• sınırlamaya takılmış bir başlıktır. doğrusu; “alt-üst soy bilgisi sorgulama uygulamasının bu kadar popüler olmasının nedeni” olacaktı.
    bilindiği gibi dün e-devlette bu hizmet başladı ve site gün boyu çöktü, hala da erişimde sorun var.

    en büyük neden ise; özgüvensizlik ya da aşağılık psikolojisi olarak görünüyor. bu uygulamaya giren herkes (ya da çoğu kişi) kökenin kendince iyi yere dayanmasını temenni ediyor.
    işte bu bizdeki dayıcılık ya da kayırmacılığın kökeni aslında bu, yani senin nasıl biri olduğun, kişiliğin önemli değil. kimin yakını olduğun kimi tanıdığın önemli…

    insanın soy ağacını merak etmesi tabi ki normaldir. ancak öğrenildiğinde oluşan tepkilere ne demeli; “yaa! bizde kürtlük (ya da ermenilik) varmış ?” veya “eheh! bizim sülalemiz aslen avrupa göçmeni” gibi tepkiler bu durumu açıkça ortaya koyuyor. senin kökenin avrupa olsa ne olur? ortadoğu olsa ne olur? kafkas olsa ne olur? senin nasıl biri olduğun daha önemli değil mi? birey olma ve özgüven sorunumuz devam ettikçe bilinçli bir toplum olamayacağız. tek başarısı birinin yakını, tanıdığı olmak olan insanlarda hep önemli yerlerde olacak.

    not: insanın geçmişi ve kökeni ile gurur duyması yanlış değildir.

    akşam editi: gün boyu işten dolayı gelen yorumlara bakamamıştım, burada esas anlatılmak istenen; öğrenildiği zaman, verilen tepkilerin sebebinin ne olduğu ile ilgili idi. galiba tam olarak ifade edilemedi.
    yoksa bakan bakar, kime ne?
  • tamamen herhangi bir osmanlı padişahının torunu olduğunu ispatlayıp hava atma çabası.
  • valla ben o başlıkta yazılanların dün+bugün vs en az %60'ını okudum, çok ama çok eğlendim, gözümden yaşlar geldi gülmekten. meğer ne kadar güzel kendiyle barışık insanlar varmış dedim, 40 yılın başı sözlükçüler sol frame'de "kadın şu şu şu olursa" başlıklarından kurtuldu fabrika ayarlarına döndü dedim.
    "annem selanik babam maraş ben yarı çomar'mıyım" diyen mi istersin, "cleeveland'liymişiz" diyen mi ;) "nenem sana nasıl kıyıp adını hurda koymuşlar" diyen mi, "dedeciğim seni bana göstermiyorlar" diyen mi "babamın babası bekar gözüküyor, yoksa .. yoksa ben??" diyen mi vs vs... bunları okurken farklı farklı çiçeklerin kokusu geldi sanki burnuma, hepimiz bir yerlerden göçmüş olsakta çok güzeliz farklılıklarımızla dedim. böyle zamanlarda herkes kendi gerçeğini kabullenip önümüze sererken (gönlünü karizma yapmadan açarken) çok daha güzeliz. o başlığa yazıp gülmeme sebep olan herkese çok tşk ederim...
  • insanların bir iki nesil öncesini bilmemesi, soy ağacı tutma (bkz: şecere) kavramı yok. zaten bir iki nesil önce insanların yüzde doksanı okuma yazma nedir bilmiyordu. bunu önemseyip ezberden dört beş nesil sayacak, oğluna kızına ezberletecek, imkansız iş, o bilgi kaybolup gidiyordu. soruyorsun herkesin ataları 1071 civarı horasan'dan gelmiş anadoluya, ama dedesinin dedesini (1850'de yaşamış olması gereken adam) kimdir bilmez..

    bir de osmanlı'da ihtida sureti ile islam milletine geçmek, türkiye cumhuriyeti ile birlikte ulus devlet falan derken herkesin bi anda türk olması gibi durumlar nedeniyle aslında, geçmişteki şimdi çok makbul olmayan durumlar için (gayrı müslim, ermeni rum yahudi, süryani, bazen kürt alevi vs vs) kollektif bir unutma, anlatmama üstünü örtme tavrı da vardı, şimdi bunun bir önemi kalmadı, beş nesil önce ermeni veya arnavut çıkmak kimseyi o kadar germiyor, ülkü ocakları reisi, mhp ilçe başkanı falan değilsen insanın doğal merakını sansürleyecek bir korku kalmadı.
  • şimdi bizim aile biraz farklı. soy ismimiz tam bir arap soy ismi. fakat dedem de babaannem de yunanistan'ın bir köyünden türkiye'ye gelmiş. dedemin annesi yunan bir aileden evlatlık alınıp türk bir ailede yetiştirilmiş. arada eksik aile bireyleri var. bir yere kadar bulduk fakat bir noktadan sonrası tamamen kayıp. bizimkiler yunanistan'dan gelirken ailenin diğer bireyleri nereye gitti veya nereden oraya geldi. o kısmı çözemiyoruz. bu nedenle bizim için önemli fakat saatlerce uğraşmama rağmen giremedim.

