• öğretmen ile ilgili olarak; "hakaret içeren ifadelerde bulunmuş" şeklindeki ifade doğru ise "olması gereken olmuştur"...
    evrensel hukuk ilkeleri bunu söylemiyor mu?
    yoksa "hakaret edilen kişinin durumuna göre değişebilen" yeni bir hukuk normumu ihdas edildi...
    devlet memurları kanunu'nun ilgili maddelerine ise hiç değinmeyeceğim...
    tabi mesele başka...
    hakaret ile eleştiri arasındaki çizginin nerede başlayıp nerede bittiğini bu ülkede birileri hiç bir zaman öğrenemedi zaten...
    allah için öğrenmeye ihtiyaçları da yoktu... böyle bir insani kaygıları da...
    kendileri gibi düşünmeyen ve inanmayan herkese hakaret etmek o kadar doğal bir davranıştı ki onlar için...
    üstelik de bunu psikolojik savaşın her türlü aracını kullanarak "hakaret etmiyorum" diyerek yapmak...
    olmadı "tehdit" etmek...
    bunu televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde, sadece kendilerinin girme izni olan mekanlarda güle oynaya yaparlardı...
    hiç bir zaman eleştirilemez doğruları vardı çünkü onların...
    eleştirilemez ilkeleri...
    ama onlar eleştirebilirdi...eleştiri ile hakaret arasındaki çizgiye dikkat etmelerine gerek duymadan yapabilirlerdi bunu...
    onları "gerici", şunları "bölücü", bunları "liboş" olarak tanımlamak ve bu kelimeleri aşağılamak amaçlı olarak kullanmak onlar için sıradan bir olaydı...
    normaldi...
    ama azizim, öğreneceksiniz...
    bu kadim yeryüzü öğretecek bunu size...
    kendiniz gibi düşünmeyen ve inanmayan insanlara saygılı olmayı;
    ideolojilerinizin, sorgulanamaz tabularınızın hayatın sekmeyen döngüsü karşısında eriyişini izlerken tüm bunları da öğreneceksiniz...
    ve artık konuşmaya başlamadan önce, düşüneceksiniz...
    hukuku kendi kafanıza göre yorumlamaya kalktığınızda "acaba?" diye bir ses duyacaksınız içinizde...
    giyiminden kuşamından yola çıkarak insanları kategorize etmeye çalıştığınızda "sana bu hakkı kim ne zaman verdi?" diyen sesler duyacaksınız etrafınızda...
    hizaya geç dediğinizde "kim söylüyor bunu?" diyen sesler...
    içinizde bir yerlerde "biz nerede yanlış yaptık?" diyen cılız bir ses bile duyabilirsiniz...
    ama kendinizi hiç sorgulamadan, eleştirmeden; olmuş olan, olmakta olan ve olacak olan herşeyi kendi dışınızdaki sebeplerle açıklamaya devam da edebilirsiniz...
  • rte'nin ajanları feysbukta da görev başında. ne? ha? ters bişey mi dedin anında dava ediyor. bu kadar da olmaz ki bütün karşıt sesleri susturdu adamlar çete gibiler. herkes onlardan korkuyor.
  • bunun üstüne facebook engellenirse hiç şaşırmayacağım artık.
    bir eleştiriye karşı bu tutum ve davranış doğru değil. açarsın hakaret davasını, alırsın paranı, oturursun yerine. zamanında leman' a, penguen'e yaptığın gibi.
  • bu haberden totoliter rejime doğru gidildiği çıkabilir. korku ülkesi demek "aman, yanlış yapmamalıyım!" duygusunu telkin ediyor. eleştirmek, tepki göstermek yasak olacak çok yakında. ben devlet tiyatrosu sınavlarına giren bir kişi olarak, abdullah gül'ün facebook sayfasına bir yazı yazdım. mesela bu rejime yakışır bir şekilde kuşkucuyum aynı zamanda. ihtimalleri göz önüne alınca neden korkuyorum? neden aklım bu yönde çalışıyor? paranoya diyelim o zaman. olabilirde. artık çoğu kişi özgürce fikrini aktaramayabilir.
  • mustafa kemal atatürk şöyle diktatördü, böyle bilmem neydi diye bik bik öten, sevgili yurttaşlarımızın, sessiz kalacağı soruşturmadır.
    aynı zamanda da normal bir hukuk devletinde, çok haklı sebeplerden ötürü açılmış soruşturmadır. yersen. az bile yapılıyor. sen kimsin lan? başbakan'a hakaret ediyorsun ha, kimsin? kim olduğunu zannediyorsun?

    edit: korktum.
  • fecebook un kapatılmasına sebep olması gereken bir hadise!
    bu ne kardeşim millet gelmiş koskoca başbakanı eleştiriyor.siz kimsiniz ki böyle kudretli birini eleştiriyorsunuz ! oturun oturduğunuz yerde bakalım sesinizi çıkartmadan...bi defa bizim başb.... glückkkk!'^+'^+m

    (bkz: yemedi) (bkz: imdat)

    z.ö.e: yok artık bu da zamanın ötesine gitti. ya ben ünlemleri az koyuyorum ya da burada sağlam bir yapılanma var
  • soruşturmanın haklılığını, yaptırımların orantılılığını tartışırken aynı eylem sıradan bir vatandaşa karşı yapılsaydı ne sonuç verirdi onu da göz önünde bulundurmak lazım. hiçbir vatandaş kanunların önünde diğerlerinin üstünde olmamalıdır. söz konusu lafları -ne olduğunu bilmiyorum, önemsemiyorum da- derste etseydi görevden alınmasını haklı bulurdum, ama özel hayatında ettiği laflardan dolayı bir kamu görevlisini görevden almak 1984, brazil vs esintileri taşıyan bir hareket.
  • bu soruşturma facebook hesaplarımızı yönetirken dikkatli olmamız gerektiğini bize öğretmelidir. şimdi soruşturmaya uğrayan öğretmenin başbakanı eleştirmesi iki şekilde öğrenilmiş olabilir.

    ilk olarak , ki yüksek ihtimalle, öğretmenin arkadaş listesinden biri iletiyi görmüş ve şikayet etmiştir. arkadaş sayımız çok olsun diye herkesi eklememeliyiz.

    ikinci olarak, ki daha korkutucu ihtimal, başbakan veya başbakanın adamları feyk hesaplarla tedbil-i kıyafet facebookta geziyorlar. listene eklediğin melis veya berkcan aslında kudretli başbakanımız olabilir. "allaaah karıya bak" diye ekleyip özelden yazıldığın hatun, bir gün özelden "ananı da al git" git diye mesaj atarsa, hızla topuklamak en doğrusu.
  • öğretmen kemal -tayyipçiğim saçların hiç güzel olmamış, bence sarıya boyatmalıydın.
    (26 october 2010- 11.13)

    rte - :(
    (26 october 2010 11.14)

    öğretmen kemal - ayrıca ehheüe yanları da açılmış.
    (26 october 2010 11.15)

    rte - :((( görürsün sen!
hesabın var mı? giriş yap