• (bkz: misty moor)
  • (bkz: the moor)
  • acının notalara dökülmüş hali. kanatan, kan ağlatan bir ağıt albümü. çok düşündüm başka bir tanım bulamadım. şarap, dolunay, kış ve gece ile süslenirse sonucu intihardır.
  • metallica'nın master of puppets albümü, megadeth'in rust in peace albümü thrash metal için ne ise, empyrium'un songs of moors and misty fields albümü doom metal için odur. öyle güzel albümlerdir ki, zamanında grup elemanları böyle albümler yapıp çıtayı en üst seviyeye öyle bir yükseltmişlerdir ki, kendileri müzik bilgilerini ne kadar geliştirirlerse geliştirsinler, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bir daha bu kalitede, böylesine kusursuz albümler sunamayacaktır dinleyenlerine. bu müzikleri dinleyebildiğimiz için gerçekten çok şanslıyız, özellikle günümüzde müzik bile denmeyecek işleri ilahlaştıranların çoğunluğu oluşturduğu bir dönemde olduğumuz göz önünde bulundurulduğunda. geceleri yalnız başına dinlendiğinde müzikten çok dostmuş gibi gelir insana bu müzik. resmen nimet. fakat hala insanlar çingenelerin düğünlerinde çalan davul gibi sürekli aynı ritmi tekrar eden, cinsellikten ve çirkin aşktan ileri gidemeyen sözleri barındıran ve doğru dürüst bi melodisi bile bulunmayan şarkıları dinlemekte ısrar etmekteler. etsinler, bunları biz dinleyelim, biz farkına varalım bu güzelliklerin, biz çıkaralım keyfini. ne kadar bencile bir düşünce de olsa, insanların aptallıklarını ve bu aptallıklarıyla övünmelerini gördükçe bu düşüncenin ne kadar ''olması gereken'' olduğunu anlıyor insan. rahatsız olduğum nokta da zaten onların bu müzikleri dinleyemiyor olması değil, bu müziği yapanların hakettikleri değeri hiç bir şekilde göremeyip müziği katleden sanatçılar ve onları dinleyen ezici çoğunluk yüzünden gerçek müzik yapan farklı insanlarla beraber zamanla, gün geçtikçe arka planda kalıp silinmeye yüz tutuyor olmalarıdır. evet söyleyeceklerim bu kadar iyi geceler
  • bu albümü dinledim dinleyeli bir garibim, her daraldığımda dinlerim... 2000'lerin başında, "al bir dinle bak" diye öneren arkadaşıma selam ederim. güzel kardeşim, nerededir kim bilir..

    mourners diyeyim sadece....
  • şarkılarda; yalnız bırakılmışlığa, anlaşılamamışlığa bir isyan vardır bas bariton markus stock'un sesi ve oldukça sürreal sözler ile. doom metal'i doom metal yaptığını düşündüğüm, empyrium'un en sert ve en "empyrium" albümüdür. saf doom metal değildir, önceki albümdeki gibi alman senfoniktir aynı zamanda. ilk albüm winter sunset'e benzer. ne yazık ki empyrium'un benim için son hakiki empyrium albümüdür. bundan sonra grupta çok kritik değişikliklere gidilmiştir. grubun müzisyenleri müziği değişmiştir. empyrium'un o sert doom metali, soft akustik müziğe dönmüştür üçüncü albüm ile birlikte. karamsarlığı bize sesi ile buram buram yaşatan markus'u ikinci ve son kez haykırırken duyuşumuzdur bu albüm. üçüncü albümde sadece bir kaç şarkıda vokalini çok az duyuyoruz. albümdeki her şarkıyı severim ama the ensemble of silence benim için bir başka yakarıştır.
  • ruhunuza ziyafet çektirecek bir albüm. tüm şarkıları harika, ama özellikle mourners parçasını çok seviyorum.
hesabın var mı? giriş yap