• sadece türkiye'nin değil dünyanın en iyi oyuncularından. onu ilk -çok kötü bir prodüksiyon olduğunu düşündüğüm- simyacı da izlemiştim. oyundan aklımda kalan tek şey harika oyunculuğu ve çok arada bir yerde melodik bir şeyler mırıldanırken duyulan "acaba güzel mi?" sesiydi. daha sonra ankara devlet'in mutlu son'unda izledim, hala çıldırıp masa üzerine çıkıp şarkı söylediği anı hatırlarım. ayrıca izlediğim en iyi blanche'dı diyebilirim sanırım. arzu tramvayı rejisörü de sesinin güzelliğini farketmiş olmalı ki o oyunda da sahne dışındayken- banyo yaparken- şarkı söylüyordu. finaldeki "yabacıların nezaketine her zaman güvenmişimdir" derkenki ses tonu öğretilemeyecek ve anlatılamayacak bir oyunculuk içermekteydi. emin olmamakla birlikte hala ankara devlet'te oynamakta olduğunu düşünmekte ve neden istanbul'da değil de onu izleyemiyorum diye de üzülmekteyim...
  • önümüzdeki sezon oyun atölyesinin yeni oyununda haluk bilginer ile beraber çalışacak oyuncu.
  • jeanne d arc in oteki olumu isimli oyunda devleşen, başarılı tiyatrocu.
  • jeanne d'arc'ın öteki ölümü adlı oyunu neden izlemek zorunda olduğunuz sorusuna cevaplardan biridir bu oyuncu. oyunda şarkı söylemediğini sananlar yanılmaktadır, zira oyuna abartı (neden abartı olduğu sonradan açığa çıkan) bir vibrato ile başlayan tülay giydiği jeanne d'arc giysisi içinde şarkısına fortissimo devam etmekte; monologlarında yer yer piano'ya düşmekte, pianissimo üzülüp en derinden üzmekte ve kapanışı diminüendo yapmaktadır. tansiyonları böylesine yüksek ve beden cimnastiği yerine uzun uzadıya (oyun öncesi düşünülmüş) bir zihin cimnastiği gerektiren jeanne d'arc rolünü onu daha önce ağzı açık izlemiş olan birini bile şaşırtan bir başarıyla sergilemektedir. övgüler onu anlatmaya yetmez, o yüzden en mantıklısı bu entry'i burada noktalamaktır.
  • oyunculukla ilgilenen insanlara gelişime tanık olmaları adına bazı şeyler okumaları önerilir. metod oyunculuğu, stanislavski gerçekçiliği, 4. duvar tekniği... ilkel taklitlerden başlayıp seyircinin varlığını yok saymaya kadar gelen serüveni okumak illa ki heyecan vericidir. bundan daha da heyecan verici başka bir şey varsa bu işi doğru yapan birini, olay bir törenmişçesine, izlemektir. tülay günal dot'un yeni oyunu bug'da tek bir kelimeyle neler yapılacağının dersini verirmişçesine oynuyor. yaklaşık on dakika -bir cam kafesi andıran dekoru izlediğiniz oyundan önceki süre boyunca- düşük frekansta da olsa bir süre sonra kulak delici hale gelen susmak bilmez bir telefon ötüşü var. saatlerce su içmeyince koskoca bir bardak su nasıl gereksinilirse salondakiler bir "alo" yu öyle gereksiniyor. işte bu yüzden sahne tarihinin en zor parçalarından biri söz konusu olan... bir süredir içinde alo provası yapan huzursuz seyirciyle aranızda bir cam varken sahneye çıkıp telefonu alıp "alo" demeniz gerekiyor. bir karakter giymek, özel bir aksan bulmak, kimsenin aklına gelmeyen bir mimiği, mizanseni oturtmakla çözülecek bir problem değil. öyle bir alo demelisiniz ki seyirci hem bu katartik an sayesinde rahatlamalı hem de oturduğu yerde halihazırda onu bekleyen dikenin farkına daha da varıp bir süre sonraki rahatsızlıklara kendini hazırlamalı. yanlış tonlama tüm oyunu düşürebilir... tülay günal'ın bug'da verdiği diğer oyunculuk derslerinin değerini unutmamalı ama o "alo" yu nasıl olur da böylesine doğru söylediğini sınıflarda özenle tartışmalı... şehirde güzel şeyler oluyor...
  • tiyatro dot'un sahnelediği bug / böcek adlı oyundaki başarısıyla, sanat kurumu tarafından 2006/2007 sezonu "en iyi kadın oyuncu" ödülüne layık görülmüştür.
  • asi dizisinin şarkısına söz yazarak ve de şarkıyı şahane bir şekilde söyleyerek yeteneklerinin oyunculukla sınırlı olmadığını göstermiştir. güzel kadın, süper oyuncu, iyi şarkıcıdır özetle.
  • kendisinin sadece güzel değil , oldukça da etkileyici bir sesi var. `ağaçlıktan arar gelir` i ne güzel söylemiş. allahın sevgili kulu heralde; hem oyunculuk var hem ses.
  • asi isimli dizide dinlendirici sesiyle dikkat çeken oyuncu. çetin tekindorla birlikte söyledikleri şarkı:

    http://www.youtube.com/…xdrj4ikw0ae&feature=related
  • ben bertolt brecht isimli oyunda, birlikte oynadığı genco erkal'ın sahnede olduğunu unutturacak kadar harika bir performans sergileyen, oyunculuğu kadar yorumculuğunun da çok güçlü olduğunu gösteren sanatçı.

    kendisini asi ve ay tutulması isimli televizyon dizilerinde toplamda 84 bölüm* izlemiş biri olarak televizyon yapımcılarının kendisine yazık ettiğini, onu epeyce durağan rollerde harcamış olduklarını üzülerek keşfettim.

    onu yeniden sahnede görmek için can atıyorum.
hesabın var mı? giriş yap