    not : soy ismi kanunundan sonra soy isimlerini yunanistan'daki lakaplarını soy ismi olarak belirlemişler. bir arap soy isminin yunanistan'daki bir aile için neden lakap olarak belirdiği sorununu çözemedik. yaşadıkları dönemle mi alakalı yoksa geldikleri yerler ile bir bağlantısı var mı bir diğer sorunumuz da bu.
  • en bilgili bilinçli olanımız için dahi, ben dahil, kendimizi tanımlama şeklimizde, içimizdeki faşistin ve milletçe kompleksimizin büyük güç/pay sahibi olmasıdır.

    evet kalkıp bununla bir nevi dalga geçecek, mizah yapacak özgüveni haiz olabiliriz, istisnalar da olabilir ama adım gibi eminim ki genel resim için, işin içinde ciddi şekilde "özgüven bunalımlı faşizme sarılmış toplum hastalığı" var. adını şimdi koydum, saçmalamış olabilirim.

    bu toplumda insanlar doğuştan olan şeyleri ile kendilerini tanımlamayı çok severler. bütün geri toplumlarda böyledir. kadın/erkek, türk/kürt, uzun/kısa, alevi/sünni, müslüman/hristiyan, sivaslı/trabzonlu, a aşireti/b aşireti, selanikli göçmen dede/kafkas göçmeni dede vb. çoğunluk kendini bunun üzerinden tanımlamaya çalışır. bununla kendine destekçi, arka, güç edinmeye çalışır. aidiyetin bu türlüsüne çok ihtiyaç vardır.

    çünkü kendini bunlar üzerinden tanımlamak için 1 kalori bile yakmak gerekmez. oturduğun yerden yok selanikli, yok kırk kuşak karadenizli diye bir bokmuş gibi sevinirsin. kendini ortalamadan bir tık üst konumlarsın. kimisi en üste konumlar. bu konumlama kısmı kişideki hastalığın boyutu ile alakalı.

    dedelerde kürt olan karma kendini halkların kardeşliği bebeği sanır, kuşaktan kuşağa hep yörük çıkan kendini has türk zanneder, selaniklisi kosovalısı kendini ülkedeki en batılı görür, arabı zaten peygamber torunudur, ulvidir. bunlarla şişinip şişinip durulur sohbetlerde, lafı edilmezse düşünselde bu yaşanır...

    bakın bu ciddi hastalıklı bir hal. kanaatim bu.

    hobi yok,
    eğitim yok,
    okuma yok,
    sanat yok,
    spor yok,
    dünyada bilime katkı yok,
    gezme, görme, seyahat yok.
    kısacası çalışarak, çaba göstererek, uğraşarak ulaşılan hiçbir şey yok. olanlar hep hazır şeyler.

    ne var, kent var, marlboro var,
    ne var, soy var, sop var.

    hiçbirimiz hiçbisikim değiliz bu zihniyetle. çünkü mürşidimiz ilim, fenn, akıl değil. anca soya sopa bakıp şişinme(ki o da yalan şişinme) ihtiyacı olan ezikleriz, küçük ezik faşist ruh hastalarıyız. meraktan falan çok öte bu iş, kendinizi kandırmayın.

    bu tespite soy sop sitesi çökünce varmış değilim. yeri geldi yazdım işte...

    not: işbu entryde ortalama ve çoğunluğu teşkil ettiğine inanılan türk toplumu anlatılmaya çalışılmıştır. "- abi bak bende öyle değil, walla merak....." gibi mesajlar atmayınız.
  • meraktır. bu kadar dertlenecek bir şey yok yahu. insanı hayvanlardan farklı kılan şeylerden biri, tarihin çetelesini tutmak ve bilgiyi kümülatif olarak kullanabilmektir. bizi bugünlere getiren şey de budur. tabii ki geçmişimizi merak ediyoruz, bizi insan yapan şey bu merak. herkes gelmişe geçmişe takılmadan bugünü yaşasaydı, şu an hala taş yontuyor olurduk. ha bence de öylesi daha iyi olurdu ama işte...
  • bu tarz başlıkları oluşturma çabası kadar popüler değildir. zira insanın soyağacını öğrenmek için hemen sistemi kullanmaya çalışması çok normaldir.
  • aile bireylerine sorup araştırmak, bir aile ağacı sitesi yardımıyla oturup aile ağacı hazırlamak çok uğraştırıcı olduğu için hazır bilgi önümüze gelsin çok seviyoruz.
  • insanların soyunu merak etme nedenleri bana kalırsa tamamen öznel. misal ben tarihi dokuları yaşamayı hayaller kurmayı çok severim. bir antik kenti gezdiğim sırada, oranın günümüz hali değil de geçmiş hali görünür gözüme. neler yaşandığını kurgularım kafamda. soy olayını merak etmem de aynı sebepten. dedelerim kimmiş? nereden gelmişler? çoğu kitabı okumaktan daha keyifli gelir bana bu tarz simülatif hayaller kurmak.
hesabın var mı? giriş yap