılarla verilimiş. unutmadan internette bu yazıya bazı düzeltme yapan "ciddi" yazılara rastlamak da mümkün.

    "yunan kaynaklarına göre 1914-1923 arasında 300 bin pontuslu rum hayatını kaybetti. stefanos yerasimos'un hesaplamalarına göre 1916-1923 arasındaki rum kaybı 65-70 bin arasındaydı. genelkurmay rakamlarına göre aynı dönemde rum çeteciler tarafından öldürülen türk sayısı ise 1.817?di."

    http://edebimevzular.blogspot.com/…esmi-tarihi.html
  • hayal urunu kavram. pontus, ermeni veya idaremiz altindaki herhangi bir millete soykirim uygulamis olsaydik, bugun o topraklarda tek bir dil konusuluyor olurdu: turkce. peki balkanlarda irili ufakli bu kadar devlet olabilir miydi? vay canina biz nasil baskici bir milletmisiz ki, bugun bir zamanlar idaremiz altindaki butun milletler dillerini, dinlerini, kulturlerini aynen muhafaza etmis.
  • osmanlı devleti nüfus istatistikleri konusunda en güvenilir kaynak olduğu tarafsız bütün tarihçilerce kabûl edilen il salnâmelerine göre bugünkü karadeniz bölgesini oluşturan o zamanki kastamonu ve trabzon vilâyetlerindeki rum nüfusun toplam 286.422 olduğu düşünüldüğünde (kastamonu'da 26.109, trabzon'da 260.313, canik bağımsız sancağı da trabzon vilâyetine dâhil), millî devlet kurma maksadıyla yapılan zorunlu tehcirlerin ya da baskıların bir kısım insanları "müslüman rum" etmiş olabileceği ya da bölgeden ayrılmak zorunda bırakmış olabileceği doğrudur. fakat "300.000-350.000 rum'un öldürülmesi" saçmalığına ancak "anasının amı!" denebilir. osmanlı devleti ve mirasçısı türkiye cumhuriyeti belli ki gökten zembille bölgeye rum indirmiş, sonra da bunları katletmiştir.

    konuyla amatör olarak ilgilenen ve nüfus istatistiklerini merak eden herkes justin mccarthy'nin "müslümanlar ve azınlıklar" çalışmasını okuyabilir. böylece en azından bilimselliğe yaklaşımı "ben türkler'e bir bok atayım da sıvayan çok bulunur nasılsa" raddesinde olan kerizlerin yazdığı saçmalıkları kopyala-yapıştır yapmadan önce bir düşünmek mümkün olabilir.

    ek: salnâmelerin hangi yıla ait olduğunu yazmayı unutmuşum, hicrî 1330 yani 1913-1914 yıllarına denk geliyor.
  • büyük dedemin öldüğü süreç.

    mondros'un hemen akabinde karadeniz bölgesini büyük yunanistan'a bağlamak amacındaki rum çetecileri müslüman ahaliyi kırmaya girişirler. o hengamede bizim dede kim vurduya gider. 4. kuşaktan büyük annem de kundakta bebek olan kızını ve 10-12 yaşındaki kayın biraderini kaptığı gibi yollara düşer. trabzon'dan adapazarı'na yürüyerek ulaşırlar. yolda açlıktan bebeğini taşıyamayacak duruma gelen büyük anneye kafiledeki yaşlılar bebeği bir kuyuya atmasını salık verirler. ana yüreği yapamaz!

    bu iş dönüp dolaşıp 'türkler rum kesti'ye bağlandı ya! ben bunun için emperyalistler ve yerli uşakları allah bir dese inanmıyorum. bünye kabul etmiyor!

    ps. iş bu giri o kundaktaki bebeğin 90 yaşında bir haminneyken kızı olan anannemin evinde bana anlattıklarından derlenmiştir.
  • savaş sırasında yaşanan ölümlerin yalnız türklerden kaynaklandığında soykırım olacağını gösteren iddia. nasıl olsa bizim milletin de okur yazarları hazır iddiayı kabullenmeye, sallayın bakalım.

    1. dünya savaşına 10 ülke katıldı ve hepsi savaş sırasında suçlar işledi ve dönem savaş suçları bilincinin olduğu bir dönem değildi. soykırım kelimesi neden ikinci dünya savaşından sonra icat edildi diye düşünmediniz mi hiç? oldu olacak geçmiş yüzyıllarda ölenler için de soykırımlar uydurun.
hesabın var mı? giriş yap