*

  • prince of persia'yı hatırlatmıştır
    (bkz: hassanssins)
  • çarpıcı bir benzetmedir. çarpıcı olması, gülen cemaatini bir suç örgütü olarak göstermesinden kaynaklanmamaktadır. zaten bu amaçla gülen cemaatini başka sıfatlarla bolca nitelemektedir, başbakan.

    bence benzetmenin etkili oluşunun arkasından her iki yapının da, müridlerini, bu topraklarda hüküm süren iktidara intihar saldırısı yaptırmasından kaynaklamaktadır. bu saldırının derinine indiğinizde şu gerçeklerle karşılaşıyorsunuz:

    1) gülen cemaati islami değerler üzerine kurulduğunu iddia etmektedir.
    2) temel amacı; tevhid ve salih amel ile donanmış müslüman bir toplum oluşturmaktır (iddiaları budur).
    3) ancak son yaşananlara bakıldığında müridlerin ne şahsi menfaatlerini, ne milli hisleri, ne ümmet anlayışını, ne kul hakkını, ne de asgari insanlık hassasiyetini dikkate aldığı görülmektedir.
    4) gözetilen tek nokta cemaatin menfaatleri, hocanın talimatlarıdır...
    5) düşünün ki bir topluluğu "islami değerler ile" yetiştiriyorsunuz, ama verdiğiniz bir dizi talimat ile bu topluluk bırakın milli veya islami hassasiyetleri, hatta insani değerleri bile ayaklar altına alan operasyonlara kalkışabiliyor. hem de, gözlerini kırpmadan kendi nefislerini bile hiçe sayarak...
    6) bu nasıl bir "islami bir tedrisattır" ki, cemaatin menfaatleri için, mürşidin işaretiyle, insanların en mahrem anlarını kameraya alıp yayınlanmasında bir beis görülmüyor, ülke menfaatlerini dinamitleyecek operasyonlara kalkışılabiliyor, ümmet anlayışının veya en azından insaniyetin gerektirdiği hassasiyeti kendi insanından esirgeyebiliyorlar.
    7) velhasıl kelam her türlü değeri hiçe sayan, tüm islami hassasiyetleri ezip geçen bir "fenafilcemaat (fenafişşeyh)" anlayışın olduğu bir cemaat yapısı oluşturuluyor.
    8) kuran'ın hükmü olduğu yerde benim sözüm dikkate alınmaz diyen bir peygamberin ümmetinden bir topluluk çıkıp, hocamın hükmünün/rızasının olduğu yerde tüm ayet ve hadisler askıya alınabilir diyebilir mi?

    kanaatimce haşhaşi benzetmesi, bu gerçekler açısından oldukça çarpıcıdır.
  • haşhaşileri bilmeyen insan söylemidir. çünkü: "alamut itham etmez, idâm eder."
  • selahaddin eyyubi'nin vucuduna kanla yazilan ''akilli ol'' uyarisi var. kapisina en guvendigi adamlari yerlestirmis oldugu oda icerisinde misil misil uyurken oluyor tum bunlar. resideddin sinan evvelinde bir mektup gonderiyor selahaddin'e. uyari mahiyetinde tabi. ama selahaddin bunu pek onemsememis. sonrasi: iki taraf da birbirine dis gecirememis ve agresif selahaddin boyun egdirme sevdasindan vazgecmis.

    mevzu yeni vahiyciler ile gulen cemaati arasindaki orgulenme sekli ise, eh iste belki denilebilir. tesbihte hata olmamis. gibi. illa ve lakin (galiz kahraman), yeni vahiyciler orta cag dunyasindaki sinif savasimlarinda esitlikci kale devletlerini, proto sosyalist hareketi, yoksul koylulugu temsil ediyordu. burda bi error verir isbu benzetme.
  • başbakan'ın konuşmasındaki bazı kelimelerle kişilik haklarına saldırıldığını belirten 22 iş adamı, ankara asliye hukuk mahkemesi’ne bin liralık manevi tazminat davası açtı.

    anlamadığım şu;

    cemaat denen şey başı ve sonu belli olmayan örgütsel bir yapılanmadır. örgüte bağlı olan kurumlarının ve kişilerinin hiç birinin birbiriyle resmi bir bağlantısı yoktur. bu 22 iş adamı hangi sıfatla bu davayı açmışlar;

    - haşhaş üreticileri birliği olarak mı?
    - hasan sabbah'ın resmi varisleri olarak mı?
    - haşhaşi markasının patent sahibi olarak mı?
    - yeryüzünde 150 ülkeye yayılmış bütün örgüt elemanları olarak mı?

    yani hiç mi hukuk adamına danışmadınız olum siz ya, kafanız mı güzeldi çok? bu davayı - yargıda sizden birinin idaresine geçmezse - yırtınsanız da kazanamazsınız. ortalama zekası olan kime sorsanız bunu der size.

    az biraz mantıklı olun mübarekler.
hesabın var mı? giriş yap