*

  • genel kabul görmüş yazılışıyla poshlust, fakat daha doğru bir transliterasyon ile poshlost (poşlost şeklinde okunur), ne türkçe'de, ne ingilizce'de, ne de sular seller gibi konuştuğum diğer 8 dilde karşılığı olmamasına hakikaten üzüldüğüm rusça bir kelimedir; rus olma veya rusça öğrenme şansını yakalayamamış kitlelerin dillerine (ve bazılarının gönüllerine) nabokov tarafından sokulmuştur, bundan ben diyeyim kırk, siz deyin elli yıl önce..ben ise azar nafisi'dan öğrendim, reading lolita in tehran isimli enfes kitabında..

    her türden bayat, basmakalıp, eskimiş, ucuz hissiyatı; adi, sefil, içi boş düşünce ve sözleri tanımlayan bir kelime, ölesiye klişe fikirlerle, içtenliksiz davranışlarla hayatını idame ettirmekten gocunmayan - gocunmak ne kelime - bundan gurur duyan ve hatta matah bir şeymiş gibi sunan insanlara taktığımız bir sıfattır poshlust. birbirinden oldukça farklı görünseler de cehalet, müptezellik ve philistinism ortak paydasında buluşan birçok kavramı ve insanı bir araya getiren, sımsıkı kucaklayan, bağrına basan bir sözcüktür. sosyoekonomik durumdan, eğitimden, hayat şartlarından, güçten veya güçsüzlükten bağımsız bir kokuşmuşluğu, sahteliği dile getirir. edebiyatta örneklerini ararsanız, hamlet'in polonius'u (ve de kral-kraliçe çifti), james joyce'un marion bloom'u, anna karenina'nın kocası, savaş ve barış'taki berg karakteri örnek gösterilebilir(miş. hepsini okumadım bu kitapların, yanlış bir izlenim yaratmayayım.)

    bakın, the paris review'a 1967 yılında verdiği bir röportajda, poshlust hakkındaki bir soruya cevaben neler neler demiş nabokov, ben de burada boşu boşuna nefes tüketiyorum: "...bayat duygusallıklar, kaba saba klişeler, philistinism'in her türlüsü, taklitlerin taklitleri, sahte* özlü sözler, derinlikten yoksun derinlik çabaları, çiğ, moronik, namussuz pseudo-edebiyat... bunlar çok bariz örnekler. günümüz yazı dünyasında poshlost örnekleri bulmak için, freudyen sembollere, meymenetsiz mitolojilere, toplumsal meseleler hakkındaki sığ yorum ve eleştirilere, hümanistik mesajlara, siyasal alegorilere, sınıf ya da ırk konularındaki aşırı ilgi ve hassasiyete, ve de gazetecilik dünyasında kullanılagelen genellemelere bakmamız icap eder. poshlost kendisini, "amerika'nın da sovyetler birliği'nden bir farkı yok canım" veya "hepimiz almanya'nın suçunu paylaşıyoruz" türünden görüşlerde gösterir." [2. dünya savaşı sonrasında konuşuyor nabokov, soğuk savaş'ın en soğuk günleri..]

    dünyayı yok et butonu olsa, cyrano'dan bile atik davranıp (#527803) tereddütsüz basmama sebep olacak olan hemen hemen tüm çiğlikleri ve sefillikleri bünyesinde barındırabilmiş bir kavrammış bu poshlust.

    şu entryi yazma sürecinde bile poshlust örnekleri düşünürken, kendi hayatımda, kendi benliğimde gözüme çarpan poshlustlıkları tek tek sayarken öylesine daraldım ki, "size poshlustsuz günler dilerim" kadar berbat bir cümleyle entryi sonlandırmakta bir beis görmüyorum ihvanlar.

    durun durun, daha berbatını da buldum galiba:

    "poshlust yağmurlarında şemsiyesiz kalmamanız dileğiyle!"
  • ve fakat poshlost'u jargona armagan eden nabo (ki ben ona nabo derim, dostoyevsyiye de dasto derim. cunku dostoyevski dostoyevski diye degil, dastoyevski diye telaffuz edilir.) lolita'da poshlust'un allahini yapmamis midir?

    clare quilty ismiyle romana katilan ve humbert humbert'in vicdaninin yansimasi olan sahsin az yuvarlaninca "clear(ly) guilty" (acik(ca) suclu) oldugu, "ismi yuvarlaninca sembolize ettigi duyguyu ele veren karakter" poshlostunun allahi oldugu da net bir sekilde gorulecektir. kanimca bir karakteri ve sembolu romana boylesi bir uslupla entegre ederek nabokov "derinlikten yoksun bir derinlik cabasi, kaba saba klise, harf oyunlu bon edebiyat" yaparak tutmus kendi eline vermis, 100. yil cumhuriyet cocuk tiyatrosuna yakisir bir estetige yelken acmistir.

    ben de bu poshlost'un serefine baska bir poshlost ile nabokov'a buradan bas bas yapiyorum:

    "insan birisini elestirmeden once kendisine bakacak."

    (poshlost ama dunyanin tarihin kendisi posh, insanligin tekmili lost be nabo?)
  • the catcher in the rye'ın holden caulfield'i evrenin poshlust u ile didişip yine aynı poshlustluk ile cevap verir. aynı tekmilde oğuz atay karakterlerini de değerlendirebilir ve diyebiliriz ki derinlik ve anlamlaşlılaştırma çabası ile ne boş ritüellerden ne de anlamsızlığın kendisinden sıyrılınabilinir, insan sefil ruhunu taşımadan ne bir eylemde ne de bir cümlede göçer konar bir hayatı sürdürebiliyor diyerek ben de kendime poshlust tarihinde yazılı bir sayfa açarım.
  • “rusların kendinden hoşnut philistinism için kullandıkları özel bir ad vardır, ya da vardı: poşlast. poşlizm sadece açık şekilde değersiz olanı değil, yanlış şekilde önemli, yanlış şekilde güzel, yanlış şekilde akıllı ya da çekici olanı anlatır. bir şeye ölümcül poşlizm etiketini yapıştırmak sadece estetik bir yargı değil, aynı zamanda ahlaki bir ithamdır. hakiki, hilesiz, iyi olan şeyler asla poşlast değildir. basit, medeniyetsiz bir adamın çok nadiren poşlast olabileceğini söyleyebiliriz; zira poşlizm bir medeniyet cilası gerektirir. bir köylünün kabalaşması, şehre taşınmasını gerektirir. boyalı bir kravatın poşlizm üretmesi için, boyundaki samimi adem elmasını saklaması gerekir.

    eski rusya'da basitliğe ve zevk sahibi olmaya verilen önem sebebiyle, bu terimin çok hoş bir şekilde ruslar tarafından tasarlanmış olması mümkündür. ahlaki embesiller, sırıtkan köleler ve suratı ifadesiz kabadayılarla dolu günümüz rusyası artık poşlizmi fark etmez olmuştur, çünkü sovyet rusya'da poşlizmin özel bir harmanı vardır; zorbalıkla sahte kültürün harmanıdır bu. oysa eski zamanlarda hakikatin basitliğini arayan bir nikolay vasilyeviç gogol, bir lev nikolayeviç tolstoy, bir anton pavloviç çehov gerek eşyanın kaba veçhesini, gerekse değersiz sahte düşünce sistemlerini kolayca ayırt ediyordu. fakat poşlist’ler her yerde, her ülkede, burada olduğu kadar avrupa'da da mevcuttur; aslında amerika'daki reklamlara karşın, poşlizm avrupa'da buradakinden daha yaygındır.”* *
hesabın var mı? giriş yap