• eglence ortamlarinin en ekstrem kompetisyonlarindan biri.. n sayida yari$manin amaci, n-1 sayida olan sandalyeye oturmaktir. muzik calar, ve insanlar dans ederek sandalyelerin cevresinde donmeye ba$lar. muzik durdugunda ayakta kalan diskalifiye olur. sandalye sayisi bir azaltilir ve yari$ma yeniden ba$lar, boylece gider. bunu takiben ideal eglence atraksionu olarak sahil atesi onerilir.
  • aptalca bir sekilde hep ayni kisinin ayakta kaldigi gorulebilecek yarisma. cunku ilk seferde yerlerini kapmis olan guruh, yine ayni yerlere yonelecektir; kimse kimseyi itip kakmiicaktir. ayakta kalan kisi ise kararsiz kararsiz bi oraya bi buraya kosturacaktir.
    herkes o kadar kendinden emin bir sekilde oturacaktir ki koltuguna, acikta kalip dolanmakta olan, hicbirisininkini ele gecirmeye cesaret edemiicektir.

    sandalyelerin arasinda gezinmek seklinde degil de, etrafinda donmek seklinde, ayni yere yonelimin gecersiz olacagi dusunulebilir. ama yine de herkes, psikolojik olarak, bulunduklari konuma gore bir onceki gibi konuslanmis sandalyeye yonelebilir. bu eger bir kac kere ust uste yasanirsa, artik o acikta kalanin isi bitmistir. digerleri gercekten onun cok beceriksiz oldugunu dusunmeye baslar. ve iste boylece, hayattaki dengelenmeyi uygulamali olarak ogrenmis olursunuz.*
  • cemiyet ortamlarında, anaokullarinda oynanabilicek, muzik esliginde katılanların sandalyeleri tavaf ettikleri, muzik kesilince bulunan sandalyeye oturmalarını gerektiren oyun. katilanlarin her seferinde tongaya dustugu, illa birinin kucağa oturmaya calistigi, azalan oyuncu kitlesiyle artan heyecan katsayısı sahibi atraksion.
  • bir oyun adi. x sayida sandalye ve x-1 sayida oyuncu vardir. muzik calinmaya baslar. x-1 sayida insan siralanmis x sayidaki sandalyenin etrafinda dansederek donerler. muzik durdugunda x-1 sayidaki insan x sayidaki sandalyeye oturmaya calisir. dogal olarak 1 kisi disarda kalir. x sayida sandalye x-1 sayisina azaltilir. x-1 sayidaki kisiler de artik x-2 sayisindadir. 1 kisi kalana kadar oyun devam eder...

    (bkz: mcdonaldsda dogumgunu yapmak) olayina girildiginde bu kesin oynanirdi.
  • teamspeak üzerinden yapılmış world of warcraft uyarlaması yarıp geçiren oyun.

    http://www.youtube.com/watch?v=k2f0agmax7w
  • bildiğin sandalye kapmacadır. ingilizceden türkçeye abuk bir tercümeyle (musical chairs = müzikli sandalye) bu adı almıştır. müzikli sandalye diyenlerle dalga geçebilirsiniz, ben geçiyorum. dövüp dövmemek sizin takdirinize kalmış, ben sevgi pıtırcığı bir kelebenk olarak dövmüyorum.

    (bkz: sandalye kapmaca)
  • bir çocuğun büyüyünce nasıl biri olacağını 6-7 yaşında gösteren oyun. öjeniyi savunan biri olsam genlere, ırka, iq'ya falan bakmam. gerekli yaşa gelince sandalye kapmaca oynatırım.

    piçin biri oyun boyunca kucak dansı yapar gibi götünü sandalyeye sürtüp duruyorsa o çocuk büyüyünce ihaleye fesat da karıştırır, vergi de kaçırır, sigortasız işçi de çalıştırır, çalıntı soruyla kpss'ye de girer, intihal de yapar, taşeron da olur, rüşvet de verir, grev de kırar. üç kuruş için yemeyeceği bok olmaz.

    oyun sırasında müzikle birlikte oynayan, sandalyeyi pek umursamayan, yüzünde gerginlik değil gülümseme olan çocuksa bu dünyanın ihtiyacı olan insan tipidir işte. muhtemelen hayatı bok gibi geçer. yavşaklığa pek tahammülü olmaz. her şey yavşakça tavizler gerektirdiği için yaşam enerjisi emilir.

    yaşlar 30-35'e gelince, yüzlerdeki gerginlik ve gülümseme yer değiştirir. ilk grubun suratında yavşak bir gülümseme, ikinci grubun yüzündeyse tiksinti içeren bir gerginlik olur.

    en iyisi ilk türü henüz çocukken fare zehiriyle imha etmek.
  • ileri görüşlü anasınfı öğretmenlerimiz tarafından bizi metrobüse hazırlamak için oynatılmış oyun.
  • katılımcıların sayısı sınırlı tutulmazsa ortalığın karışabileceği yarışmadır.
    uçan sandalyeler
  • yüzümde bir garip tebessüm yaratan müzikli sandalye oyunu. çalan müzik durunca boş sandalyeye çömüyorsun. çömemezsen, oyundan çıkıyorsun.

    sene.. 1997 ya da 1995.. 7-8 yaşlarındayım.. günlerden kuzenimin doğum günü. capitol'de bilen bilir, üst katta mcdonald's vardı. annem dedi, kuzeninin doğum günü olacakmış, seni de almaya gelecekler.. eh peki dedik, gittik. kuzen de kolejde okuyor, gelen çocuklar da hep canti, fiyaka. giyimler kuşamlar, ayakkabılar falan herkes çok güzel. bense üstümde pazardan alınmış, yeşil kazağımnan saf saf köşede bekliyorum..

    bi baktım 9-10 tane sandelye birleştirildi, teyp geldi müzik başladı.. hadi rebel sen de.. hooop derken sandalyelerin etrafında dolaşıyorum, bilmiyorum ki ne oyunu. kimse birşey de anlatmadı. herkes dans ediyor, bense ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. derken teybin stop tuşuna bi basıldı. herkes şak! oturdu. ben kaldım ayakta. o an o çocukların kahkahası.. benim bi bok anlamam falan.. yeşil kazağımnan orada ciddi ciddi kızarmış, karpuza dönmüştüm.
    hey gidi çocukluk işte..
hesabın var mı? giriş yap