• saglik bakani recep akdag'in diline pelesenk olmus proce. saglik sisteminin yeniden yapilandirilmasi gibi bir hedefi var. önceden de bilinen aile hekimi, düsük maliyetli tedavi, vs. nedense pek inandirici görünmüyor, ayri..*
  • yavaştan rengini belli eden projedir.

    http://haber.sol.org.tr/…setler/mansetsag/6247.html

    yakında herkes ama herkes özel hastaneye gidecek! yuppiii...
  • sosyal güvenlik kurumuna ödül getiren projedir.

    kaynak

    kamuoyunda sağlıkta dönüşüm projesi olarak bilinen sağlık ve sosyal güvenlik reformu projesi, ak parti hükümeti tarafından 2003 yılında hayata geçirilen ve halihazırda sürdürülen sağlıkta dönüşüm programının ikinci dönemini oluşturmakta olup üç bölümden oluşmaktadır:
    1. bölüm: sağlık bakanlığı'nın stratejik planına destek verilmesi,
    2. bölüm: koruyucu sağlık hizmetleri için çıktı bazlı finansmanın pilot çalışmasının yapılması,
    3. bölüm: sağlık hizmetlerinin finansmanı ile ilgili olup, sgk tarafından yürütülmektedir.

    1. ve 2. bölümü sağlık bakanlığı tarafından yürütülen proje ile ilgili olarak dünya bankası tarafından sosyal güvenlik kurumu'na ödül verilmesi ise son derece manidardır.
  • sağlıkta dönüşüm programıyla şimdiye kadar ne oldu, bundan sonra ne olacak?

    1- bütün toplumu sosyal güvenlik şemsiyesi altına alma vaadiyle sosyal güvenlik sistemleri genel sağlık sigortası çatısı altında birleştirildi.

    sonuç; teminat paketi daraltılarak hastalardan katkı/katılım payı adı altında ek ödeme talep edilmiş böylelikle özel sağlık kuruluşlarına ve özel sigorta şirketlerine "müşteri" yaratılmaya çalışılmıştır.

    2- aile hekimliği modelinin uygulamaya konması ile hekim hasta ilişkisi satıcı-müşteri ilişkisine dönüştürülerek taşeron hizmet alımına gidilmektedir.

    sonuç; birinci basamak sağlık hizmetlerinden devlet tamamen çekilmiş, dolaylı da olsa özelleştirilmiştir.

    3- kamu hastane birlikleri yasa tasarısında öngörüldüğü şekliyle bakanlık bünyesindeki sağlık kuruluşlarının bir anlamda özerk sağlık işletmesi statüsüne geçirilmesive daha sonra da işletme hakları devredilmek yoluyla özelleştirilmelerinin yani ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesiyle sağlık alanında kamu hizmeti sona erdirilecektir.

    toplum sağlığı merkezleri kapatılmaktadır, çünkü sağlıkta dönüşüm programı'nın temel güdüsü toplum sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesi, iyileştirilmesi değil, kârlılıktır; çünkü, sağlık hizmetlerinin planlanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi, bulaşıcı hastalıkların kontrolü, üreme sağlığı hizmetleri, çevre sağlığı hizmetleri, okul sağlığı hizmetleri, sağlığın geliştirilmesi ve sağlık eğitimi gibi pek çok konuda faaliyet göstermesi gereken toplum sağlığı merkezleri, gerekli alt yapı ve eğitimli insan gücünden yoksundur; çünkü, program hazırlanırken alt yapı ve nitelikli insan gücü yetiştirilmesine yönelik planlamalar yapılmadığı gibi hiçbir somut adım da atılmamış, çıkan her sorun anlık uygulamalar, yönerge-yönetmelik-yasa değişiklikleri ile kapatılmaya çalışılmıştır; çünkü, yönergeler-yönetmelikler-kanunlar bir planlama çerçevesinde değil sosyal devlet görüntüsü vermek için hazırlanmakta, böylelikle nihai hedef olan sağlık kurumları ve işleyişindeki "özelleştirme", toplumsal faydayı ilke edinen demokratik güçlerin ve kamuoyunun engelinden kurtulmak için bir "oldu bittiye" getirilmektedir.
  • cumartesi günleri poliklinikleri çalıştırarak bir yeniliğe daha şahit bırakan proje. neden vatandaş işinden gücünde fırsat bulamayıp muayene olmaya gidemediği için devlet memuru olan doktorları vatandaşa sunarak yeni bir oy avcılığı. kardeşim o zaman aç vergi dairesini, belediyeyi ve diğer devlet kurumlarını orda madur olan vatandaş ta görsün işini. ama olurmu bakanlık doktorunu öyle bir pazarlarki bu günlerde kıymetli olan oyları takdirleri üstünde toplar. bizim i,nsanımızda madem vergisini veriyoruz bakacaklar tabi der, ama kaçıran hala kaçırı vergisini bunun peşine düşülmez, doktor cumartesi polikliniği açmadımı dakkada yer soruşturmayı.
  • dünya bankası sosyal güvenlik kurumu'na bu projeden dolayı başarı ödül vermiştir. *

