• gün zileli'nin anı-biyografi serisinin son kitabı.

    gün zileli, iletişim yayınları'ndan çıkan anı serisinin son kitabında londra'da bir sığınmacı olarak yaşadığı 1990-2000 yılları arasını anlatıyor. gün zileli, bu kez kapitalist-emperyalist düzenin bir kağıt gibi buruşturup batının metropollerine fırlatıp attığı insanların dünyasını anlatıyor. kendi deyimiyle "londra'nın karanlık yüzünü"... "karanlıktakileri ancak gözünüz karanlığa alıştığında görebilirsiniz" diyor. karanlıktakileri görmek için mutlaka okunması gereken bir kitap.

    ayrıca kitabın girişindeki ceren cevahir gündoğan'ın "sığınmacının vatanı ayaklarının altındadır" sözü de bu haymatlosluğu çok etkili anlatıyor.

    ayrıca türkiye solunun londra'da konuşlanmış ve kurumlaşmış örgütleri, orada devam eden kısır mücadeleler, çekişmeler... anı serisinin daha önce yazdığı 2-3 ve 4. kitapları olan havariler, yarılma ve sapak'ta anlattıkları ve eleştirileriyle aydınlık hareketini ideolojik olarak ciddi hasara uğratan zileli, bu kez de dsip çevresini biraz hırpalıyor.

    kendini de gayri tutmayan samimi tavrıyla, eleştiri fiilini, hakkını vererek uygulayan gün zileli, "sığınmacılar"da, batı toplumunun ve küresel sistemin "karanlık" fotoğrafını çok iyi çekiyor.
  • inşaat sektörünün bulunmaz nimetidir. kiralık ve satılık ev konusundaki talebi arttırıp arzı sınırsız diyebileceğimiz kadar yükseltebilir. talep azaldıkça yenileri gelir ve talebi yeniler. böylece kira ve satılık ev fiyatları şaha kalkar.
  • erdoğan seçim kazandırdılar resmen.

    kilit suri suriler, paki pakiler, afganlar oldu maalesef.

    boşuna mı yıllardır besliyor bunları?

    5 yıl sonrası için de daha da çok mülteciye vatandaşlık verecek.

    şu an yaklaşık 2 milyon mülteci oy kullandı, bir sonraki seçimde 7 milyon kişiye çıkacak bence bu sayı.

    yazıklar olsun.
  • kuzey doğudaki illerimizde (kars, ardahan) kaçakaç diye bir kelime var. açılımı şöyle "kaç ha kaç" bu insanlar bazen rus bazen ermeni zulmünden kurtulmak için sürekli yer değiştiriyorlar, bu kelime oradan dile yerleşmiş. bu gün bile yaşlılar ile sohbet ederseniz "kaçakaç zamanı" diye başlarlar sohbete. bunu anlatmamda ki gaye insanlar keyfinden yerini yurdunu terk etmiyor. yaşadığı yerden memnun olsa daha iyi bir yer için herşeyi arkada bırakmayı göze almaz.
    hepimiz göçmen sorunundan muzdarıbız, çünkü kaynaklarımız bize yetmiyor, bu kıt kaynakları başkaları ile o yüzden paylaşmak istemiyoruz.
    yani biz haklıyız, ama göçmenlerin de haklı sebepleri var. kim ister itilip kakılmayı, horlanmayı, aşağılanmayı. bu kadar horlanmaya katlanacak kadar sebepleri var demekki. buraya kadar iyi göçmen güzellemesi yaptık, gelelim geri gönderme mevzuuna..

    uluslararası istatistikler şöyle diyor:

    "ülkesini terk eden insanların yüzde 60’ı ilk yerleştiği ülkede kalıyor. geri dönmüyor. daha iyi bir gelecek arayışını hep ülkesi dışındaki bir coğrafyada sürdürüyor."

    şimdi bu genel doğru, türkiye’de muhalefet partilerinin gündeme getirdiği “derhal ülkelerine göndereceğiz” söyleminin de hemen gerçekleşemeyecek bir vaat olduğunu gösteriyor.

    bu sayfalarda ümit özdağ sabaha uyanınca öğlene kadar hepsini göndermiş olacağına inananlar var. hatta "yav o kadar hızlı yapamaz" deyince bir yığın hakaret bile yersiniz.

    gerçekler hiç de ümit özdağ in vaad ettiği kadar hızlı olacağını sanmıyorum. yalnız bu parayla satılan vatandaşlık (göçmenleri) buna iyi bir çözüm gerek.

    keşke o mayınları temizlemeseydik (keşke o sarı ineği vermeseydik)
  • sığınmacı olmaktan çıkıp,kaygısızlar dizisindeki aile gibi ülkeye çöktüler
  • kısa ve net. sığınmacıların varlığını savunanlar türk düşmanıdır, türkiye düşmanıdır.
  • turkiyenin dostları olarak kendi vatanlarınıa gitmeliler.
  • geçici sığınmacılar, illegal yabancılar avrupa ve amerika'da bir numaralı sorun şu anda.
    çeşitli ülkelerde farklı yerlerde yaşanan criminal olaylar artık bu yabancıların ülkeye entegre olmak istememelerini ve farklılıklarını daha da ön plana çıkarmaya başladı:
    irlanda'da bir öğretmen ve anaokul öğrencilerinin bıçaklanmasından sonra yaşanan isyan nedeniyle bir aydır irlanda ayakta dublin riots
    tüm dünyada gösteriler devam ediyor: [https://youtu.be/bb0oywy6v5g?si=fiqotitfublmkcnz https://youtu.be/bb0oywy6v5g?si=fiqotitfublmkcnz]
    almanya'da insanlar kayıtlı 1 milyon sığınmacıya bu tepkiyi gösterirken bizim ülkemizdeki 10 milyon kaçak, illegal veya geçici sığınmacı statüsündekiler yüzünden yaşanan her türlü taciz, tecavüz, çocuk istismarı, cinayet, uyuşturucu mafyalığı da dahil her türlü criminal vakaya karışan, gıda ve konut stoklarımıza ortak olan bu güruha karşı başını kuma gömenlere sesini çıkarmayan uyuşturulmuş türkiye cumhuriyeti halkına ibret olur umarım.
  • az bir zaman sonra biz sığınmacı statüsüne gireceğiz.
hesabın var mı? giriş yap