sep

• (bkz: somebody else's problem)
• ks. september..
• geleceğin dorian yates'i. azimli badici kardeşimiz.
• jerry seinfeld hayrani, pek buyuk ihtimalle madenlerle istigal eden, etmis olan, etmekte olan, en azindan okulunu okumus iste yav; mugla (hemen akabinde yatagan, bodrum, gokova) menseili 7. nesil yazar^* bir de seperyon var ama onu tam bilemedik henuz.
• ince zekalı.
• askerlik hususundaki en kıl-tüy sorularımı bile üşenmeden cevaplayan yardımsever, düşünceli insan.
• ks. symantec endpoint protection
• askerlik hizmetimin^* hangi ilimizde olacağını internetten öğrenmem ve çoğu yazar gibi birliğimi sözlüğe yazmamla muhabbetimizin başladığı can tertip yazar.
  sözlükten genel bir endişe alışverişi sonucunda tahmini eşgalimizi birbirimize vererek^* "süloğlunda görüşürüz!" diyerek vedalaştık. ilk ictimamızda kendisini arasam da bulamadım, sonra vazgeçiyordum ki o beni "fast food"da buldu ve ortama bomba gibi bir giriş yaptı; "ben xxx, ekşi sözülükten sep."
  kısacası hem tertip, hem 1. takımın neferi, hem yan koğuşun askeri, hem de sözlükten badimdir benim için. acemilikte aldığı efsanevi "yumurtalık istirahati" ile gözümüzde imrenen bir yere de sahiptir aynı zamanda. buz gibi ayazın göbeğinde köpek gibi titreyerek yaptığımız eğitimlerden sonra 15 gün boyunca kendisini sıcak yatağında uyurken gördüğümüz için, her ictimada bir eksik tekmil verip "nerede lan bu adam?" sorusuna istirahatte dediğimiz için takım olarakta sık sık kulaklarını çınlattırdık ayrıca.
  
  usta birliği için ilk gözağrımız garnizonumuzu terkettiği için kendisini yine görmem bizim baba ocağı garnizonun kullanıldığı bir tatbikat için olmuştu. artık usta asker olan "çavuş" sep, istirahat aldığı zamanlarda ki gibi yatmıyor, bambaşka birisi olduğunu bize belli ediyordu^*. ve ne yazık ki bu tatbikattan sonra kendisini bir daha göremedim. kimisi tatbikatta patlamamış mühimmat toplarken atomlarına ayrıldığını, kimisi ileri gözetleme yaparken yanında patlayan havan mermisi ile aydınlanıp küçük bir köyde inzivaya çekildiğini, kimisi de kendisine zimmetli unimogu ile dağlara kaçtığını söylese de ben biliyorum ki kendisi muğla'da mutlu mesut yaşamakta.
• (bkz: stanford encyclopedia of philosophy)
• ks. simplified employee pension