    ödül veren kim? dünya bankası

    ödülü alan kim? sosyal güvenlik kurumu

    şimdi geçmişe bakıp bir değerlendirme yapalım. 1980'lerden sonra dünya bankası ne dedi. dünyada insanların vazgeçemeceği iki şey vardır. birisi eğitim, diğeri sağlıktır. eğer eğitim ve sağlık sistemleri sektörleşir ve özelleşirse bu sektörler büyük karlar edecektir. peki türkiye'de ne oldu. 90lardan itibaren türkiye'deki özel hastane ve özel okul sayısında patlama oldu. devlete bağlı hastaneler ve eğitim kurumları yeterli maddi desteği alamamakla birlikte özel kurumların aşırı derecede büyümesi ve gelişmesi halkı özel sektöre yöneltti.

    takip eden yılllarda sağlık güvencesi olan bağ-kur, ssk, emekli sandığı tedavi masraflarını özel hastanelerde de karşılamaya başladı. tabi ki bu "sağlıkta dönüşüm projesi" kapsamında sağlandı. 2003 yılında başlayan projenin çıkış kaynağının 80lerdeki dünya bankasının dedikleri çevrevesinde planlandığı çıkarımında bulunmak zor olmasa gerek.

    neyse sağlıkta dönüşüm proje ne diye tanıtıldı. herkese eşit sağlık hakkı! herkes her ihtiyacı olduğunda tedavi görebilecek. oha lan süper bir şey olsa gerek bu. önce tüm kurumlar sgk çatısı altında toplandı. doktorlara ya devlet hastanesinde çalış ya da özel hastanede ikisini birden yazamazsın denildi. tıp fakültesi kontenjanları iki katına çıkarıldı. amaç herkese eşit sağlık hizmeti.

    eyvallah nakledilen fikir kimsenin laf edemeyeceği süper bir şey. ama sonuç? dünya bankası türkiye'de sağlık sektörü'nde parayı yöneten sgk'e ödül veriyor!!! aferin sgk'a, böyle devam etsin.

    şu anda neler dönüyor.

    tüm doktorlar gece gündüz demeden çalışmak zorunda, performans davası var ya. çalıştığın (!) kadar maaş alıyorsun.

    artık profesörü de doçenti de hasta bakacak. niye? çünkü hasta doktorunu seçme hakkına sahip. evet hasta doktorunu seçme hakkına sahip. ama asıl görevi asistan hekimleri ve tıp fakültesi öğrencilerini yetiştirmekle görevli, uzman doktorların çözemediği ileri vakalarla uğraşmakla görevli olan öğretim üyeleri hasta bakmakla görevli. artık hocalarımız asistan abilerimiz, ablalarımız gibi hasta bakıyor. niye? ekmek davası. çünkü hasta bakmazsa para kazanamaz. çünkü onun görevi bu projeyle birlikte hasta bakmak, geleceğin ve şimdinin hekimlerini yetiştirmek değil.

