*

  • aslında müşteri lokantaya/restoran(öyle)/büfe vs. ye oldukça sakin ve karnı aç olarak girmiştir. fakat gel gör ki ortamda çalışan salak garson değil siparişi almak, yürürken bir sağ bir sol ayağı kullanacağını bile unuttuğundan; siz ekmek bile isteseniz, size patates getirme denyoluğuna sahiptir. işte o andan sonra ortaya çıkan dialoglar silsilesinin genel adıdır.
  • ekmekler bayat gelmiştir.
    - bakar mısın..
    - buyrun..
    - bu ekmekler bayat..
    (ekmekler herife verilir..)
    (aradan 5 dakka geçer.. hala ekmek gelmemiştir.)
    (daha sonra herifi orada köşede bir yerde ayakta dikilirken görüp, ek kol hareketi ile masaya çağırırız)
    - kardeşim. ekmek bayat dedim. 5 dakka geçti. ekmekten eser yok. hamur halinde mi hala..?!?
    (deyip. sinirimizin ne kadar tavan seviyesine yaklaştığının farkına varmasını sağlarız..)
    - eee... ekmekler bayat diye verdiniz.. bende götürdüm..
    (aha işte tavana deydi sinir)
    - ulan.. ekmek bayat diye verdiysek. tazesini getir diye verdik.. alla alla..
    (bkz: mal)
  • müşteri:pardon bakar mısınız?
    garson üç metre öteden cevap verir:bakıyom ya!
  • garson masanın yanında volta atıp durmaktadır.hatta tabanca çekmek üzere bekler gibi bir
    vaziyettedir :

    müşteri: bakarmısın ?
    garson : buyrun efem
    müşteri: deli dana gibi dolaşıp durma yanımda, sinirimi bozma delikanlı.
    garson : pardon efem, bir kusurum varsa, eheh..afedersiniz yani.
    müşteri: estağfurullah kardeşim, yanımda dikilme diyorum sadece !
    garson : beyefendi niye bağırıyorsunuz ki şimdi yani, eheh..
    müşteri: ben bağırmıyorum !!
    garson : peki, eheh..
    (bkz: daha gider bu)
  • asabi müşteri deli gibi yağan yağmurdan sıyrılıp masasına yaklaşmış, daha üzerindekileri çıkarmadan garson başına dikilmiştir*:

    - iyi günler ne alırdınız?
    - (buğulanmış gözlüklerin üzerinden bakarak) önce bir nefes alsam, sizce bir mahsuru yoksa tabi...
  • anlayışı kıt bir garson ile o anda pek böyle şeyleri kaldıramayacak bir ruh hali* içinde olan bir müşterinin arasında geçmesi muhtemel diyaloglara verilen isim. yaşanmış bir ayrıntı için bkz:

    garson: içecek bir şey alır mıydın abi?
    müşteri: fanta
    g: aslında hava sıcak, ben sana bi kola getireyim şöyle buz gibi*?
    m: ne dedin sen?*
    g: kola abi, buz..*
    m: sen şimdi bana kola mı getireceksin? (renk kızarıyor bu arada)
    g: tamam abi ben fanta get...*
    m: sen bana kola getircen demek*?
    g: yok abi ne kolası valla fant*...
    m: laaaan*
    g: abim?*
  • müşteri - x var mı?
    garson - eeee. x yok ama y var..? (bkz: cin garson)
    müşteri - banane?
  • aslinda bu diyaloglar basladiginda ne garsaon salaktir ne de musteri asabi..
    ancak diyalog ilerledikce garson salaklasmaya, eli ayagina dolasmaya, musteri de sinirlenyeme seğrimeye baslar...
    bu nedenle "garson-musteri diyaloglari" gibi bi baslikda incelenmesi daha uygun olabilecek diyaloglardir.

    ornek:
    mekan taksimpia
    -pardon bu size ait sanirim...
    hic usenmeden elinde tuttugun roka uzerinde tatli tatli salinan yesil tirtil ile beraber, isletmeci kisvesine burunmus cins kisinin yanina gidilerek , uzatilir sakin sakin, sonra garson gelir, servis yenilernir, sonrasinda...
    -elinizdeki o yaprakla oraya kadar gelip birakmaniz hic hos bi davranis degil!!
    -tabagimdan canli gayet saglikli tirtilin cikmasi da oyle...
    - o bizim servisimize dahil degi !!..
    -ama benim tabagima dahil...!!
    -yeseydiniz hic bisey olmayacakti... gormeyecektinizz!!
    - nasi yani???? yemedigim icin simdi de ben mi suclu oldum!!!??
    uzayip giden sinir yapan diyaloglar...
    oysa baslangicta ne o salakti ne ben asabi...
  • müşteri-garson bey bakar mısınız?
    garson-buyrun?
    müşteri-çorbamın içinden sinek çıktı.
    garson-kısmet!!

    aynen yaşanmıştır..
  • -lahmacun var mı?
    --yok
    -pide var mı?
    --yok
    -dürüm var mı?
    --yok
    -lahmacun familyasından herhangi bir yiyecek var mı
    --? ?? ???

    (bkz: lahmacun familyasından yiyecekler)
hesabın var mı? giriş yap