• istanbul-tekirdağ yolu üzerinde bir sahil beldesi. istanbul'dan tekirdağ yönüne giderken silivri'ye gelmeden yer alır
  • deniz kıyısını tümüyle kaplayan dizi dizi sitelere,
    ( kıyıkent,yalıkent,denizkent,yenikent..) istanbul'a 45 dk uzaklıktaki tatil yeri.haftasonları artan nüfusa ve yosunlu denize sahip.
  • sitelerde değil de, asıl selimpaşa beldesindeki plaj halka açıktır. 2002 yılı yazında belediye tarafından sahilde kumsalın yanısıra yeşil alan düzenlemesi de yapılmıştır denize girmek isteyenler için.
    kadir has üniversitesi'nin bir kampüsü de selimpaşa'da deniz kıyısında bulunur ancak belediye ile kira bedeli konusunda olan anlaşmazlık nedeniyle kampüste öğretim durmuştur, hatta bina boşaltılmıştır.
  • seksenli yılların sonlarına kadar "köy" havasını ve kimliğini koruyan, 90lı yıllarda "çarpık yazlıklaşma*" hareketine yenik düşen yerleşim birimi. bir zamanlar selimpaşa'da (pazar günlerinin günübirlik kalabalığı dışında) rahatlıkla denize girilir, taze köy yumurtası ve inekten sağılmış taze süt bulunur, nizami ölçülerdeki futbol sahasında maçlar - turnuvalar izlenir, tavuk gıdaklamaları - tezek kokuları ve eski rum evleri arasında yürüyüş yapılır, akşamları yazlık sinemaya gidilirdi...
  • selimpasa yerlilerinin modifiye şahinlere doluşup, yoldan geçenlere auuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu diye bağırma huyu vardır ki, yaşanmadan anlaşılamaz. eğer yolda geçen kişi yabancıysa garip garip bakar arabanın içine ne yapıyor bunlar diye, bir de üzerine dayak yer sırf baktığı için. yok eğer o da yerliyse auuuuuuuuuuuuuu diye cevap verir ve bu garip ritüeli başarıyla tamamlar.
  • istanbul-tekirdag yolunda kumburgazı gecince silivriye gelmeden ulasılan yazlık mekan.son yıllarda eskiden sahip oldugu yazlık mekan havasını giderek kaybediyor. belediye tarafından yapılan halk plajı guzel bir olusum olmasına ragmen yazlıkcıların bu durumdan hosnut oldugunu soyleyemeyiz,ozellikle haftasonu park ucreti vermek istemeyen insanlarımız yazlıkcıların evlerinin onundeki en ufak alana dahi araclarını park ederekten istenmeyen tartısmalara sebep vermektedirler.eskiden dolup tasan okul sahası yeni nesilden genclerin olmaması sebebiyle bos kalmaktadır.gittikce kotulesen denizin keyfini cıkaramayan yazlıkcıların bir kısmı hevesini ya liman arkasındaki kayalıklarda girerek yada cevredeki sitelere sızaraktan alıyor.nitekim selimpasadaki sitelerin denizi acık plaja gore oldukca temiz.
    selimpasada ayrıca bircok kez bamya toplayan teyzelere rastlabilirsiniz,zaten selimpasanın bamyası meshurdur.
  • selimpa$anın bir de futbol takımı vardır.amatör çapta önemli ba$arıları imza atmı$lardır.hemen yanı ba$larındaki ortaköyün futbol takımıyla galatasaray-fenerbahçe ezeli rekabeti misali bir mücadele bir çeki$me vardır.oynanan her maç karakolda biter.
  • selimpaşa'dan birçok yetenekli 2. lig futbolcusu da çıkmış, bir şekilde bunların hepsi zamanında istanbulspor'da futbol oynamıştır.
    selimpaşa'nın geçrek bir köy havasında olduğu, benim çocukluğuma denk gelen zamanlarda, yerli halkın önemli bir bölümü çiftçilikle uğraşırdı. en çok yetiştirilen ürünler bamya ve topatan kavunuydu ki bu nedenle futbol takımının renkleri bamyanın yeşili, kavunun kavuniçinden oluşmaktadır.
  • küçükken gitmek için gün saydığımız yazlık yer.
    yaz tatiline girsek de bir an önce yazlığa gitsek hayalleriyle yaşardık sırf. gündüzleri (o zamanlar) temiz olan denize girer, akşama doğru bilardo salonuna çıkar bilardo ya da okey oynar, akşamları da yemekten sonra süslenip püslenip hevesle deniz kıyısına inilirdi. ya da hüsnü adında bir dondurmacısı vardı, topluluk halinde oraya yürünürdü. her akşam piyasaydı, erkekler kızları keser, kızlar erkekleri keserdi. yeni araba alan herkes sabahtan akşama kadar deli gibi tur atıp, akşam da hüsnünün önündeki otoparka çekerdi arabayı.
    yaz aşkları güzel olurdu. o zaman saftı herşey. aşıklar tepesi vardı, geceleri oraya gidilirdi bazen. denize bakıp elele tutuşulurdu sadece. ilk öpücük bir arabanın içinde olurdu, daha heyecanlı olurdu. sevgiliden ayrılmamak için yemek yenmez, sahil kenarında büfeden abur cuburla öğün geçiştirilirdi.
    denizin rüzgardan dolayı pislenmesi bahanesiyle acarkentin havuzuna gidilir, akşama kadar havuz başında piyasa yapılırdı. o zamanlar homojen yanılırdı çünkü mal gibi yatılmaz, arkadaşlarla muhabbet edilirdi. akşamları kumburgazdaki gece klüplerine gitmeyenler deniz kenarında toplanıp şarkılar söylerdi; bir yandan çekirdek çıtlatıp.
    şimdi gidildiğinde hayal kırıklığı yaratan yer olmaktan öteye gidemez. eski arkadaşlardan kimse yoktur, kapıları kilitli, panjurları iniktir.
    özlenir eski selimpaşa.
  • selimpaşa, cumhuriyetten önce bir rum köyü imiş. cumhuriyetin ilk yıllarında gerçekleştirilen mübadele ile, yerli halk yunanistan'a giderken, buraya selanik'e bağlı bir köyden gelen türkler yerleştirilmiş. yani selimpaşa'nın şimdiki (türk) yerlisinin tamamı selanik göçmenidir. kaynak: selimpaşa'nın yerlisi olan dedem.

    o zamanın rum yapısı evlerinden birkaç tanesi pek iyi durumda olmamakla birlikte hala durmaktadır. içerideki eski ortaokul da tarihi binalardan biri olup, restore edilmiştir, görülesi mekanlarından biridir selimpaşa'nın.
hesabın var mı? giriş yap