    tıp fakültesi öğrencileri sıkıntı yaşıyor. niye? çünkü gelecek kaygısı aldı başını gidiyor. mecburi hizmet, askerlik, tus... bunların hepsi birer sorun. bir de bunlar yetmiyor gibi altyapısı oluşturulmadan, yök'ün üniversitelere dayatmasıyla kontenjanlar uçtu gitti. 30 kişinin ders gördüğü sınıfta artık 70 kişi ders görüyor. bu da yetmezmiş gibi şu anda tusa x kişi giriyor, öğrenci sınava girdiğinde sınava girecek doktor sayısı 2x olacak. ee olsun, ne sıkıntı var ki. sıkıntı şurada alınacak uzman hekim sayısı çok çok az artarken pratisyen hekim sayısı tonla artmakta. ee bu ülkenin pratisyen hekime ihtiyacı yok mu? hangi hasta uzman doktor varken, pratisyen hekime gitmek ister. kimse!!! ee bu proje buna çare bulmadı mı, buldu. aile hekimliği sistemi. artık amerikadaki gibi her ailenin bir doktoru olacak. iyi de bunun kime ne faydası olacak ki türkiyede. bursa'da bunun pilot uygulamasını yaptılar, onca masraf sonucunda ne değişti, hiç bir şey. sadece devletin parası harcandı.

    ya bir bırak allah aşkına, hep doktor açısından baktın hasta açısından hiç bakmadın diyeceksiniz. hastalar açısından ele alalım.

    performans davası hastalar tarafından biliniyor mu? yakın çevrede bir doktor yoksa ya da konuya ilgi gösterilmişse bilinmiyor. bu arada performans da bir kongrenin adı, adlandırılması oradan geliyor yoksa ne proje kapsamında ne de "tam gün yasası"nda adı geçmiyor. neyse bu gereksiz bilgiden sonra konuya dönelim.doktorlar para kazanabilmek için ya daha fazla hasta bakmalı ya da aynı hastaya daha fazla işlem yapmalı. şimdi bunun insanların sağlığına fayda getirebileceğini kim söyleyebilir.

    bu projenin eksilerini dökmek saatler sürecektir, belki artıları da öyle ama bu eksileri görmüşken + derdine düşmek çok fazla tarafcılık olacaktır. benden söylemesi.

    son olarak, bu proje başarılı mıdır? evet, sonuna kadar başarılıdır. ak parti iktidarı bu projeyle amacına ulaşmış, sağlık sektöründen kendilerine ve yandaşlarına iyi bir rant sağlamıştır. bana inanmıyorsanız dünya bankası'na sorun.

    dip not: yazdıklarımın başında eğitim de vardı ama o konuda yeterli bilgi düzeyine sahip olmadığımı düşündüğümden fikirlerimi belirtmedim. umarım bu açığımı da kapatırım yakın zamanda.

    ayrıca : http://www.facebook.com/…2.294827.521983871&theater
  • (bkz: çok ses tek yürek)

    bu da, halkanın bir parçası tıp asistanlarının 25 şubat 2011 eylemi'nden : http://www.youtube.com/watch?v=gc80f-x5fje

    "doktor ne demek? performansla çalışan tüccar mı demek?"
  • doktorun insan olduğunu tamamen unutturan proje. varsa şikayet yoksa soruşturma. "hizmet" kalitesiz, istemediğim halde günde 70-100 hasta bakıyorum çünkü. mesai saatine göre hesaplayın bakalım hasta başı kaç dakika düşüyor. performansına başlayayım. istemiyorum ben böyle çalışmayı." o kadar hasta bakma o zaman daha az para al" diyecek gerzekler için peşinen söyleyeyim, hasta sayısını belirlemek ya da kısıtlamak elimde değil ve sadece doktorların değil hastanelerin de performansları değerlendirildiği için bu kadar yük sırtımızda. son olarak buyurun entryime bakın nasıl çalışıyoruz, muhtemelen savunma istenecek.

    (bkz: #23704054)
hesabın var mı? giriş yap